Kürdistan bedellerle var edilmiştir-MAKALE

Kürt inkarcılığının öncülüğünü de Türk devleti yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Kürtleri inkar ederek kültürel soykırıma uğratmayı amaçlamıştır. Bunun için birçok katliam yapmış, bunun üzerinden de kültürel soykırım politikası yürütmüştür.

Kürt sorunu Ortadoğu devletlerinin hastalığı haline gelmiş. Kürt sorununu çözmeyen devletlerin ve toplumların sağlıklı düşünmesi mümkün değil. Bu nedenle yöneticilerden topluma kadar bir hastalıklı durum yaşanıyor. Başka konularda insani ve evrensel ölçülere göre değerlendirme yapılırken, sıra Kürtlere geldiğinde hastalıklı söylemler ve duruşlar ortaya konuluyor.

Kürtlerin ataları Ortadoğu'nun en eski halklarıdır. İlk toplumsallık Yukarı Mezopotamya’da, yani Kürdistan'da gerçekleşiyor. Bu, ilk kültürü ve ilk haklaşmayı ifade ediyor. Kürtler, insanlığın kök hücresi olan ilk kültürün yaşandığı coğrafyanın halkıdır. Bu yönüyle insanlığın ilk halk gerçeği Kürtlerin atalarıdır. Kürtler, Ortadoğu kültürüne de, dünya kültürüne de büyük değerler katmışlardır. Şimdi bu halk inkar ediliyor, yok edilmek isteniyor. Bu, tüm insanlığa yönelik bir saldırıdır. İnsanlığın kök kültürünün yok sayılmasıdır. İnsanlığın inkarıdır. Dünyada her halk inkar edilebilir, Kürtler inkar edilemez. Bu halkın varlığı binlerce yıl bu topraklarda güçlü biçimde hissedilmiştir. Ortadoğu'nun tüm tarihi eserlerinde ve edebiyatında Kürdistan ve Kürtlük güçlü biçimde yer almıştır. Ancak böyle bir halk kapitalizmin Ortadoğu'ya soktuğu milliyetçilik ve ulus devlet zihniyeti ile yok sayılmaktadır.

Kürt inkarcılığının öncülüğünü de Türk devleti yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Kürtleri inkar ederek kültürel soykırıma uğratmayı amaçlamıştır. Bunun için birçok katliam yapmış, bunun üzerinden de kültürel soykırım politikası yürütmüştür. İran, Irak ve Suriye Türkiye gibi Kürtleri söylemde yok ­saymamış olsalar da onlar da uygulamada soykırım politikalarını farklı biçimde pratikleştirmişlerdir. Türk devleti 20. Yüzyıl boyu olduğu gibi günümüzde de Kürt düşmanlığında öncülük yapmaktadır.

AKP iktidarı son yıllarda Kürt düşmanlığını zirveye çıkarmıştır. Bakurê Kurdîstan'da şehirleri yakıp yıkmış, binlerce Kürt siyasetçiyi tutuklamış, Rojava Devrimine düşmanlık yapmış; Başurê Kurdîstan'da da Kürtlerin kazanımlarını kaybetmesi için her türlü kirli politikayı yürütmüştür. Şimdi bu Kürt düşmanlığını Meclis’te Kürdistan yoktur diyerek açıkça bir daha ortaya koymaktadır. Türkiye Meclisinde Kürdistan vardır diyen Osman Baydemir Meclis oturumundan atılmıştır.

Meclis, Türkiye'nin siyasi iradesidir. Bunun temsilcisi de Meclis Başkanı’dır. Meclis Başkanvekili’nin Kürdistan yoktur demesi, resmi politikanın ifadesidir. Meclis Başkanvekili de AKP iktidarının önemli milletvekilidir. Bu milletvekili AKP'nin faşist şefinin zihniyetini ortaya koymuştur. AKP'de herkes Tayyip Erdoğan’ın zihniyetini ortaya koymada yarışmaktadır. Tayyip Erdoğan özellikle bu dönemde herkesin kendisine bağlı olmasını istemektedir. İşte bu nedenle her gün kraldan çok kralcılar çıkıyor, Erdoğan’ın zihniyetini açıkça dillendiriyorlar.

AKP ve Tayyip Erdoğan, iktidarının ilk yıllarında Kürtlerin mücadelesini durdurmak için yumuşak söylemlerde bulundu. Hatta 2004 1 Haziran hamlesi başlamadan önce Tayyip Erdoğan “düşünmezseniz böyle bir sorun olmaz” diyordu. 2004 1 Haziran hamlesi başlayınca daha önce düşünmezseniz Kürt sorunu yoktur diyen Tayyip Erdoğan 2005’te “Kürt sorunu benim de sorunumdur” demiştir. Ne zaman Kürt halkı artık bu sorun çözülsün dediğinde gerçek yüzünü göstermiştir. 2014-2015’te ya sorunu çözecekti ya da saldıracaktı. Çözüm politikası olmayınca saldırı ile ezme harekatı başlattılar. Bu saldırı kararı, Kürt Özgürlük Hareketi'nin ezme ve soykırımı tamamlama amaçlı alınmıştı. 2014 yazından itibaren inkarcılık yeniden eskisi gibi gündeme konmuş, 24 Temmuz 2015’te de pratikleştirilmiştir.

24 Temmuz saldırısı ile Kürdistan yok söylemi bir madalyonun iki yüzüdür. Zaten Kürdistan yok denildiği için 24 Temmuz saldırısı yapılmıştır. Kürt ve Kürdistan kabul edildiğinde sorun çözülmek zorundadır. Çözüm politikası olmadığı için Kürt ve Kürdistan yok deniliyor. Dolayısıyla Kürt sorunu ancak ve ancak AKP faşizmine karşı mücadele edilerek gerçekleşir. Kim Kürt sorununun çözümünü istiyorsa onlar AKP faşizmine karış mücadele etmelidirler. AKP iktidarına karşı mücadele etmemek Kürt soykırım politikasına boyun eğmek olur. Kürt ve Kürdistan’dan söz edenler AKP iktidarına karşı mücadele etmelidir. Yoksa Kürt’üm demenin de, Kürdistan var demenin de anlamı olmaz.

Kürt ve Kürdistan on binlerce şehitle var edilmiştir. On binlerce gazi ve yüzbinlerce tutsakla Kürdistan var edilmiştir. Kürt ve Kürdistan'ın var edilmesi için ağır bedeller ödenmiştir. O zaman bu bedellere saygının ve bağlılığın gereği bedel ödemeyi göze alarak AKP-MHP ve faşist ulusalcılar iktidarına karşı mücadele yükseltilmelidir. O zaman Kürdistan ve Kürtler var olmaya devam eder.

Kaynak: Yeni Özgür Politika Kürtçe sayfası