Gün aðarırken başlayıp gün batımına kadar ter döken, çalışma kavramının ötesinde sömürülen mevsimlik işçiler, yasal düzenlemelerdeki iş güvencesi kapsamında bile deðil. Geçtiðimiz günlerde BDP'li Perin Buldan'ın, sorunlarının çözümü için Meclis Araştırması istediði tarım işçileri, sigortasız ve kayıt dışı çalıştırıldıklarından işveren ya da devletin sorumsuzluðuna emanet.
Sen omzunda yorgan, elinde torban / Sen mevsim işçisi, büyük gezginci / Siz topraksızlar / Sizindir ekip biçtiðiniz topraðın zorluðu, mihneti / Sizin çektiðiniz derde dar gelir / Tanrının ambarı olsa cenneti... sözleriyle anlatıyor şair, mevsimlik tarım işçilerini. Bugün Türkiyedeki mevsimlik işçi kavramının bir diðer karşılıðı Kürtlere tekabül ediyor dersek abartmış olmayız. Çünkü mevsimlik işleri ayakta tutan onlar. Bunun nedenlerini sıralarsak bitmek bilmez. Ama en önemlisi işverenin kendi keyfine göre belirlediði ücrete çalıştırabildiði kayıt dışı, sigortasız, ucuz iş gücüdür mevsimlik Kürt işçiler.
Diyarbakır, Şırnak, Urfa, Mardin, Aðrı, Van, Muş, Batman, Siirt ve daha nice Kürt kentlerinden çıkıp Çukurova, Ege, Orta Anadolu ile Karadeniz bölgelerine çalışmaya gidiyorlar.
Ankara başta olmak üzere çevresindeki illere özellikle soðan işlerinde çalışmaya gelen yüzlerce Kürt aile bulunuyor. Emeklerinin sömürülmesinden, saðlıksız yaşam koşullarına kadar bir dizi sorun yaşıyorlar burada. Yaşadıkları onca sorunun yanında çalışmaya gittikleri yerlerde tarlalarda kalan mevsimlik işçilerin gün aðarınca girdikleri tarladan gün batımına kadar soluksuz ter döküyor.
ÝSTATÝSTÝKLER GERÇEÐÝ YANSITMIYOR
Devlet Ýstatistik Enstitüsü rakamlarına göre tarım, ormancılık, avcılık ve balıkçılık sektöründe yaklaşık 10 milyon çalışan bulunuyor. Ve bu çalışanların her üçünden en az biri tarım sektöründe yer alıyor. Yüz binlercesi ücretsiz aile işçisi. Yani mevsimlik işçiler. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı insanları kapsıyor. Fakat 15 yaş ve üzerindeki kişilere ilişkin olan bu istatistiki veriler bir yönüyle de eksik. Çünkü 15 yaşından küçük çok sayıda çocuðun da tarlalarda çalıştırıldıðı biliniyor.
ILO RAPORLARINDA DÝKKAT ÇEKÝLÝYOR ANCAK...
Yoðunlukla özel sektörde çalışan mevsimlik ya da yerleşik tarım işçilerin neredeyse yüzde 99u ne sendikadan ne sosyal haklardan ne emeklilikten ne de toplu iş sözleşmesinden haberi var. Haberleri olsa bile işsiz kalma korkusuyla bu gibi kavramlara uzak koşullarda çalışmayı yeðliyorlar. Ayrıca tarım işçileri gibi mevsimlik işçiler de en korumasız işçi grubunu oluşturuyor. Çocuk işçiliðinin en yaygın olduðu sektördeki bu güvencesiz çalışma hayatı ise yasal düzenlemelere bile deðer görülmüyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) istatistikleri, iş kazaları ve meslek hastalıkları yönünden madencilik ve inşaat sektörünün ardından en tehlikeli sektörün tarım olduðunun altını çiziyor.
SÝGORTASIZ VE KAYIT DIŞI
Bugün yüz binlerce tarım işçisi çalışma sürelerini düzenleyen kurallardan, hafta tatili ve yıllık ücretli izin haklarından, işten çıkartılmaya karşı koruyucu düzenlemelerden, ihbar ve kıdem tazminatlarından yoksun olarak çalıştırılıyor. Ýşçi saðlıðı ve iş güvenliðine ilişkin koruyucu düzenlemeler, 50 ve daha az sayıda işçinin çalıştıðı işyerlerindeki tarım işçileri için geçerli deðil. Ayrıca sigortasız ve kayıt dışı çalıştırılıyorlar.
YAPTIRIM YOK ÝŞVEREN RAHAT
Ýşçiler, kamyon kasalarında, traktör römorklarında rasgele taşındıðı yetmezmiş gibi geçirdikleri trafik kazalarında hayatlarını kaybettiklerinde dahi kimsenin umurunda olmuyor. Yaralanıp sakat kalanlar ise hiçbir hak iddia edemiyor, yaşamını yitirenin kefeninden başka sarınacaðı bir hakkı olmadıðı gibi
Öyle ki, bu şekilde işçi taşınmasına dönük işverenlere hiçbir yaptırımda bulunulmuyor.
BDP KONUYU MECLÝS'E TAŞIMIŞTI
BDP Iðdır Milletvekili Pervin Buldan, geçtiðimiz günlerde geçim sıkıntısı ve geleneksel toplum ilişkileri altında kalan kadın tarım işçilerinin çalışma koşullarını TBMM'ye taşımıştı. Buldan, TBMM Başkanlıðı'na mevsimlik kadın tarım işçilerinin sorumları ve çözüm yollarına dönük Anayasanın 98. ile içtüzüðün 104. ve 105. maddeleri gereðince Meclis Araştırması açılmasını istemişti.
EZÝLDÝKLERÝ SÖMÜRÜLDÜKLERÝ YETMÝYOR BÝR DE DIŞLANIYORLAR
Araştırmalar ve istatistikler ise sektörün en korumasız kesiminin gezici tarım işçileri denilen yani mevsimlik işçiler olduðunu gösteriyor. Özellikle kadın işçilerin yoðun olduðu ve çocukların da aileleriyle birlikte çalıştıðı bu kesim, çavuş adı verilen tarım aracılarının ve özel sektörün insafına terk edilmiş durumda. Hijyenik ve saðlıksız koşullarda, elektrikten, sudan yoksun oluşları yetmiyormuş gibi Kürt olmalarından kaynaklı ayrıca hor görülüp dışlanıyorlar.