Yazılı bir açıklama yapan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, Aleviler ve Şii Müslümanların bir kez daha Muharrem orucu ile Hz. Hüseyin’in hak ve adalet için verdiği mücadeleyi anlattığını kaydetti.
İnsanlığın vicdanını diri tutan bu direnişleri selamlayan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, şunları belirtti: “Bu direnişlerde can veren canların ruhu şad olsun. İnsanlık için iyilik ve güzellik bahşedenler unutulmazlar. Hz. Hüseyin her dem hatırlanmayı ve yaşamayı başarmış bir değerdir. Miladi 680 yılında yaşanan Kerbela direnişi, Ortadoğu insanının hak ve adalete bağlılığının timsali, şartlar ne olursa olsun zalimlere karşı direneceklerinin güçlü bir ispattır. Kerbela, vicdan sahibi insanın büyük haksızlık, inkar ve çıkarcı bir iktidar güruhuna karşı neler yapılması gerektiğini göstermiştir. Emsali az bulunur bu başkaldırı Ortadoğu direniş kültürünün yüz akıdır. 1337 yıl sonra dahi dün yaşanmış gibi hatırası canlı Kerbela direnişi, zalim yöneticilere karşı hakkı savunanların Ortadoğu halkları arasında ne kadar büyük bir değer olarak kabul edildiğini göstermektedir.
Kerbela çölündeki mücadele Sünni bir zalimin Şii bir mazluma saldırısı değildi. Kerbela’da yaşanan mücadele Sünni bir devlete karşı Şii bir zatın karşı çıkması da değildi. Kerbela çölünde yaşanan şey imanı pak bir insanın sefih birinin başında olduğu zalim bir sisteme karşı mücadelesiydi. Orada yaşanan şey iktidar düşkünlüğüne halife abasını, zalimliğine din elbisesini giydirmiş bir müstebitte karşı yüreği kucağındaki çocuk gibi temiz birinin karşı koymasıydı. Kerbela’da yaşanan olay günahkar birinin günahsız temiz canları ‘biat etmediniz’ diyerek katletmesiydi. O gün yaşanan, zalimin zulmü atında bir gün yaşamaktansa ölümü tercih etme duruşu ve haykırışıydı. Bunun içindir ki Hz. Hüseyin bir değer ve kültürdür. O bir mezhep bir fırka ya da bir parti değil, adalete, hakikate iyi ve güzel olana şahit olmuş birinin çığlığıdır. Hz. Hüseyin ve yetmiş iki can Ortadoğu topraklarının vicdan sesidir. Eşitlik kardeşlik için zalimlere karşı kınından çekilmiş kılıçtır. İşte bundandır ki Hüseyin-i Kerbela gerçeği o günden beri hak bilen her kesin şiarı ve yoldaşıdır.
Bugün bölgemizde din ve mezhep çelişkilerini derinleştirmek için yoğun çaba içerisinde olanlar vardır. Bunlar halklarımızın din ve inanç kültürlerini istismar ederek çıkar sağlama peşindedirler. Bu büyük tehlikenin kaynağı olan devlet, parti ve kişilerin din, mezhep ve millet istismarcı siyasetlerine karşı tüm halklarımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Dini kimlik ile verilmişte olsa Hz. Hüseyin’in mücadelesi bir mezhebin bir diğer mezhebe karşı savaşı değil, hak olanın zalime karşı savaşıdır. Kerbela’da Hz. Hüseyin’i katletme emri veren Yezit’in mancınıklarla tüm Müslümanların Kâbesi olan mekanı da yıktırdığını unutmayalım. Günümüzün çıkarcı dünyasında neredeyse her din ve siyasi anlayıştan Hz. Hüseyin’in safındaymış gibi görünen ama yaptıkları ve söyledikleri ile Yezitlere destek olanların olduğunu bilelim. Bu gerçeği bilip kavramak günümüzde Hüseyin’i çizginin daha doğru temsil edilmesini sağlayacak ve daha güçlü canlandıracaktır.
Bir yas-ı muharrem daha bitiyorken, Hz. Hüseyin’in anısının emri gereği, önemli olanın tutuğumuz saf olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan'da yaşanan can kayıplarının nedeni Yezit gibilerinin bu topraklardaki varlığıdır. Demek ki 1337 yıl geçmiş de olsa tıpkı Kerbela şehitlerini ananların Hüseyin’e bağlılıkları gibi Yezit bağlıları da vardır. Türkiye de Alevileri ve Kürtleri inkar eden AKP iktidarının başındaki Erdoğan böyle bir adamdır. Kendi Şimr’ı olan çeteleri kullanarak Şii-Sünni savaşını çıkarıp Yezit gibi halife olmak isteyen Erdoğan'ın bu oyunu tutmayınca alttan alta desteklediği Başur Kürdistan’ı referandumuyla bu defa da Kürt Arap savaşı üzerinden bu oyununu oynamak istemektedir. Irak, Türkiye ve Kürdistan'daki tüm Müslümanları ve diğer tüm inanç sahiplerini Kerbela’nın da bir parçası olduğu Irak’ta Erdoğan'ın yaratmak istediği bu tehlikeye karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Bakur Kürdistanı ve Türkiye'de alevi Sünni çatışması, ırak ve Başur Kürdistan'da da Kürt Arap savaşı adı altında Sünni-Şii savaşı çıkarmak Erdoğan'ın başında olduğu TC'nin yeni politikasıdır. İçinde bulunduğumuz Muharrem günlerinde Hüseyin’i olmanın en başta Yezit soyluların oyunlarını boşa çıkararak inanç kimliğine bakmadan halklarımız arasında kardeşliği büyütmek olduğunu belirtmek istiyoruz.
Aşure günü vesilesiyle Hz. Hüseyin’i yüreklerinde hissedenlerin on iki imamlar oruçlarının kabul olmasını hak defterine yazılmasını canı gönülden niyaz ediyoruz.
Hz. Hüseyin ve beraber şehit düşen canları anıyoruz. Çağdaş Hüseyin’i bir hareket olan Kürdistan özgürlük mücadelesinde anılarının yaşatıldığını belirtiyor her kesi çağdaş Hüseyin’i mücadele olan demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yer almaya çağırıyoruz.”