Kürtlerin temsilcilerini de RTE seçer!

Neçirvan Barzani’nin Türkiye üzerinden Paris’i ziyaret etmesinden sonra KDP’ye yakın basın yayın kuruluşlarının Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik dillerinde yeniden bir değişimin olduğu gözlemleniyor.

Suriye, Kuzey Suriye ve Irak’ta Kürtler merkezli gelişmeler baş döndürücü tarzda devam ediyor. Putin’in Suriye, Mısır ve son durak olarak Türkiye ziyareti, ziyaret öncesi yaptığı açıklamalar, Putin’in açıklamalarına cevaben ABD’den yapılan açıklamalar da bunu gösteriyor. Putin’in ziyaret öncesi yaptığı güçlerimizi çekeceğiz açıklaması ile başta ABD, Türkiye ve İran’a verdiği mesajlar oldukça önemlidir. Buna karşılık ABD’nin Rusya tarafından da terörist kabul edilen Nusra’yı göstererek, terörizm bitmediği için ayrıca siyasal bir çözüm henüz bulunmadığı için güçlerimiz kalacak açıklaması da, her iki ülkenin Nusra konusundaki görüşlerinin örtüştüğünü bir kez daha ortaya koyarken, Türkiye ile Nusra ilişkilerine de göndermeler yapıldı.

Bu görüşme ve açıklamalardan tam olarak ne çıkacağı henüz tümüyle anlaşılmış değil. Her ne kadar Türkiye, RTE ve bakanları tarafından farklı açıklamalar yapılsa da, henüz bu görüşme trafiğinden ne çıkacağı çok net değil. Önümüzdeki günlerde gelişmelerin ne tür sonuçları olacağına ilişkin veriler açığa çıkacak.

Uluslararası güçler açısından gelişmeler bu yönde seyrederken, referandumdan sonra KDP’nin aldığı ağır yenilgiden dolayı KDP’ye bağlı ve Rojava karşıtlığı üzerinden örgütlendirilen ENKS de, yenilenme adıyla bazı adımlar attı. Başkanlıktan İbrahim Biro’yu indirerek yerine PKD-S Başkanı Suud Mele getirildi. Biro gerek kişiliği gerekse RTE ve Türkiye MİT’i derin ilişkilerinin açığa çıkması ile fazlasıyla teşhir oldu. O yüzden ENKS böyle bir değişikliğe gitti demek hiçte yanlış olmaz. Ayrıca Biro ağır yenilgi alan KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ile koordineli bir şekilde çalışıyordu. Mesut Barzani de alınan ağır yenilgiden ötürü istifa etti, onun ekibinden olan Biro’nun kalması da olmazdı. Şimdi Neçirvan iş başında. Yeni iş başına gelen Neçirvan’ın Rojava politikaları için kendisine yeni bir ekip oluşturması da gayet normal. Suud Melle’in iş başına gelişini böyle değerlendirmek yanlış olmaz. Bununla bağlantılı bir şekilde önemli bir gelişme daha yaşandı. Putin’in Ankara ziyaretinden sonra açıklamalarda bulunan Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Erdoğan ile Putin’in Suriye’deki çözümü konuştuklarını söyledi. Ayrıca Soçi’de yapılacak olan halklar kongresine Kürtlerin temsilcisi olabileceklerin listesini de Rusya’ya verdiklerini açıkladı.
Türkiye için bu ülkeye komünizm de gelecekse biz getireceğiz denilen ülke olduğunu herkes bilir. Şimdi de Kürtler için temsilciler belirlenecekse biz belirleriz diyorlar. RTE, AKP’nin tamamen bir Kürt düşmanı politikası izlediğini bilmeyen yok. Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak, Gever gibi kentlerin yakılıp yıkılması, içinde insanların diri diri yakılması bu düşmanlık politikasını göstermek için yeterli. Bunun yanı sıra 25 Eylül’de KDP tarafından yaptırılan referandumdan sonra İran ve Irak ile Kürt karşıtlığı cepheyi oluşturarak 17 Ekim’de Irak ordusu ve Heşdi Şabi güçlerinin 140. madde kapsamında tartışmalı bölgeler olarak denilen Kürt şehir, köy, kasabalarına saldırıların başını çektiğini de bilmeyen yok. Kürt düşmanlığı bu denli açık ve net olan bir partinin Kürtleri temsil edebilecek olanları biz sunduk demek, Kürtlere büyük bir hakaret ve küfürdür. İşin diğer boyutu ise RTE ve AKP’nin Kürtleri temsil edebilecek kişileri belirledik dedikleri şahısların kimler olduğunu merak etmiyorum. Çünkü adı geçen kişiler ENKS’li denilen kişiler içinden seçilmiş olan kişilerdir. Bunların kimlikleri, kişilikleri, RTE, AKP ve Türkiye MİT ile ilişkilerini Kürtler biliyor. Bu durum ENKS’de yenilenmenin neye tekabül ettiği ve Neçirvan Barzani’nin birlikte çalışacağı ekibin profili hakkında da veriler sunduğunu bilmek gerekir.

Gelişmeler bu yönde ilerlerken Neçirvan Barzani’nin Türkiye üzerinden Paris’i ziyaret etmesinden sonra KDP’ye yakın basın yayın kuruluşlarının Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik dillerinde yeniden bir değişimin olduğu gözlemleniyor. Bunun yanı sıra Zaxo, Duhok hattında Kürt yurtseverleri, Kürdistan Özgür Toplum Hareketi’ne yönelik baskıların yeniden arttığı yönünde bilgiler gelmeye başladı. Bu baskılar Türkiye ile KDP ilişkilerini -ki bu ilişkinin de nasıl bir ilişki olduğu herkes tarafından biliniyor- düzeltmek için yeniden Kürt özgürlük hareketine yönelik bazı planlar içine girdiğini gösteriyor. Türkiye ile yeniden böyle bir plan içine girmek KDP açısından intihardan başka bir şey değil. Böyle devam etmek, referandumdan sonra alınan yenilgiden on kat daha ağır bir yenilgi almaktan başka bir sonuç doğurmaz.

Zira uluslararası ve bölgesel gelişmeler KDP’nin RTE ve AKP ile izlediği politikadan yana değil, çıkarları gereği, Rojava merkezli çok halkı demokratik yeni bir sistemden yana olmaktan başka bir seçenekleri olmadığı için bundan yana olduklarına gösteriyor.

Kaynak: Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi