‘Korkuyu tanıyıp gitmesine izin verdiğinde özgürleşiyorsun’
‘Korkuyu tanıyıp gitmesine izin verdiğinde özgürleşiyorsun’
‘Korkuyu tanıyıp gitmesine izin verdiğinde özgürleşiyorsun’
Üniversite Öğrencisi Hazar Büyüktunca, Taksim’de ODTÜ ‘deki ağaç katliamına karşı yapılan protestoda polisin keyfi yürütmeme tutumu karşısında tavır sergilemesi darp edilerek karga tulumba gözaltına alınması için yeterli sayıldı. Beyoğlu Güvenlik Şube Amirliğinde bir gece geçirildikten sonra Çağlayan Adliyesinde çıkartıldığı nöbetçi savcılıkta serbest bırakılan Büyüktunca ilk ANF’ye konuştu.
Gezi parkı direnişinin kendisine çok şey kattığını, ama en önemlisi de devletin insanları sindirmek için kullandığı silahın korku olduğunun farkına vardırttığını ifade eden Büyüktunca, “Ancak korkuyu tanıyıp içinden geçip gitmesine izin verdiğin taktirde özgürleşiyorsun” dedi.
POLİSİN SALDIRISI DİRENİŞ KARARLILIĞIMI DAHA DA PEKİŞTİ
24 yaşındaki İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Hazar Büyüktunca Gezi parkı direnişinin ilk gününden itibaren, AKP hükümetinin yaşamın her alanına müdahale etmesine karşı ön saflarda mücadele eden gençlerden sadece biri. Gezi parkı direnişinin üçüncü gününde saat 05.30’da polislerin parka saldırıp çadırları yaktığında, dozerin sökmek istediği ağaçlardan birine sarıldığı için, feci şekilde darp edildi. Polislerin bilinçli bir şekilde testislerine tekme atması sonunca ameliyat olan Büyüktunca, hastaneden çıkar çıkmaz, direnişi bıraktığı yerden sürdürmek için soluğu tekrar Gezi Parkında aldı. Polisin bu saldırısından sonra direnme kararlılığının daha da pekiştiğini ifade eden Büyüktunca, “O saldırı sonrası alanları hiç terk etmedim. O anda korkularımdan arındım” diye konuştu.
KAMERAMAN KARARLILIĞI DARPTAN KURTARDI
Polis şiddetinde birçok arkadaşı yaralanan Büyüktunca, en son Taksim Galatasaray Meydanında ODTÜ’deki ağaç katliamına karşı yapılan protesto esnasında gözaltına alındı. Polisin keyfi ablukasına karşı tepki göstermesi hedef seçilmesi için yeterli sayıldı. Tam kitle dağılırken, Hazar Büyüktunca’yı gözüne kestiren sivil polisler birden üzerine çullandı. Sonrasını Büyüktunca şöyle anlatıyor,” Darp ederek beni karga tulumba çevik kuvvet otobüsüne bindirdiler. Otobüste bir çevik kuvvet diğerlerine “Arkaya oturttun da şunu iyice bir dövelim’ dedi. Dört çevik bana tam vuracakken, otobüsün içerisini çeken kameramanı fark ettiler. Perdeleri kapatsalar da kameraman başka açılardan görüntü almakta ısrarcı davrandığını gördüklerinde beni dövmekten vazgeçtiler. Daha sonra o kameramanın Halk Tv’ kameramanı Ali Morca olduğunu öğrendim. Eğer onun çekmekteki kararlılığı olmasaydı beni çok kötü darp etmişlerdi. “
1O GÜNDÜR NEZARETHANEDE TERCÜMAN BEKLEYEN İSPANYOL GENÇ
Beyoğlu Güvenlik Şube Amirliğine götürülen Büyüktunca, ”Burada üst aramam yapıldıktan sonra Şişli Etfal Hastanesine götürüldüm. Sonradan tekrar amirliğe. Sivil polisler sohbet adı altında beni sorgulamaya çalıştılar. Ben sohbete de yanaşmayınca nezarethaneye koydular. Yaklaşık 8 metrekarelik bir hücrede 11 kişi kaldık. Aramızda İspanyol bir genç vardı. Durumu iyi değildi. İspanyol tercüman getirtilmediği için tam 11 gündür nezarethanede tutulduğunu söyledi. Polisler tarafından da darp edilmişti” diye aktardı. Büyüktunca, sivil polislerin bilinçli bir şekilde nezarethane de ki insanları uyutmamak için bağıra bağıra konuştuğunu, kendilerini uyardığı zaman da anlamsız bir biçimde yüzüne bakarak, “Ne olacak uyansınlar” dediklerini söyledi.
DEVLET İNSANLARI KORKUYLA SİNDİRMEK İSTİYOR
Öğlen Çağlayan Adliyesinde çıkartıldığı nöbetçi savcı tarafından serbest bırakılan Büyüktünca, tüm bu yaşananların kendisine devletin insanları sindirmek için kullandığı silahın korku olduğunun farkına vardığını dile getirdi. Büyüktunca, “Lakın korkuyu tanıyıp içinden geçip gitmesine izin verdiğin anda özgürleşiyorsun” dedi.