KESK yürüyüşüne polis saldırısı
KESK yürüyüşüne polis saldırısı
KESK yürüyüşüne polis saldırısı
KESK’lilerin, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) kararlarını protesto etmek için Türkiye’de dört koldan, 31 merkezden düzenlediği yürüyüş Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde basın açıklaması ile sona erdi. Kızılay Güvenpark’a yürümek isteyen kitleye polis Celal Bayar Bulvarı’nda tazyikli su ve gaz bombaları ile saldırdı.
Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu’nun (KESK) "İnsanca yaşam, güvenceli gelecek, eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye" şiarıyla 4 gündür süren yürüyüşünün ardından AŞTİ karşısında bulunan Ankaray durağı çıkışında bir araya gelen yüzlerce KESK'li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yürüdü.
Emekçiler, "Toplu satış sözleşmesi değil, grevli toplu sözleşme istiyoruz", "İnsanca yaşam, güvenceli gelecek, eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye için yürüyoruz" ana pankartları ile "Ethem Sarısülük ve Medeni Yıldırım yürüyüş kolu", "Mehmet Ayvalıtaş ve Ali İsmail Korkmaz yürüyüş kolu", "Bedran-Orhan Encü yürüyüş kolu", "Metin Lokumcu yürüyüş kolu" ve "Abdullah Cömert yürüyüş kolu" pankartları altında Türkiye'nin dört bir yanından yürüdü. "Emekçilere değil çetelere barikat", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Her yer Taksim her yer direniş" sloganlarının atıldığı yürüyüşe İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi. KESK’lilerin yürüyüşü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın önünde son buldu.
Bakanlığın önünde kurulan barikatlara itiraz eden KESK'liler polis ile yaptıkları görüşmeler sonucunda barikatın açılmasını sağlandı. Açıklama yapan KESK Genel Başkanı Lami Özgen kapalı kapılar ardında insanca yaşam haklarını, güvenceli geleceklerini ellerinden alanlara karşı kamu emekçilerinin gerçek iradesini göstermek için toplandıklarını ifade etti. Özgen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu daha başlangıç, demek için buradayız. Çünkü mücadelemiz, eşit, özgür, demokratik ve farklılıklarımızla bir arada kardeşçe yaşayacağımız bir Türkiye inşa edilene kadar sürecektir. Mücadelemiz, parasız eğitim, parasız sağlık diyenlerin mücadelesidir. Mücadelemiz, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim ve özerk üniversite isteyen gençlerimizin mücadelesidir. Mücadelemiz erkek egemen sisteme karşı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi mücadelesidir. Mücadelemiz, Gezi direnişinde açığa çıkan ekmek, adalet ve özgürlük talebinin dile getirilmesi içindir. Mücadelemiz, Kürt halkının barış, demokrasi ve kimliğinin tanınması talebinin gerçekleşmesi içindir. Mücadelemiz, HES'lere karşı deresine, suyuna ve toprağına sahip çıkanlarla buluşmak içindir. Mücadelemiz, zindanlardaki tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılması içindir. Mücadelemiz, tüm ezilenlerin taleplerini ortaklaştırmak ve birlikte mücadele etmek içindir."
’20 MİLYON KAMU EMEKÇİSİ SÖMÜRÜ İKTİDARINA MAHKUM EDİLDİ’
Özgen, aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin geleceklerinin, zulüm ve sömürü iktidarının iki dudağı arasına mahkum edildiğini de belirtti. "Kamu hizmetlerinin tümüyle tasfiyesini hızlandıran, kamu emekçilerinin iş güvencesi dahil temel kazanımlarını bile ellerinden almaya çalışan AKP iktidarı, yine kendinden bekleneni yaparak, yüzde 22 refah kaybı olan emekçilerin ücretlerine yüzde 3 ile yüzde 7 aralığında artışı yeterli gördü” diyen Özgen şöyle devam etti: “Yani emeğinin karşılığı, hakkı olanı gasp etti, alay edercesine emekçilere 3-5 kuruşu layık görüp masadan kalktı. Bugünün çağdaş köleleri haline getirilen 4/C'lilerin kadro talepleri görmezden gelindi. Ataması yapılmayan binlerce genç öğretmenin talepleri karşılık bulmadı. Açlık sınırının altında, asgari ücretle taşeron olarak istihdam edilen yüz binlerce işçinin, başta can güvenliği olmak üzere tüm birikmiş sorunları masada gündeme dahi getirilmedi. Emeğimizin ve alın terimizin karşılığı olan haklarımızın gasp edilmesine görülmemiş bir istek ve acelecilikle ortaklık eden Memur Sen, yangından mal kaçırırcasına imza attığı sözleşmede hükümetin brüt 175 liralık zammına evet diyerek, hükümetin ilk teklifinin bile altında bir zammı kabul etti.”
Kamu hizmeti üreten emekçilerin AKP'nin kölelik düzeninde iş ve ücret güvencesi olmadan çalıştığını dile getiren Özgen, "İşte bizler, bu oyunu bozacağız. Bunun bilinmesini istiyoruz. Bugün bu nedenle buradayız, sesimizi inatla duymayanlara bizde bir o kadar inatçı, ve bir o kadar kararlı olduğumuzu söylemek için buradayız" ifadesini kullandı.
Son olarak çağrıda bulunan Özgen, "Son söz olarak buradan sendikalı olsun, olmasın tüm kamu emekçilerini, kendileri ile dalga geçen hükümete ve onun koltuk değnekliğini yapan Memur-Sen'e en güçlü yanıtı vermek için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Gelin başta işyerlerinde olmak üzere bu işbirlikçilerden birlikte hesap soralım, gelin yöneticilerini, işbirliği yaptığı iktidarla baş başa bırakıp, mücadeleyi birlikte sürdürelim. Zorbalığa, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı onurlu bir yaşam kurma mücadelesinde işçileri, emeklileri, kadınları ve gençleri, hep birlikte dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Ve şu sözü akıllarından çıkarmasınlar, hiçbir güç bizleri haklı mücadelemizden alı koyamayacaktır. Bugüne kadar ortaya koyduğu mücadele ile milyonların taleplerini ve beklentilerini kararlılıkla savunan KESK, kamu emekçilerinin taleplerini ve iradelerini yok sayan, geleceğini ipotek altına almaya çalışanların oyununu bozmaya kararlıdır" diye konuştu.
Basın açıklamasından sonra Kızılay Güvenpark'a yürüyen KESK’liler, çevik kuvvet ekipleri ve TOMA'lar tarafından Bahçelievler çıkışındaki Bosna Hersek Caddesi'nde engellendi.
Bunun üzerine oturma eylemine geçen kitle, "Emekçilere değil çetelere barikat", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Her yer Taksim her yer direniş" sloganları attı. Polis ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca kitle Konya Yolu'na doğru yürüdü. Trafiğin yoğun olduğu Konya Yolu'nda ısrarlı bir şekilde yürüyen kitle, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi önünden Sıhhiye Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.
Celal Bayar Bulvarı'ndan polis kitleye tazyikli su ve gaz bombaları ile saldırdı. Saldırı sırasında bir kadın yoğun atılan gazdan etkilendi. Kitle ara sokaklara dağılırken, polisin saldırısı devam devam ediyor.