ANF’de bir yıl önce yayınlanan bir haberde Tahsin Barut’un korcular tarafından tapulu arazisine el koyduðu, tehdit edildiði ve Kulp’tan mahkemeden dönerken korcular tarafından yolları kesilerek darp edildikleri haberi yayınlamıştı. Bu haberden bir yıl sonra Tahsin Barut öldürüldü. Şimdi de çocukları aynı tehditle karşı karşıya.

Diyarbakır’ın Silvan ile Kulp ilçelerinde hayata geçirildiði günden buyana korucular, yoðun hak ihlalleri ve kriminal işlere konu oluyor. Sadece Kürt kentlerindeki adli makamlara intikal eden davalara bakıldıðında korcuların karıştıðı başlıca suçlar uyuşturucu, kız kaçırma, bað, bahçe ve araziye el koyma, adam kaçırma, tehdit, şantaj, haraç toplama gibi binlerce kanunsuz suç dosyası bulunuyor.

Korucular tarafından öldürülen Tahsin Barut’un oðlu Murat Barut yaşadıkları korkunç süreci şöyle ANF’ye anlattı: “Korucu olan Çelik ailesi bizim tapulu arazimize silah zoru ile el koymuşlar. Yaklaşık yüz dönüm tapulu arazimiz Kulp’a baðlı Başbuð (Reşika) köyü sınırları içindedir. Yıllar önce benin babam Tahsin Barut Kulp asliye ceza mahkemesinde arazisine el koyan kişilere karşı dava açtı ve korculardan şikâyetçi oldu. 2011 yılının Şubat ayının 22’sinde benim babam ve iki aðabeyim Kulp’tan mahkemeden dönerken Sivrice (Grêmorî) köyü yakınlarında Çelik ailesi mensupları babam ve aðabeyimin içinde bulundukları aracın önünü kesiyorlar. Bunları orada koruculuk silahları ile tehdit ediyor: ‘Biz mahkeme tanımıyoruz. Davanızı geri çekeceksiniz’ diye. Sonra da iki aðabeyimi darp ettiler. 08 Şubat 2012 tarihinde bu yol kesme ve tehditler devam etti. Bu defa Silvan ilçe merkezinde ben ve iki aðabeyim eve dönerken önümüzü kestiler. 23 Şubat 2012 günü rahatsızlıðından dolayı hastaneye götürdüðüm babamı getirirken çelik ailesi mensupları ben, babam ve aðabeyimin önünü kestiler. Orada babama yapılan saldırı sonucu babam öldürüldü. 8-9 kişi bize silah, sopa ve bıçaklar ile saldırdı. Babam vücuduna aldıðı bıçak darbeleri sonucu yaşamını kaybetti.”

SAVCILIÐA DÝLEKÇE VERDÝKTEN ÝKÝ GÜN SONRA ÖLDÜRLDÜ

Babasının savcılıða dilekçe verdikten iki gün sonra öldürüldüðünü ifade eden Murat Barut, şöyle devam ediyor: “Bu olaydan önce korucu olan Naim, Atilla, Alattin, Amil Çelik ve çocukları sürekli olarak korucu silahları ve ruhsatsız silahlar ile Silvan’daki evimizin etrafında dolaşıp sürekli gözdaðı veriyorlardı. Sürekli olarak ‘ya bu davanızı geri çekin. Yâda sizi öldüreceðiz’ diye tehditler savuruyorlardı. Aldıðımız bilgilere göre Çelik ailesinden 17 kişi bir araya gelerek aile meclis kararı ile babamın öldürülmesine karar vermişlerdir. Halen Çelik ailesinin tehditleri devam ediyor. 07 Temmuz 2012 tarihinde Kulpa baðlı Başbuð (Reşika)köyünde akşam saatlerinde Çelik ailesine ait bir araç silahla taranıyor. Araç tarandıktan sonra Kulpa baðlı dokuz viraj (Kendalê Hêşîn )mevkiinde görev yapan iki korucu görev yerlerini terk ederek Başbuð köyüne geliyorlar. Köyde bize iftira atıyorlar ‘bu saldırıyı Tahsin Barut’un çocukları yapmıştır’ deyip ailemizi hedef gösteriyorlar. Taranan araçta edindiðimiz bilgilere göre Çelik ailesinden bir kişi yaralanmış. Olay yerine gelen korucular gövde gösterisi yapıp saða sola rastgele ateş etikleri söyleniyor. Sabah olunca bu korcular terk ettikleri görev yerlerine dönerken yolda kaza geçiriyorlar. Kulp ilçesine 3-4 kilometre mesafede kaza yapıyorlar. Arabaları uçurumdan çaya düşüyor. Meydana gelen kazada Nezir Çelik isimli korucu olay yerinde ölürken beraberinde bulunan diðer korucu Özcan Çelik de aðır yaralanarak Diyarbakır’a götürülüyor. Çelik ailesi arabaya yapılan silahlı saldırıyı bizim yaptıðımızı ve kazaya da bizim sebep olduðumuzu illeri sürüyor. Kasa esnasında yaralı olan Çelik konuşmadıðı için aileleri direk olarak bizlere iftira atıyor. Nezir Çelik’i bizim öldürdüðümüzü söylüyorlar. Kulp Cumhuriyet Savcılıðı’na suç duyurusunda bulunmuşlar. Bu nedenle otopsi yapılan Nezir Çelik’in kaza sonucu yaşamını yitirdiði belirtiliyor. Olayı duyar duymaz biz Silvan Emniyet Müdürlüðünü aradık olayla bir ilgimiz olmadıðını Silvan’daki evimizde olduðumuzu bildirdik. Emniyet yetkililerine ulaşmamızın ardından bir ekip evimize gelip durumumuzu gözden geçirdi. Aldıðımız tehditlerden dolayı evimiz sürekli emniyet tarafından gözetim altında tutuluyor.”

Can güvenliklerinin olmadıðını belirterek halen Çelik ailesinin tehditlerini devam ettirdiðini söyleyen Barut, tehdit edenleri de işaret ediyor: Çelik ailesinin akrabaları M. Reşat Çelik ve Kaya Çelik. Barut devletin koruculara verdiði silahları geri almasını istedi.