Kürt Konferansı: Müzakere mümkün, irade gerekiyor!

Kürt Konferansı: Müzakere mümkün, irade gerekiyor!

Avrupa Parlamentosu’nda 9. Uluslararası Kürt Konferansında Kürt sorununda diyalog ve müzakere vurgusu ile başladı. Konferansın organizatörlerinden Avrupa Birliði Türkiye Sivil Komisyonu’nun (EUTCC) Başkanı Kariane Westrheim, “Müzakere her yerde mümkün ama diyalog iradesinin olması gerekiyor” dedi. Leyla Zana AB’yi Kürtlere yaklaşımını “netleştirmeye” çaðırırken, Helene Flautre, Öcalan’ın siyasi rolünü oynamasının koşullarının oluşturulmasını istedi.

Avrupa Parlamentosu (AP) bu yıl 9. Kürt Konferansı’na kapılarını açtı. Konferans, Güney Afrikalı Başpiskopos ve Nobel Barış Ödülü Sahibi Emeritus Desmond Tutu, Dr. Şirin Ebadi, Bianca Jagger, Profesör Noam Chomsky, Yazar Yaşar Kemal, Yazar Vedat Türkali ve Leyla Zana’nın hamiliðinde yapıyor. Bunlardan Leyla Zana konferansın açılışında hazır bulundu.

Konferansın açılış konuşmalarını Avrupa Birliði Türkiye Sivil Komisyonu (EUTCC) Başkanı Kariane Westrheim ve AP Sol Grup Milletvekili Gabi Zimmer, Diyarbakır Baðımsız Milletvekili Leyla Zana ile AP Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Helene Flautre yaptı.

WESTRHEIM: DÝYALOG ÝRADESÝ GEREKÝYOR

Konferansta eş zamanlı olarak Türkçe, Ýngilizce, Almanca, Ýspanyolca ve Flamanca dillerinde çeviri yapıldı. Avrupa Birliði Türkiye Sivil Komisyonu (EUTCC) Başkanı Kariane Westrheim açılış konuşmasında Kürtçe çeviri eksikliðine dikkat çekerek, Kürtçenin dünyada en fazla baskı altında olan dillerden biri olduðunu kaydetti. Westrheim, “Kürtçe çeviri olmamasından ötürü üzüntü duyuyoruz” dedi.

FARC ile Kolombiya hükümeti arasındaki müzakerelere işaret eden Westrheim, “Müzakere her yerde mümkün ama diyalog iradesinin olması gerekiyor” vurgusunu yaptı.

Westrheim, “Türkiye içinde barışın düşmanları olduðu gibi dostları var, Türk hükümeti içinde de müzakere yanlısı olanlar var, diyalog ve barışı istememiz gerekiyor. Bu tek başına yetmiyor, cesur olmak gerekiyor. Diyalog ve müzakere önündeki engellerin kalkması gerekiyor. Avrupa Birliði’nin de Kürt sorunu ile ilgili çok daha cesur olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Westrheim, Fransa’da tutuklu KNK üyesi Adem Uzun ile ilgili de yarın bir açıklamada bulunacaklarını söyledi.

ZIMMER: AB FONLARI YOKSUL BÖLGELERE VERÝLMÝYOR

AP Sol Grup Milletvekili Gabi Zimmer, Almanca yaptıðı konuşmada CHP ve AKP’li vekillerin toplantıya katılmadıðına dikkat çekerek, “katılmamalarından ötürü üzgünüz. Bundan sonra katılmalarını umuyoruz” diye belirtti. “Bu toplantıya katılmak için cesur olmalıyız” ifadesini kullanan Zimmer, Türkiye’deki tutuklama ve gözaltılara dikkat çekti ve bu açıdan “Türkiye’nin AB’ye üyeliði açısından bir sorun yaşayacaðız” dedi.

Zimmer, “Bu şartlarda bu mümkün olmayacaktır. Türkiye’de belli şartlar yerine getirilirse bu mümkün olabilir” diye ekledi.

AP eski parlamenteri Feleknas Uca’nın Türkiye’de gözaltına alınması ve Türkiye’ye girişinin yasaklanmasını hatırlatan Zimmer, “Ýlk Kürt kökenli milletvekili olarak bizim parti grubumuzun üyesiydi. Türk makamları Feleknas Uca’ya karşı çok kötü bir davranışta bulundu. Türkiye’de açlık grevinde yapan tutuklularla dayanışmada bulunduðu sırada Ankara’da gözaltına alındı” deid.

