KCK İnanç ve Azınlıklar Komitesi, Güney Kürdistan’ın Şengal bölgesinde 6 yıl önce gerçekleşen saldırılarda hayatını kaybeden yüzlerce Êzidi’yi andı. Üzerinden altı yıl geçmesine rağmen hala katillerin ilgili hükümetler tarafından ortaya çıkarılıp yargılanmadığına dikkat çeken KCK “Altı yıl boyunca korunan bu güçler, şimdi aynı amaçları gerçekleştirmek üzere Rojava Kürdistan’ında iş başına getirildiler” dedi.

Êzidilerin kutsal bölgesi Şengal’da 14 Ağustos 2007 günü eşzamanlı olarak tankerlerle 4 ayrı intihar saldırısı düzenlendi. Resmi rakamlara göre 525 kişi yaşamını yitirdi, 400 kişi de yaralandı. Ancak yerel kaynaklar katliamda ölenlerin sayısının 700 civarında olduğunu bildirdi. Saldırılar Êzdî köyleri Tılızer ve Sibaşexıdır’a yönelikti.

Katliamın altıncı yıldönümünde KCK İnanç ve Azınlıklar Komitesi, yazılı bir açıklama yaparak Şengal’de yaşamlarını yitirenleri andı. Bu türden insanlık dışı saldırıları gerçekleştirenleri şiddet ve nefretle kınadıklarını belirten KCK Komitesi'nin açıklaması şöyle:

“İnançlarından dolayı, tarih boyunca sürekli olarak katliamlara maruz kalan Êzdi halkımız, Saddam rejiminin devrilmesinden sonra, dini ve ulusal kimliklerine yeniden ve açıkça sahiplenme imkanlarını buldular. Bu imkanlardan yararlanıp temel hak ve özgürlükleri için örgütlenen Êzdi halkımız bir kez daha, bölgede güç mücadelesi içerisinde olan ve gerici bir milliyetçilik ile yobaz bir dincilik hastalığıyla davranan güçlerin hedefleri oldular.

Bu güçler, temel demokratik hak ve özgürlükleri kendisine çizgi olarak belirleyen Êzdi toplumunu, kendi kirli savaşlarında ‘taraf’ olmaya zorlamak için katliama tabi tuttular. Böylece Êzdileri, inanç ve ulusal kimliklerinden vazgeçmiş sığıntılar olmaya mecbur kılıp teslim almak istediler. Ancak Êzdi halkımız bu tehlikeli tuzağı hemen farkederek kendilerine dayatılan kirli savaşa taraf olmadılar. Sabırla ve inatla demokratik direniş çizgilerini örgütlemeye devam ettiler.”  

“ROJAVA’DA DA ÖNCE ÊZİDİLERE SALDIRDILAR”

Şengal’de hedeflerine tam olarak ulaşamayan bu kirli savaş güçlerinin üzerinden altı yıl geçtiği halde hala ilgili hükümetler tarafından ortaya çıkarılıp yargılanmadığına dikkat çeken KCK “Altı yıl boyunca korunan bu güçler, şimdi aynı amaçları gerçekleştirmek üzere Rojava Kürdistan’ında iş başına getirildiler” tespitinde bulundu. Bu güçlerin Şengal’de olduğu gibi Rojava’da da ilk önce Êzdi halkını hedeflediği belirtilen KCK açıklamasında devamla şu hususlara dikkat çekildi:

“Yine Şengal’de yaptıkları gibi Rojava Kürdistan’ında da, halkımızın demokratik direniş ve özgürlük çizgisini teslim almak istediler. Dolayısıyla açıkça ortaya çıktı ki, nerede Kürtlük adına bir direniş varsa bu gericilik tarafından hedeflenmektedir; nerede inanç ve kültürel özgürlükler adına bir demokratik direniş varsa bu gericiliğin saldırılarına maruz kalmaktadır. Bu durum, her inançtan ve parçadan halkımızın nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını göstermektedir. Bu bakımdan Kürdistan Ulusal Kongresinin bu dönemde gündeme getirilmiş olması son derece önemli olmaktadır.

Zira halkımızın Şengal ve Rojava’da yükselttiği demokratik direniş çizgisine yönelik saldırılarda kendilerini ‘Kürt’ olarak tanımlayan bazı marjinal grupların da parmağı vardır.  Bu nedenle Ulusal Kongrenin, inanç ve coğrafi konum farklılıklarıyla bütün halkımızın demokrasi ve özgürlük mücadelelerine destek vermesi ve halkımızın ulusal çıkarlarıyla uyuşmayan marjinal grupların içerisine girdikleri kirli ilişkileri mahkum etmesi önemlidir. Başta Êzdiler olmak üzere her inançtan halkımıza yapılan saldırılara da ancak böyle cevap olunabilir. Halkımıza yönelik saldırılar gerici bir güç birliği ve konsept temelinde gerçekleşmektedir. Halkımız da bunlara karşı ulusal ve toplumsal birliğini gerçekleştirmek zorundadır. Biz Şengal katliamının yıldönümü vesilesiyle başta Êzdi halkımız olmak üzere tüm halkımızı birlik olmaya çağırıyor, Şengal katliamı şehitlerini bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyoruz.”