Küçük Kürdistan’ın büyük yurtseveri Şamil Esgerov
Küçük Kürdistan’ın büyük yurtseveri Şamil Esgerov
Küçük Kürdistan’ın büyük yurtseveri Şamil Esgerov
Önemli oranda Fars dili ve edebiyatının etkisinde kalan Azeri edebiyatında insana güzellemeler dizmek yaygın bir gelenektir. Bunun için zengin bir üslup oluşmuştur. Ama yine de Şamil Esgerov için söylenenler bana hep orijinal gelmiştir. Hep ismini sempati ile duyduğumuz ama hayatı hakkında az şey bildiğimiz bu adamın izinde gidildiğinde küçük Kürdistan’ın nadide güzelliklerinden birine Kelbecer’e ve onun buraya olan sevgisine varılıyor. Bu kendi başına onu anlatmak için yeterli bir heyecanı yaratıyor. Esgerov küçük Kürdistan’ın en yalın portrelerinden biridir.
Onu anlatan tüm yazılarda heyecan verici bir biçimde onun Kızıl Kürdistan olarak bilinen küçük Kürdistan’a ve Kelbecer şehrine olan bağlılığından söz ederler. Bu yüzden ona, halkın değimiyle "Kızıl Kürdistan'ın tek savaşçısı" demek yanlış olmayacak.
Gazeteci Kamiz Şehadeti onu yurtseverliğini anlatmak için yeni bir Yurtseverlik tanımımı yaparak şöyle diyor; “Yurtseverlik; bahçendeki elma ağacına hayranlık, komşuyu sevmekle, doğduğu köyün çamurlu yollarında yürümenin mutluluğuyla, ilini tanımakla, konuştuğun dilin tadından bayılmakla başlar.”
O Kelbecer’in her taşının yerini, her çiçeğinin kokusunu, ağacını, kuşunu ormanını doğasını tanıyan bilen seven biri.
Şamil Esgerov 1928 yılında Kızıl Kürdistan’ın Kelbecer ilinin Ağcakend köyünde doğdu. Kendi kuşağının çoğu Kürt çocuğu gibi 12 yaşına kadar çobanlık yaptı. Onun Kürtlerle ilgili araştırmalarına çok küçük yaşlarda başladığı söylenir çünkü ailesi orijinal kimliğini koruyan yurtsever bir ailedir.
O bir yazar olmak için yeterli temel eğitimini güçlü bir şekilde almıştı. İlk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra sırasıyla Azerbaycan Devlet Öğretmen Yüksek Okulu, Bakû Yüksek Parti Okulu ve Azerbaycan Pedagoji Üniversitesini bitirmişti. Yani üç yüksekokulu başarıyla tamamlamıştı.
Eşi, yani Nazile Hanım, Azeriye asimle olmuş Dağıstanlı bir bayandı. Onların, Xalid (Kanada), Berzani. (Bakû), Tehmine (Bakû), Hejar (Bişkek), Zulfiye (Bakû) isimlerinde 5 çocukları oldu. Çocukları babalarının kendilerine Ehmedê Xanî’nin “Mem û Zîn” destanının giriş bölümünün tümünü ezberlettiğini söylerler. Kendisi destanı Azerice’ye çevirip yayınlatmıştı zaten. Anneleri Azeri olmasına rağmen çocukları Kürt yurtseverleri olarak büyüdü.
VERİMLİ BİR YAŞAM
Hayatı sadece entelektüel anlamda değil emek açısından da verimli geçmişti. Kızıl Kürdistan’ın Kelbecer ilinde gazete editörü, “komsomol” gençlik örgütü başkanlığını, okul müdürü, il Komünist Parti sekreterinden sonra ildeki en yetkili mercilerden biri olan ICRA komitesinin (Valilik yetkisine benzer) başkanlığı il eğitim müdürü, tarih müzesi başkanı görevlerini yürüttü.
Bakü’de Dekanlık, doçentlik görevleri önerilse de derin yurtseverlik duygularıyla Kelbecer’de kalmayı tercih etti. 1993 yılında Ermeni orduları tarafından Kızıl Kürdistan işgal edildikten sonra zorunlu olarak Bakü’de mülteci yaşamı sürdürdü. Bunun kendisine büyük üzüntü verdiği söylenir.
Kendisi matematikçi olmasına rağmen, Kürtçe ve Azerice şiir, edebiyat, etnograf, tarih ve estetik sanatlar üzerine 40’a yakın kitap yazdı. Esgerov, ilk doktora tezi Kürt şiirinin klasiği olarak bilinen Cigerxwin’in edebi çalışmaları üzerineydi.
Ahmede Xani’nin “Mem u Zin” destanını Azericeye çevirmiş, Fekiye Teyran ve Mele Ciziri’den başlayarak Abdurrahman Hejar ve Abdulla Goran’a kadar yüzlerce Kürt şairinin şiirlerini Azerice seslendirmişti. Azerice-Kürtçe ve Kürtçe-Azerice sözlük yazarak asimle olmuş Azerbaycan Kürtlerini ana dillerini öğrenmeye teşvik etmeyi hedeflemişti. Kürt ve Azerbaycan dillerinin ilk kafiye sözlüğü onun çalışmaları arasındadır.
Esgerov’un Azerbaycan gibi Kürtleri stratejik düşman gören bir ülkede kendi halkının yanında yaşamını halkına bir şeyler vermeye ve halkların kardeşliğini korumaya çalışması önemlidir. O, bu yolda büyük baskılar görse de bu yaşam biçiminden bir an bile taviz vermemişti.