AP başkanı hızlı bir şekilde girişimde bulunduðu ve Uca’nın serbest bırakılmasını saðladıðını ifade eden Zimmer, “ Eski milletvekilinin durumu sıradan vatandaştan daha imtiyazlı olabilir. Ama biz herkesin yanında olacaðız. Sol grup olarak biz adil bir dünya düzeni istiyoruz” şeklinde konuştu.

Zimmer şöyle dedi: “Türkiye’nin durumu ekonomik açıdan durumu iyi görünüyor ama sendikacıların grev hakkını kullanamıyor olmaları, adil ücret için greve gidemiyorlarsa bunu kabul edemeyiz.”

Türkiye’ye giden AB fonlarının yoksul alanlara verilmediði eleştirisinde bulunan Zimmer, bunun kabul edilemez olduðunu kaydetti.

ZANA: AB KÜRTLERE YAKLAŞIMINI NETLEŞTÝRMELÝ

Baðımsız milletvekili ve AP Sakharov Düşünce Özgürlüðü Ödülü sahibi Leyla Zana, konuşmasına “Ýlk defa divanda dört kadın oturuyor. Her sene Kürtçe başlıyorduk. Bu sene dostlarımızın talebi oldu. Kriz çıkmasın dediler. Kriz çıkarmak için deðil, bu kez krizleri çözmek için buradayız” ifadeleriyle konuşmasına başladı.

AB’ye Nobel Barış Ödülü verildiðine işaret eden Zana, “Bu sene Nobel barış ödülünü alan AB’yi tebrik ediyorum. Bu ödül onun ekonomik birlik kadar bir barış projesi olduðunu da gösteriyor” diye belirtti.

Dünyanın birçok yerinde yaşanan savaş ve yoksulluk gibi sorunlara deðinen Zana, sorunların çözümünde AB’nin rolüne işaret ederek “Avrupa’nın da dünyanın Kürtlere karşı tutumunu netleştirmesi gerekiyor” dedi.

Kürt halkının özgürlük çaðrısının AB tarafından görülmesi gerektiðini vurgulayan Zana, “Kürtler bugün tarihsel bir eşikten geçiyorlar” diyerek Güney Kürdistan, Batı Kürdistan, Doðu Kürdistan ve Kuzey Kürdistan’ın durumunu anlattı.

“Kuzey Kürdistan Kürtleri Türkiye demokratikleşmesinin en önemli faktörü” diyen Zana, tüm parçalardaki Kürtlerin birbirlerinden kopuk olmadıðını ifade etti. Zana, “Kürtler birinden kopuk bir halk olmadıðını bütün dünyaya gösteriyor” şeklinde sözlerini sürdürerek, Kürtlerin yaşadıkları ülkelerde devletin zalim yüzü ve otoriterlere karşı mücadele ettiðini söyledi.

KÜRTLER ÝÇÝN ARTIK SÖZ VE SÖYLEM YETMÝYOR

Türkiye’deki Kürt sorunu konusunda “Türkiye’nin Kürt meselesi ile sınavı 100 yıllık ezberini bozamamıştır” ifadelerini kullanan Zana, devletin yaklaşımının “Yaptım oldu, mantıðı ile alt yapısı olmayan düzenlemelerden ibaret” olduðunu dile getirdi.

Kürt hareketi üzerindeki polis ve yargı baskısının giderek arttıðını anlatan Zana, PKK ile başlatılan diyalog zemini sürdürülemediði ve PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin devam ettiðini belirti. Yine Kürt çocuklarının öldürülmesi ve Roboski katliamı davasının üstünün örtülmesine deðinen Zana, Kürt vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tehdidini de hatırlattı.

“Barış çok zahmetli bir iştir, bu işin olmazsa olmaz koşullarından biri güven ortamının oluşturulmasıdır” diyen Zana, artık Kürtlerin “söz ve söylemle” yetinmediðini vurguladı. Zana, bir adım ileri iki adım geri atarak sorunun çözümü yönünde bir gelişme yaşanmadıðını ifade ederek, “Samimi ve somut adımlara ihtiyaç var” dedi ve Türk hükümetinden diyalog ve müzakere ile sorunun çözümüne yönelik tüm tarafların katılımı ile somut bir öneri ortaya koymasını istedi.

Ýktidarı sınırlandıracak, demokratik bir anayasada ısrarcı olduklarını söyleyen Zana, yeni Anayasa yapım sürecine deðinirken, tıkanan sistemi açacak, topluma nefes aldıracak, demokratik hamlelerden bahsedilmediðinin altını çizdi. Zana, yeni anayasa yapılırken bile yüzde 10’luk seçim barajının düşürülmesi, siyasi partiler kanununun deðişmesinin gündemde olmadıðını söyledi.

