Kürdistan Halk İnisiyatifi, AKP rejiminin Batı ve Kuzey Kürdistan arasına örmeye başladığı duvara karşı Kürt halkını eylemleri yükseltmeye ve Nusaybin'de buluşmaya çağırdı.  İnisiyatif, eylemlerin 7 Kasım'da" serhıldanlar düzeyine" ulaşmasını istedi.

Eylül ayından beri örülen "utanç duvarı"na ilişkin yazılı bir açıklama yapan Kürt Halk İnisiyatifi,  "24 Temmuz 1923’te Kürdistan coğrafyası uluslar arası hegemonik güçler ve bölgenin işbirlikçi ulus devletleri tarafından sömürgeci Lozan Antlaşması ile dört parçaya ayırarak talan ve sömürgeci operasyonlara hazır hale getirildi" diye belirtti.

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: "Ulus devletçiliğin tekçi zihniyeti dört parça Kürdistan da imha ve inkarın asimilasyoncu ve soykırımcı bütün uygulamaları denendi. Öyle ki; talan, tecavüz, işkence, asimilasyon ve soykırımın her türlüsü bu ülkenin gerçekliği haline getirildi. Coğrafyası ile beraber Kürt ulusu da inkar ve imha strateji ve politikaları ile yok edilme aşamasına getirildi. Apocu hareket başlamadan, Kürt-Kürdistan gerçekliğinden bahsetmek bile korkunç ölüm nedeni sayılırdı.     

Günümüzde Rêber Apo ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi öncülüğünde bütün Kürdistan coğrafyasında çok yönlü ve büyük bir devrim gerçekleşiyor. İmha, inkar  ve her türden soykırıma karşı eşsiz özgürlük mücadelesi bütün dünya halklarına umut oluyor. Kürdistan’ın her parçasında Önder APO düşünce ve fedaice savunma strateji-politikaları ile Lozan antlaşması hükmünü yitiriyor. Artık Kürdistan'da Lozan mütarekesi bozguna uğramış, işlevselliği kalmamıştır.

Lozan antlaşmasının tarafları olan küresel güçler ve yerel işbirlikçileri bu gerçekliğin farkına vardıkları için, bugün El-Kaide'ye bağlı çeteleri Kürdistan devriminin öncülüğünü yapan Rojava’ya saldırtmaktadırlar.

Şark Islahat Planı ile asimilasyonun öncülüğünü yapan TC ulus devleti günümüzde de bu rolünü yeşil Ergenekon'un liderleri Erdoğan  ve gülenin  taktik ve oyunları ile tamamlamak istemektedirler. Rojava devrimine el-kaideci çeteleri saldırtan AKP devletidir. Bugün Rojava sınırında örülen duvarın tek anlamı vardır. O da; Kürt imha ve inkarının sürdürülmesidir. Soykırımla Kürtlerin bitirilmesidir. Kürdistan’ın Türk uluslaşmasının yayılma alanı olarak kalmasına devam edilmesidir.

Tel, mayın ve şimdi de duvarlarla amaçlanan şey Kürdistan’ın gelecekte de sömürgecilikten beter bir statüye mahkum edilmesi, talan edilmesi ve her türlü tecavüze açık tutulmasıdır. Kürdistan Demokratik ulus inşasının, özgür yaşam örgütlenmesinin ve büyük kurtuluşun önüne geçilmesidir."

Halk İnisiyatifi, "Faşist AKP devletinin Qamişlo-Nisêbîn, Efrin, Serêkaniyê, Dirbêsiyê şehirleri arasına ördüğü duvarlar; soykırımın, asimilasyonun ve sömürgeci uygulamaların duvarıdır. Bakur ve Rojava'yı tamamen birbirinden koparma girişimidir" tepkisinde bulundu.

"7 Kasım günü Kürdistan düşmanlığı üzerine inşa edilen utanç duvarını yıkmak için" bütün Kürdistanlıları  Nusaybin'e çağıran Kürdistan Halk İnisiyatifi, "Aramıza inşa edilen duvarları, telleri ve mayınları bizim mücadelemiz ve irademiz kaldırabilir. Bütün halkımız  faşist devletlere serhıldanları ile bu duvarlara asla müsaade etmeyeceğini gösterecektir" diye belirtti.

 Halk İnisiyatifi şu çağrılarda bulundu: "Şimdiden Nisêbîn belediye başkanımız Ayşe Gökkan’ın öncülüğünde gerçekleşen eylemselliği büyütmeye ve 7 kasım da serhıldanlar düzeyine ulaştırmaya çağırıyoruz. Kürdistan’ı tel, mayın ve duvarlardan kurtararak özgür, demokratik bir Kürdistan ve Özgür Demokratik bir ulus birlikteliğine ulaşana kadar mücadeleyi büyütelim."