1978 yılının Şubat ayında tutuklandı. Tutuklanmasının nedeni "Kürtçülük" tü. Eski Sovyetler Birliği'nde "Siyasi tutuklu" yoktu, Öyle Bir kavramı kullanmaya dahi müsaade edilmezdi. Bütün Siyasi tutuklular farklı gerekçelerle tutuklanırdı. Saharov'u da gerçek nedenlerden bağımsız gerekçelerle tutuklamışlardı.
Azeriler Esgerov’u rüşvet suçlamasıyla tutukladı. Ona şu soruları soruyorlardı: "Emperyalizmin Ajanı Ahmede Xani (400 yıl önce vefat etmiş Kürt şairi) ile ilişkinizin düzeyi nedir, Kendisi ile hiç görüştünüz mü?" Irak Kürtleri İle hangi yöntemle ilişki kurdunuz?
Bu tutuklama sırasında evine baskın yapılmış ve el yazmalarına el konulmuştu. Dönemin başsavcısı kendisine gelip tutuklanma sebebini soran bir sanatçıya şöyle cevap veriyor: "Mesele Bizi aşıyor, talimat üstten verildi Ben hiçbir şey yapamam!"
Esgerov zindanda 4 yıl kaldı. “Kürt halkının mücadelesini anlatan Lal kız” isminde 20 bin satırlık şiirsel destanını bu zindan 1978’de “Kürtçülük” yaptığı için dört yıl boyunca girdiğimi zindanlarda yazdı.
ONUN ÜZERİNE YAZILAN KİTABIN İSMİ “DELİ DAĞIN KENDİSİ GİBİ”
Onu oturduğu Kelbecer’deki evine ziyarete giden Kinyaze İbrahim bu ziyaretini şöyle anlatıyor; “onunla ilk kez 1971’de Ermenistan’ın Göyçe ilinde ünlü halk ozanı Aşıq Elesger’i anma töreninde karşılaşmıştım. Yurtseverdi, enternasyonalisti. Bir köyde yaşamayı kabullenecek kadar sade ve mütevazı olup dünyaya sığmayacak kadar geniş ufukluydu.
Yaşayıp çalıştığım Erivan’a döndükten kısa bir süre sonra Kürt şair ve yazarı Eliyê Evdirrehman’la birlikte Göyçe’ye gelip buradan Yunus Abdullayev’in arabasıyla Zod dağları üzerinden Kelbecer’e gittik. O dönemde mamoste Şamil Eliyê Evdirrehman’ın “İhtiram” isimli şiirler kitabını Kürtçe ’den Azerice ’ye çevirmekteydi.”
Ünlü Kürt aydının anısına basılmış “Delidağın kendisi gibi” (2006 Bakû) kitabında Onunla aynı yerde yaşayan ve arkadaşı Ekonomi doktoru, Azerbaycan Kürt Kültür Merkezinin eski Başkanı Kamil Hesenov onun ilçeye gelişini şu heyecanlı sözlerle anlatmıştı: “Geçen yüzyılın 60-70’li yıllarında Şamil muallim bazen oturduğumuz Laçın iline gelirdi. Onun gelişini ve karşılanma törenlerini sözle ifade etmek mümkün değildir. Halk onu görmek için beklerdi, Her yerde şenlik, bayram havası oluşurdu. Onun kendi evinde görmek isteyenler sıraya dizilirlerdi.”
Onu anlatanlar evinin atmosferindeki Kürt kültür ve yaşam biçimine değinmeden geçmezler. Şüphesiz ki bir ev fotoğrafları, müziği, konuşması ve ilişkileriyle bir kültür biçimini yansıtır. Bu aynı zamanda insana ilham veren yaşamın tanımıdır. Örneğin 1980’de 20 bin kitaplık kişisel kütüphanesinde 3 bin kitabın bulunduğundan söz edilir.
Dîlar çıma gîrîya” (Dilar niye ağladı) destanın kahramanı olan Dilar bir oğlunu Kürdistan’ın özgürlüğü için savaşan direnişçilere katılması için gönderir. Oğlu direniş saflarında kahramanca savaşıp ölür. Bunu duyunca gözyaşlarını tutamaz komşular onun ölen oğlu için ağladığını sanırlar ama Dilar gerçekte neden öldüğünü komşularına şöyle anlatır. Ben o öldü diye ağlamıyorum ülkemin özgürlüğü için göndereceğim başka oğlum olmadığı için ağlıyorum der.”
Azerbaycan Kürtlerinden gazeteci yazar Ahmedê Hepo onun için şu sözleri yazmıştı; “ O Azerbaycan’da hem Kürtleri sevdirmiş hem de bu ülkedeki kürdolojiye önemli katkılar sunmuştur. Gerçekte halkların kardeşliğini savunuyordu ama Kürdistan’a bir kardeş olarak haksızlık edildiğini biliyordu ve haksız bir savaşa karşıydı.”
Ferhenga mişarên zimanê Azerbaycanê”, “Helbestên hevdeng”, “Ferhenga Kurdî-Azerbaycanî, Azerbaycanî-Kurdî”, “Mişarên zimanê Kurdî”, “Helbesta nûhdemî”, “Ferhenga zimanê Azerbaycanî ya helbestaye hevdeng”, “Ferhenga gilîyên xuliqî” onun çalışmalarından bazılarıydı.
Onunla ilgili son satırları Moskova’daki “Drujba” (dostluk) dergisi şöyle yazmıştı: ” 20 Mayıs 2005 tarihinde büyük Kürt yurtseveri, şair, kurdolog, etnograf, tercümeçi ve ‘Azerbaycan Kürlerinin tek savaşçısı’ Şamil Esgerov Selim oğlu, 77 yaşında vefat etmiştir.”