Rejimin karakteri olarak devletçilik ve milliyetçilikten vazgeçmediði için çözüm geliştiremediðini vurgulayan Zana, her şeyden önce Kürtlerle birlikte bir gelecek isteniyorsa, kısa orta ve uzun vadeli projeler ortaya konulması gerektiðini kaydetti.

ÖCALAN’SIZ BARIŞ OLMAZ

“21. Yüzyılda Kürt halkı mutlaka bir statüye sahip olmalı” vurgusu ile sözlerini sürdüren Zana, artık “Savaş ve terör kavramları yerine barış ve müzakere kavramlarına geçilmeli” dedi.

Zana önerilerini sıralarken, “Kürt siyasetçilerine yöneliş polis ve yargı baskına son verilmeli, “Siyasi bir af gündeme alınmalı”, “Devlet çözüm sürecinde kafa karıştırıcı stratejik hamlelerden vazgeçmeli” diye konuştu.

Kürt meselesinde genel stratejinin Öcalan ile, silah meselesinin PKK ile, Anayasa ve diðer demokratik sorunları BDP konuşulması gerektiðini belirten Zana, “Öcalan’ın çözüm sürecine etkin biçimde katılımı saðlanmalı. Öcalan’sız savaş oluyor ama barış olamıyor” diye vurguladı.

Zana Avrupa Birliði’ne de çaðrıda bulunarak, “AB daha aktif rol oynamalı” diyerek Türkiye açısından Kürt meselesi ‘reçete dönemi’nin sona erdiðini dile getirdi. Zana, “Aktörler bellidir” diyerek Kürt sorununun üzerine asfalt dökerek çözülemeyeceðini kaydetti.

FLAUTRE: KÜRT MUHATAPLAR KRÝMÝNALÝZE EDÝLEREK DÝYALOG YOLU AÇILMAZ

AP Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Helene Flautre, yaptıðı görüşmelerde Türkiye’den bölgede “bir esin kaynaðı” olarak bahsedildiðine işaret ederek, Türkiye’nin bunu sürdürebilmesi için “iç zorunluluklarına, Kürt meselesindeki zorunluluklarına cevap olması” gerektiðini belirtti.

Sigara üzerinde yazan “saðlıða zararlıdır” uyarısını hatırlatan Flautre, “Kürt sorununun çözülmemesi Türkiye demokrasisinin saðlıðına aðır zarar veriyor” dedi.

Bugün başta Suriye olmak üzere bölgedeki altüst oluşun bir fırsat olduðunu dile getiren Flautre, “Bu bölgesel durum, tarihi bir fırsat sunuyor. Bu aynı zamanda zorunlulukların yerine getirilmesi çaðrısıdır” şeklinde konuştu.

Türkiye’de bugün demokratik süreçte, özgürlükler konusunda bir gerileme olduðunu ve yoðun baskı uygulandıðını anlatan Flautre, Kürtlerin temsilcileri kriminalize edilerek, hapse atılarak “diyalog yolunun açılmasının mümkün olmadıðını” kaydetti.

“Kürt muhatapları kriminalize ederek diyalog yolu açılmaz” diyen Flautre, “Tartışmalarda bulunmak ve diyalogun açılması için farklılıkları tanımak gerekiyor” diye belirtti. Bu konuda bir “tanıma eksikliði” olduðunu ifade eden Flautre, artan çatışmalara da deðinerek mevcut durumu “hastalıklı bir oyun” olarak tanımladı. “Bu hastalıklı oyunu aşmak gerekiyor” diyen Flautre, Türkiye’deki patilerde aşırı milliyetçi zihniyetler olduðuna dikkat çekti.

Flautre, ““Mutlaka diyalog partizanları, diyalog yanlıları sorumluluklarına sahip çıkmalı” çaðrısında bulunurken, Öcalan ile Ýmralı’da görüşme talebinde bulunduðunu hatırlattı.

Flautre, “Öcalan ile görüşme talebinde bulundum. Ben bunu isterken ne söylemek istiyorum. Ben her şeyden önce onun tecridine son verilmesini destekliyorum” ifadelerini kullandı. Öcalan’ın tek bir mesajı ile açlık grevine son verdiðini hatırlatan Flautre, “Öcalan’ın siyasi rolünü oynamasının yolunu açılmasını” istedi. Flautre, “Diyalog için en azından iki kişi olmalı, tek başına siyasi diyalog olmaz” diyerek Türk devletinin tavrına tepki gösterdi.

Flautre, AB’yi de bu diyaloga ve Türkiye’nin demokratikleşme sürecine tüm gücüyle destek verememesinden ötürü eleştirdi.