Kawa düşmez! Newroz ateşi sönmez!

Ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak onu çok iyi biliyorum. Demirci Kawalar bu kez başkasının bedenine düşen yangına, başkasının toprağına düşen ateşe su dökmeyecek biliyorum.

Herkesin yiğit olmadığı, herkesin cesur olmadığı, herkesin kahraman olamayacağı zamanlardayız. Devrimin ruhu olan zaman, kendi kahramanlarını milyonlar içinden seçiyor.  Devrimcisini büyütüyor zaman, büyütüp kocaman bir yürek yerleştiriyor göğüs kafesine... Herkesin ‘evet’ dediğine, ‘hayır’ diyebilme gücünü göstereni devrimci yapıyor zaman. Herkesin baş eğdiğine, baş kaldıranı demirci Kawa yapıyor zaman... Ve bu ruh, bir ulusun ölü damarına kan taşıyor, can taşıyor. Bir dirilme ayini olan Newroza Kawa olmak böyle bir diyalektik gerektiriyor.

Kürt mitolojisinin en görkemli diriliş ve direnişini anlatan yeni bir Newroz bayramını karşılaşacağımız günlerde işgalci Türk ordusu ve çetelerinin Efrîn işgali sırasında ilk iş olarak gidip Efrîn merkezdeki demirci Kawa heykelini devirmesi ve sanki karşılarında canlı, baş eğmeyen, inatçı biri varmış gibi mermi yağmuruna tutmaları hiç tesadüf değil. Tesadüf olmadığı gibi çapulcu çetelerinin akıl edeceği bir şey de değil. O eylem, ta Ankara’dan verilen devlet aklının talimatıydı. Efrîn işgal harekatı başladığı günden beri ilk hedef yaptıkları şey tarih oldu.

KAWALAR İSYAN ATEŞİ YAKMAYA DEVAM EDECEK

Tarihsel değerlere saldırıların amacında hafızasızlaştırma var. Bu anlamda Demirci Kawa’nın heykelinin tepe taklak yapılması çok bilinçli seçilen bir hareketti. “Baş kaldırmayın, köle olmayı kabul edin, size özgürlük yok” denmek istendi. Ama tarih boyunca Dehaqlar bir şeyi hep unuttu. Kürt’ün memleketinde ne Kawalar biter ne de Newroz ateşi söner. Dehaqlar oldukça Nevrozlar’da Kawalar isyan ateşi yakmaya devam edecek. Dehaqlar Kawaları çoğaltan yegâne gerçekliktir.

Efrîn’de demirci Kawanın heykelini devirirken işgalciler, yüzlerce Kawa yarattıklarından bi haberler. Şimdi Efrîn’in her bir karış toprağında Kawa’nın ruhu, gelecek Newroz’un ateşini önce kendi yüreğinde sonra da bu coğrafyada yakma cengindedir. Bu coğrafyada yapılanı unutturacak, hafızayı silecek bir silgi henüz icad edilmedi. Şu ana kadar hiçbir işgalci bu topraklarda sevilmedi. Bugün sahte zaferlerin naralarını atanlar, yarın bu topraklardan sürülecek.

TALANCILAR

Efrin şehir merkezine giren işgalci Türk ordusu ve çetelerinin yaptığı ilk iş talan yapmak oldu, bir kutu kolaya, bir keçiye, bir motosiklete, bir paket sigaraya, bir arabaya tenezzül ettiler. Kendilerini insanlığın gözünde rezil ettiler. ‘Hani Efrîn’i Efrînlilere teslim etmek için bunca vahşeti yaptınız, şimdi neden Efrînlilerin malını mülkünü talan ettiniz’ dedirttiler.

ÇAĞIN DEHAQ’I ERDOĞAN

Evrim geçirmemiş Türk paralı askeri çetelere sormazlar mı; madem Efrîn’de kalıcı yerleşmeyi düşünüyorsunuz neden yangından mal kaçırır gibi her yeri yağmalıyorsunuz? Köksüz bir panik ile sokaklarda kılıç sallayanların DAİŞ kökenli olduğunu bu kadar aleni insanlığın gözüne sokmanın büyük bir amacı vardı. Çağın Dehaq’ı olan Erdoğan, YPG ve YPJ’nin yıllardır büyük kahramanlıklar, emekler sonucu bitirme noktasına getirdiği DAİŞ terörünü tekrar kendi eliyle diriltip dünyanın başına bela yapacağının mesajını verdi. Rusya ne kadar anladı bu mesajı, Amerika ve bütün batı bu mesajı ne kadar idrak etti bilmiyorum.

UNUTMAYACAĞIZ!

Ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak onu çok iyi biliyorum. Demirci Kawalar bu kez başkasının bedenine düşen yangına, başkasının toprağına düşen ateşe su dökmeyecek biliyorum.

Biz yanarken izleyenler, yandığında Newroz ateşimizin hafızasında olan bütün efsanelerimize yalvaracak biliyorum. Madem bu kirliliğe ön ayak oldunuz Erdoğan’nın can verdiği kanserden ölün denecek biliyorum. Bütün egemenler göz göre göre bize yapılan zulmü izlediler, kanımızın akmasını izlediler, ölümlerin her türlüsünü yaşamamıza seyirci oldular. Hangi Kawa yürekli devrimci bunu unutur?

SAVAŞÇILARIMIZA YALVARACAKLAR

Şimdi binlerce Efrînli savaşçı mevzisinde ailesine ne oldu, evine ne yaptılar, çocuğu nerede bilmeden savaşıyor. Çünkü onlar meselenin artık bir aile meselesi değil, insanlık meselesi olduğunu biliyor. Yarın kendi ülkesi, kendi ailesi, kendi canı Türk faşizmi tarafından diriltilen bu güruh tarafından yandığında, yakıldığında, herkes yine gelip bu Kawa ruhlu Efrîn savaşçılarına yalvaracak. Bu tarihe düştüğüm bir not olsun. Şayet ben o zaman yaşamıyor olsam da “Medya, 20 mart 2018 tarihinde Efrîn şehrini gören bir tepenin başında bugün Efrîn’i yağmalayan Erdoğan’ın dirilttiği DAİŞ, yarın kapınızı çalacak ve o zaman siz de yalnız kalacaksınız” demişti dersiniz.

EFRİN GÜNCESİ’NİN SON YAZISI

Şimdi Newroz öncesi bi yağmur yağsaydı, yıkasaydı Efrîn’e bulaşan kirlerin tümünü... Hiç kolay değil Efrîn’i böyle görmek, kalbinizin söküldüğü anlara tekabül eder bazı anlara tanık olmak. Ve çok şey gördü bu gözler. Asla unutulmayacak vahşetlere tanık oldu bu hafıza. Efrîn’de gördüklerimi şimdiye kadar sizlerle nacizane bir kalem ile paylaştım ama şimdiden sonra yazmaktan daha büyük görevlerin olduğunun farkındayım. En son iki savaşçının birbirine sarılarak şehit düştüğünü ve kimselerin onları birbirinden ayıramadığını ve aynı mezara beraber gömüldüklerini görmek bana nerede olmam gerektiğini fazlasıyla öğretti.

Bu Efrîn Güncesi’nin son yazısı. İnsanlık daha az ölsün diye çaba harcamaya devam edeceğim. Bu daha anlamlı olacak. Yine beraber olacağız, yine beraber mücadele edeceğiz. Şimdiden Kawaların Newroz’u hepinize kutlu olsun. Özgürlük her zaman yoldaşınız olsun.

Kaynak: Yeni Özgür Politika