Ýstanbul 15. Aðır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri'de görülen Ýstanbul KCK Ana Davası'nın öðleden sonraki oturumunda avukatlar savunma yaptı. Avukat Ercan Kanar, Ýddianame için "Hukuk tarihimizde kara bir leke olacaktır" dedi. Mahkeme duruşmayı Perşembe gününe erteledi.
Bugünkü duruşmada söz alan Avukat Mehmet Emin Adıyaman, 2 Temmuz gününden bu yana savunmanın yaşadıðı engellere dikkat çekerek, "Eşit koşullarda savunma yapmıyoruz. Mevcut duruşma düzeni bile silahların eşitliði ilkesine aykırı" dedi. Dava için "tarihidir" diyen Av. Adıyaman, şöyle konuştu: "Bu davanın, siyasi, sosyal, kültürel sonuçları var. Müvekkillerimiz siyasi görüşleri, hatta geleceðe dönük beklentileri nedeniyle yargılanmaktadırlar. Temsil ettikleri Kürt halkının, insani hak ve talepleri yargı konusudur. Bu bir siyasi davadır, Kürtlerin hakları, dilleri, varlıðı yargılanmaktadır. Bu suçlamalar, 1925 yılından bu yana Kürtler adına siyaset yapan herkese uygulanagelmiştir."
Mahkemenin Lozan Anlaşması'na dayanak yapılarak talep edilen "anadilde savunma" hakkını, "Kürtler asli unsurdur" diyerek reddettiðini hatırlatan Avukat Adıyaman, "Bu durumda asli olmanın gerektirdiði haklar saðlanmalıdır. Yeniden anadilde savunma hakkının karşılanmasını talep ediyoruz. Mahkeme heyeti reddederse, Lozan Anlaşması'nın yanı sıra Teşkilat-ı Esasiye ve evrensel hukuk ilkelerine de aykırı davranmış olacaktır" dedi.
"Merhamet dilemiyoruz, adalet bekliyoruz" diyen Avukat Mehmet Emin Adıyaman, son olarak şunları söyledi: "Mahkemenin resmi ideoloji ve resmi hukuk anlayışını aşarak, barış ve birlik yolunu açmasını istiyoruz. Ayrıca iddianamenin tavzisini, savcı tarafından belirsiz noktalara ilişkin açıklama yapmasını istiyoruz."
Avukat Ercan Kanar da, KCK soruşturmalarıyla dürüst yargılanma hakkının etkin kullanılması ilkesinin ihlal edildiðine dikkat çekti, "Bu dava, siyasi iktidarın odaðında olduðu bir proje olarak tasarlanmıştır. Bu proje TMŞ bürolarında ayrıntılandırılmış, özel yetkili savcılar da noter görevi görerek, projeyi onaylamıştır. Burada gerçekten var olan bir suç mu yargılanıyor yoksa Kürtlerin kolektif hak mücadelesi mi yargılanıyor" dedi.
Mahkemenin 60'a yakın ret kararı verdiðini hatırlatan Kanar, anadilde savunma haklarının ret gerekçesinin "gerekçesiz" olduðunu belirtti. Kanar, iddianamede yer alan KCK sözleşmesine ilişkin olarak da şunları söyledi: "KCK sözleşmesi ilk gündeme geldiðinde AK parti iktidarına yakın yazarların da, silahlı mücadele yerine, siyasal faaliyete katılımın önünü açacaðı şeklinde büyük medyada yazıları oldu. Ne zaman ki kriminalize edildi, bu yazılar bir anda kesildi. KCK sözleşmesinden silahlı çete çıkar mı? Bu sözleşmenin başında KCK sözü olmasa, anayasa yapım sürecinde deðerlendirilecek bir metin çıkar karşımıza. Toplumsal yaşama ilişkin bir sözleşme olduðu görülecektir."
Ýddianame için "Hukuk tarihimizde kara bir leke olacaktır" diyen Kanar, iddianamenin "engizisyon dönemine ait zihin tarama yöntemiyle" oluşturulduðunu kaydetti, "Bu iddianame ile BDP'ye yargı eliyle öteki muamelesi yapılmaktadır" dedi.
Ýddianamenin Kürt sorunuyla ilgilenen Türk aydınlarına yönelik de bir tehdit olduðunun altını çizen Kanar, son olarak şunları söyledi: "Bu davanın sanıkları katıldıkları işleri söylüyor. Çünkü kolektif hakları olarak görüyorlar. Ama katılmadıkları şeylerden suçlanıyorlar."
Duruşmanın saat 18.00'e kadar uzatılması talebini kabul etmeyen mahkeme, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.