‘Kürt halkı birliğe gelmeyen partilerden hesap sormalı’

Komalayî İslami'den Saman Rabatî ve PİK Başkanı Hikmet Serbilind, yaşananların Kürtlerin birlik olması gerektiğini zorunlu kıldığını vurgulayarak, “Kürt halkı, birliğe gelmeyen parti ve örgütlere karşı çıkarak, hesap sorması gerekiyor” çağrısında bulundu.

Kürtler tarihi bir dönemden geçiyor. Bir taraftan DAİŞ’in yenilgisiyle Reqa’nın özgürleştirilmesi, diğer taraftan ise peşmergelerin direnmeyip, cepheden çekilerek birçok Kürt kentinin Haşdi Şabi’nin denetimine geçmesi gibi gelişmeler yaşanıyor. Kürtler Reqa’daki gelişmeye sevinirken Kerkük ve diğer kentlerin kaybedilmesinden dolayı oldukça tepkili. Bu yenilginin sorumluluğunu da KDP’ye bağlıyor ve ulusal birliğin gerçekleşmediğinden dolayı bu gelişmelerin yaşandığına inanıyor. Kürdistani birçok çevre de bu görüşte. Komalayî İslami temsilcisi Saman Rabatî ve Kürdistan İslami Partisi (PİK) Başkanı Hikmet Serbilnd, bütün Kürt parti ve örgütlerini birliğe çağırarak, “Bu saldırı ancak birlik olarak cevap verebiliriz” ifadesinde bulundular.

‘KÜRT PARTİLERİ SÖMÜRGECİLERE HİZMET ETMEMELİLER’

Komalayî İslami temsilcilerinden Saman Rabatî, Kürt halkının tarihi ve kritik bir dönemden geçtiğini belirterek, “4 parçadaki Kürt partilerinin bir araya gelip, derhal ulusal birliği sağlayarak Kürt halkının mücadelesine hizmet etmeli. Kürt toprağının dört tarafı düşmanlarla çevrili. Kurtuluş birlikten geçiyor. Kürt partileri sömürgecilerin hizmetine girmemeli. Halkın çıkarlarını esas almalılar. Avrupa ile ABD’de diplomasi atağı başlamalı ve partiler üstü bir üst komite kurulmalı” dedi.

Rabatî, Kürdistan’ın bütün parçalarında farklı farklı sorunların olduğunu ve bunların çözümü için de oralardaki partilerin harakete geçmesi konusuna vurgu yaparken ardından da bir üst komitenin oluşturulması gerektiğini söyledi.

‘GÜNEY KÜRDİSTAN’DA DEMOKRASİ YOK’

Konuşmasında, Güney Kürdistan’daki sorunlara da değinen Rabatî, devamla şunları söyledi: “Bizim en büyük sorunumuz, demokrasinin olmaması. Bu da siyasi, ekonomi ve diplomasi alanında yolsuzluk ile yozlaşmayı getiriyor. Parti çıkarları ön planda. Bazı kesimler çok güçlü ve ellerinde her türlü yetki var. Bazılarının ise yetkileri yok. Ellerinde yetki olan örgütler ekonomi ve askeri gücü kullanarak, kendini yaşatmaya çalışıyor. Ve diğer partileri baskı altında tutuyor. Sistem yok, demokrasi yok. Şuanda peşmerge güçleri yurtseverliğe ve ulusal birliğe hizmet etmiyor. Tamamen parti ve şahsi çıkarlar söz konusu. Umarım Kürdistan’ın diğer parçaları özellikle de Rojava bizden iyi dersler çıkarır. Savunma gücü yurtsever ve ulusal olur. Partinin değil, halkın çıkarlarını esas alır. 26 yıldır Güney Kürdistan’da sistem için bir adım atılmadı.”

‘PARTİ DEĞİL ULUSAL ÇIKARLAR DÜŞÜNÜLMELİ’

Kürdistan İslami Partisi (PİK) Başkanı Hikmet Serbilnd ise Kürtlerin yüz yıllardır topraklarının parçalandığına dikkat çekerek, “Kürtlerin ülkeleri parçalanmış, aralarında birlikleri ve ulusal bir temsiliyet yok. İnancımıza göre 21’nci yüzyıl Kürtlerin yüzyılı olacak. Ancak tek bir şeye ihtiyaçları var o da ulusal birlik. Eğer biz bu birliği sağlarsak hem içerde hem de dışarda iyi temsil ediliriz. Bunun için de usta Bediüzzaman Saîdê Kurdî diyor ki, ‘İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, uhuvvette (kardeşlik) saadet, hükûmette selâmet var. Birlik savunmasını sağlayın ki sizi savaşlardan korusun.’ Kur’an’daki bir ayette de; ‘Size zulüm yapanlara karşı birleşin ve o zulümden kurtulun. Eğer yapmasanız sorumlusu siz olursunuz’ diye yazıyor. Eğer birlik olmasak ve başımıza bir şey gelirse bunun sorumlusu biz Kürtleriz. Biz birbirimize yakınlaşmalı, birlik olup sorunsuz yürüyebileceğimiz bir yol bulmalıyız. Bütün renklerimizle, düşünce ve farklılıklarımızla yürüyelim. Parti ve örgütsel değil, ulusal çıkarlarımızı esas alarak. Bugün birliğe karşı çıkacak partilerden Kürtler hesap soracak. Eğer bugün onlar sormasa yarın öbür gün çocukları hesap soracak. Bu benim partim de olsa ondan da hesap sorulmalı.”