KESK'li kadınlar için binler Ankara Adliyesi önünde

KESK'li kadınlar için binler Ankara Adliyesi önünde

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üye ve yöneticisi kadınların, "KCK üyesi" olduðu iddiasıyla yargılandıðı davanın ilk duruşması bugün Ankara 11. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Türkiye'nin deðil dünyanın gözünün de bugün bu davada olduðuna işaret eden KESK Genel Başkanı Özgen, sadece KESK üyesi kadınların deðil; kadına yönelik şiddet, cinayet, tecavüz, sömürü ve eril zihniyetin meşrulaştırılmasına karşı seslerini yükseltenlerin de yargılanacaðını söyledi.

KCK operasyonları kapsamında 13 Şubat'ta gözaltına alınan ve 9'u tutuklanarak cezaevine gönderilen 15 kadın sendikacının ilk duruşması bugün Ankara Adliyesi 11. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

BÝNLER ADLÝYE ÖNÜNDE

Dava için birçok kentten binlerce emekçi, kadın kurumu temsilcisi ve siyasetçi Ankara’ya akın etti. Mahkeme önünde “Tutuklu tutsaklar serbest bırakılsın” pankartı açılırken, “ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı atıldı, halaylar çekildi.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Dev Saðlık Ýş Genel Başkanı Arzu Çerkezoðlu, PSKD Genel Başkanı Kemal Bülbül, BDP Eşgenel Başkanı Avukat Meral Danış Beştaş, DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk, ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, ESP MYK üyesi Mukaddes Erdoðdu Çelik, BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi de adliye önünde. Aralarında Dünya Sendikalar Konfederasyonu-ITUC, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu-ETUC, Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikası, Danimarka Öðretmenler Sendikası'nın da bulunduðu uluslararası heyet, Eðitim Sen Diyarbakır Şubesi, KESK Van Kadın Platformu ve birçok siyasi parti ile ilerici demokratik kitle örgütü de adliye önünde bir araya gelerek tutuklu kadın sendikacılara destek verdi.

EMEKÇÝLERÝN, KADINLARIN, KÜRTLERÝN BÝRLEŞMESÝNDEN KORKULUYOR

Adliye önünde yapılan konuşmalarda, 8 aydır yargılanmayı bekleyen 9'u tutuklu 15 kadın sendikacının, emekçi, kadın ve Kürt olmalarından kaynaklı yargılandıkları ve bu yüzden cezaevlerine konuldukları ifade edilerek, "Egemenlerin şu an korktuðu tek şey emekçilerin, kadınların ve Kürtlerin birleşmesidir" denildi.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen yaptıðı açıklamada, 232 günün ardından ilk duruşmalarına çıkacak olan sendikacı kadınların Özel Yetkili Mahkemelerde yargılanmasını, "çünkü kadına yönelik tecavüzün, şiddetin tırmandıðı, her gün artan kadın cinayetlerinin sıradanlaştıðı ve toplumsal yaşamın her alanında kadına yönelik ayrımcılıðın doruða ulaştıðı bir ülkede hem KESK üyesi, hem Kürt hem de kadın olmak aðır bir suç olarak iddianamede görülmektedir" diye konuştu.

KESK'li kadınlar hakkında hazırlanan iddianameye dikkat çeken Özgen, kadın sendikacıların tutuklanmaları için haklarında somut, elle tutulur bir delil olmasına gerek duyulmadıðını ifade ederek "Ne zaman, nerede, nasıl oluşturulduðu belli olmayan ve herkesin kolayca erişebileceði özgeçmiş bilgilerine yer verilen bilgisayar çıktısı kaðıt parçaları 'örgüt üyeliði'ne gerekçe yapılarak kadın sendikacılar suçlanmaktadır. Hatta iddianamede suç olarak gösterilen toplantılara katılmadıklarını, o tarihte orada olmadıklarını ispatlayan resmi belgeler bile dikkate alınmamaktadır" dedi.

BUGÜN ŞÝDDETE KARŞI SESLERÝNÝ YÜKSELTENLER YARGILANIYOR

Bugün sadece Türkiye'nin deðil dünyanın gözünün de bu davada olduðuna işaret eden Özgen, sadece KESK üyesi kadınların yargılanmayacaðını, KESK üyesi kadınlar nezdinde kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin, tecavüzün, sömürünün, eril zihniyetin meşrulaştırılmasına karşı seslerini yükseltenlerin de yargılanacaðını söyledi.

Ankara Adliyesi'nde emekten barıştan yana olanların yargılandıðını yineleyen Özgen sözlerini şöyle sürdürdü: "Eðer bu ülkede emeði, hak ve özgürlükleri savunma, bunun için sendikal faaliyet yürütmek suçsa, arkadaşlarımız gibi bizler de bu suçu işledik, işlemeye devam edeceðiz. Ve onur duyacaðımız bu suçtan yargılanmaya hazırız. Peki, siz bu ülkede yürekleri emek, demokrasi ve barıştan yana atan milyonları yargılamaya hazır mısınız?

GÜVEN EREZYONUNU DERÝNLEŞTÝRMEYÝN

Eðer hukuka, adalete, insan haklarına zerre kadar saygınız varsa arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Hukuk ve adalet kavramlarına olan güvenin son derece azaldıðı bir dönemde, tüm toplumda yaşanan güven erozyonunu daha fazla derinleştirmeyin. Ülkemize, dünyanın en çok sendika yöneticisinin, üyesinin tutuklu olduðu ülke utancını yaşatmaktan vazgeçin."

Sözlerini, 118 yıl önce tarihe Dreyfus davası olarak geçen dava hakkındaki büyük yazar, düşünür Emile Zola'nın dönemin Fransız Cumhurbaşkanına yazdıðı mektupla tamamlayan Özgen, "Hiç bir hukuki dayanaðı olmayan iddianamelerle arkadaşlarımızı tutuklayanlar KESK'i bertaraf etme amaçlarına asla ulaşamayacaktır. Üstümüzde yaratılan baskı ve kuşatma artsa da, karalama kampanyaları sürse de, çok kanallı yandaş medyadan suskunluk aksa da gürçek yürüyor. Ve hiçbir şey onu durduramayacak" dedi.

ÖZGÜRLÜK BALONLARI UÇURULDU

Açıklamanın ardından tutuklu kadın sendikacılar için özgürlük balonlarının uçurulduðu Ankara Adliyesi önünde yurt dışından gelen konuklar da yaptıkları konuşmalarla, Türkiye'ye seslenerek tutuklu sendikacıların serbest bırakılmasını istedi.

Ankara Kadın Platformu adına yapılan açıklamada, barış istemenin, kadın ve Kürt olmanın suç yapılmasının kabul edilemeyeceði mesajı verildi; "bu suçta tarafız, tanıðız, yan yanayız. Hepimiz suç ortaðıyız!” denildi.

Saat 13.30'da başlayacak duruşmayı uluslararası heyetler de izleyecek.