Kayıp yakınlarıyla insan hakları savunucuları, 402. kez Galatasaray'da buluştu. Ellerinden karanfiller ile kaybettiklerinin fotoðrafını taşıyan aileler, bu hafta 6 Aralık 1993 tarihinden bu yana kayıp olan Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sordu. Cumartesi eyleminde torunlar dedelerine, oðullar ve kızlar babalarına seslendi, "Keşke ölmeseydin".
Eylemde ilk olarak Halil Alpsoy'un torunları Helin ve Eylem Alpsoy söz aldı. Ýki torun dedesine, "Keşke dede ölmeseydin, seni çok özledik" diye seslendi. Torunlar, dedelerine söz de verdi: Kemiklerini buluncaya kadar, katillerin cezalandırılıncaya kadar bu meydanı terk etmeyeceðiz.
Kayıp Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, "Bu kadar çok demokrasi lafları edilirkeh, Roboski'yi unutturmak istiyorlar. Bizi zaten tanımıyorlar. Kadın cinayetlerini durdurmuyorlar" dedi. Anne Yıldız, oðlu Murat Yıldız adına yazılmış bir mektubu okudu: "Anne, biz asit kuyularındayız, toplu mezarlardayız. Bizi bulun, katillerimizden hesabı sorun."
HÜSEYÝN TAŞKAYA'NIN AKIBETÝ SORULDU
Bugünkü eylemde 19 yıldır kayıp olan Hüseyin Taşkaya'nın dosyası açıklandı.
Taşkaya, 6 Aralık 1993 tarihinde Urfa'nın Siverek Ýlçesi Baðlar Mahallesi'ndeki amcasının evinden gözaltına alındı. Taşkaya'yı gözaltına almak için gelen 30 araçlık konvoyu üsteðmen Mehmet Şentürk yönetiyordu. Konvoyda Ahmet Bucak, Sedat Edip Bucak, Ahmet Ersin Bucak ile Bucak aşiretine baðlı korucular Halil Beyazkaz, Ýsmet Özeyranoðlu, Kemal Üzeyreoðlu, Mustafa Üzeyreoðlu ve polisler de vardı. Bucak aşireti reisi ve korucubaşı Sedat Bucak ile görüşen aile, "Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş. Bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor" yanıtını aldı.
Ailenin ve ÝHD'nin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Ýki yıl önce Serpil Taşkaya, babası hakkındaki tüm gerçeði, faillerin isimlerini ile birlikte Başbakan Erdoðan'a anlattı. Kendisinden bu hukuksuzluðun son bulması için harekete geçmesini istedi. 19 yıl boyunca savcılar hukuku işletmedi. Etkin soruşturma yapılmadı.
'OÐLUMUN KEMÝKLERÝNÝ GETÝRÝN ARTIK'
Eylemde söz alan Taşkaya'nın çocukları, babalarına seslendi. Serpil Taşkaya, babaannesinin gönderdiði mesajı okudu. Babaanne Taşkaya, "Oðlumun kemiklerini getirin artık. Biz vatandaş deðil miyiz? Kürt olmamız suç mu?" diye sordu.
'SENÝ NASIL ÖZLEDÝM BÝR BÝLSEN BABA'
Serpil Taşkaya daha sonra babasına duyduðu özlemi anlatan bir mektup okudu: Seni nasıl özledim bir bilsen baba. Keşke, saçlarımı okşasaydın. Keşke bu kadar erken gitmeseydin. Yılda bir, hatta 10 yılda bir de olsa seni görebilseydim. Göðsünde uyusaydım. Beraber çay yudumlasaydık. Birlikte yaşasaydık, bugün yaşayamadıklarımızı. Beni çok erken terk ettin baba. Çocuk aklımla günlerce pencerenin önünde dönmeni bekledim. Hiç inanamadım öldüðüne..."
Oðul Hüseyin Taşkaya da, babasına "Seni 19 yıl önce kaçırdıklarında, insan hakları ihlalleri, faili meçhul cinayetler vardı. Bugün de var. Bugün hayatta olsaydın, eminim ki, o dik duruşunla yine hedef olacaktın. Seni aramaktan vazgeçmeyeceðiz, bu meydanı terk etmeyeceðiz."
TAŞKAYA'YI KAYBEDENLERÝN LÝSTESÝ
Bugünkü eylemde ÝHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklamayı avukat Gülseren Yoleri okudu.
Yoleri, Taşkaya kaybedildiði görevde olan askeri ve sivil yetkililerin isimlerini hatırlattı:
"Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı, Urfa Ýl Jandarma Komutanı Albay Seral Saral, gözaltı operasyonunu yöneten üstteðmen Ahmet Şentürk, Bucak aşireti lideri Sedat Bucak, Urfa Emniyet Müdürü Mehmet Cebe, Urfa Emniyet Müdürlüðü Siyasi Şube Müdürü Mustafa Tekin, Urfa Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Fidanboy, Urfa Valisi Tevfik Ziyaeddin Akbulut, OHAL Valisi Ünal Erkan, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aðar, Genelkurmay Başkanı Doðan Güreş, Ýçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel."
Saydıðı isimlerin Hüseyin Taşkaya'nın kaybedilmesinden sorumlu olduðunun altını çizen Yoleri, "Onlar yargılanmadan, hakettikleri cezayı almadan bu dosya bizim için kapanmayacak" dedi.
'DELÝLLER KARARTILABÝLÝR'
Yoleri, geçtiðimiz hafta TAYAD'lı Aileler'in Silivri'de Ayhan Efeoðlu'nun mezarını bulmak için yaptıðı kazıyı da hatırlatarak şöyle konuştu: "Bir yıl önce devletin tetikçisi Ayhan Çarkın, Ýstanbul Emniyeti'nde işkenceyle öldürüldüðünü söylediði kayıp Ayhan Efeoðlu'nu gömdükleri yeri gösterdi. Savcılar, 22 Aralık 2011 tarihinde Çarkın'ın gösterdiði yerde tüm teknik imkanlara sahip olmalarına raðmen 40 dakikalık, göstermelik bir kazı yaptırdı ve herhangi bir bulguya rastlamadıklarını açıklayarak olayı kapattı. TAYAD'lı Aileler, 1 Aralık'ta aynı alanda adeta elleriyle yaptıkları kazıda 4 kemik parçası, bir terlik, bir ayakkabı parçası ve bir hırka bularak savcılıða teslim etti. Çerkezköy Savcısı Mikail Demirci, kemiklerin adli tıp incelemesi sonucunda insan kemiði olduðu anlaşılırsa teknik bir ekiple bölgede kazı çalışması yapacaðını açıkladı. Bölge bir yıldırdır delillerin karartılmasına açık bir halde duruyor. Bundan sonra, alanda yapılacak kazıdan kalıntı çıkmaması durumunda devlet eliyle delillerin karartıldıðı düşüncemiz dayanaksız olmayacak."
Açıklamanın ardından Cumartesi anneleriyle insan hakları savunucuları, haftaya 403. kez aynı yerde buluşma sözü vererek eylemi bitirdi.