Kavvallar kayboluyor!
Kavvallar kayboluyor!
Kavvallar kayboluyor!
Êzidîlik inancında Kavval, kendisini Êzidîlik dininin yayılmasına adamış din adamlarına deniyor. Kavvallar dini bayramlarda ve dinsel törenlerde ilahiler söyleyip çalgı çalarak ruhanilere hizmet ediyorlar. Cejna Xıdır bayramından sonra yılın belli zamanlarında Êzidî halkını ziyaret edip, yanlarında gezdirdikleri ve dünyada sadece 7 tane olduğuna inanılan meleke tavus heykelini dolaştırılıyorlar. Kavvalların geleceği gün tüm Êzidîler kendini hazırlıyor, temizleniyor, en güzel giysilerini giyiyor.
Erbane çalarak köye giren Kavvallar tam bir bayram havasında karşılanıyor. Şex Hadi’nin geldiğini söyleyen kavvalları, halk çıplak ayaklı olarak karşılıyor. Kavvallar köyün her evine gitmiyorlar. ‘Kuçk’ denilen köyün en bilinen evine gidiyorlar.
Biz de tam böylesi bir tören günü Çıra TV’den arkadaşlarla beraber bir Êzidî Köyü olan Diguli’ye gittik. Diguli Şimal’e bağlı bir köy. Şengal’e arabayla 1 saat mesafede. 87 virajlı zikzaklardan geçilerek gidilen yol boyunca onlarca yoksul Êzidî köyleri var.
Diguli’ye gittiğimizde tören çoktan başlamıştı. Evin en geniş yerinde en güzel köşede saklanmış meleke tavus heykeli, sarıp sarmalandığı bezlerden çıkarılıyor, beyaz elbiseli kavvallar meleke tavusun sağında ve solunda oturuyor.
İçeri giren her kişi, yaşlı, genç, çocuk fark etmeden önce meleke tavusun bulunduğu kutsal alana yöneliyor. İkonun hemen yanında para konulan Şerbika tavus denilen bir çukur kap var. Bu kap içine para konulup kenarından öpülüyor ardından meleke tavusun sarıldığı kumaş ve meleke tavus öpülüyor, ikonun yanında duran kavvaldan hayır duası alınıp eli öpülüyor ve arkasını dönmeden gelen kişi yerine geçiyor.
Geniş bir alanda neredeyse yüzlerce kişi toplanmış. Genişçe bir alanda erkekler oturuyor. Toplananların hepsi erkek, kadınlar ise arka tarafta duruyor. Yaşlı kadınlar dini kıyafetlerini giymiş, başlarına kofi takmışlar. Gözlerden uzak bir yerde uzaktan kavvalları izliyorlar. Beyazlar giymiş, başına beyaz bir kofi takmış Garip ana, kavvalların gelişinin kendileri için bir bayram olduğunu anlatıyor büyük bir heyecanla. “Kavvallar geldiğinde 3 defa çağırıyor, Şex Hadi’nin tavusu geldi diyor. Teflerle köye giriyorlar. Biz de ayakkabılarımızı çıkarıp onları karşılıyoruz. O gün her ev bir koyun kesip kavvalların kalacağı eve getiriyor. Bizim için en güzel gün bu gündür” diyor.
Kavvallar Şex Hadi’nin adına geliyorlar. Kavvalların gelişi Êzidîler için çok önemli. Çünkü onlar Êzidîliği yayan, ibadeti anlatan, öğreten, Êzidîlere güzel tembihlerde bulunan hatipler. Aynı zamanda toplumsal sorunları da çözüyorlar. Kavgalı aileleri kavvallar barıştırıyor. Êzidîler arasında birliği sağlıyorlar. Êzidîlik inancını güçlendirme ve köy halkının verdiği zekatı toplama da kavvalların görevi arasında.
Daha önce yılda birkaç kez bu ziyaretler yapılırken son 5-6 yıldır artık yılda sadece bir kez kavvallar dolaşıyorlar. Neden mi? Çünkü Kavvalların sayısı gittikçe azalıyor. Konuştuğumuz kavval Seyda, eskiden 60 kişi iken bu gün sadece 4 kişi kaldıklarını anlattı. Bunun en temel nedeninin ise ekonomik sorunlar olduğunu söyleyen Seyda, “Êzidîlikte burda verilen zekatların yardımların %60’ı mirlerin evine gidiyor. Bir kısmı Laleş’e ve kalan kısmı ise kavvallara kalıyor. Kavvalların başka bir gelir kaynakları yoktur. Ancak ekonomik olarak çok zorlanıyoruz. Güney Kürdistan’da bizler resmi din görevlileri olarak kabul edilmiyoruz. Bu nedenle tek geçim kaynağımız halkın verdiği bağışlar. Ancak bu da artık yetmiyor”diyor ve böyle giderse artık hiçbir kavvalın kalmayacağına dikkat çekiyor. Bu Êzidilîk inancının geleceği için ciddi bir sorun. Çünkü kavvallar Êzidî dininin yayılması ve ayakta kalmasını sağlayan yegane din insanları. Bir diğer konu ise verilen zekatların çoğunluğunun mirlerin evine gidiyor olması. Aslında dini kurallara göre toplanan gelirlerin sadece % 10'u şeyhlere, % 5 Pîr’e verilmesi gerekirken bu gün bu oranlar çok değişmiş. Bu durum çok dile getirilmeye cesaret edilmese de ciddi bir rahatsızlık konusu. Verilen zekatların Laleş’te harcanması, ihtiyacı olan fakirlere dağıtılması gerekirken bu gün bunun büyük bir kısmı Mirlerin evine gidiyor. Bu da kavvalları daha da fakirleştirmiş.
Kavval Bekir ise inançlarının gereklerini Türkiye gibi bazı yerlerde özgürce yerine getiremediklerini belirtiyor. “Bu gün tavus bu evdedir. Tavus Şex Hadi’nin yerindedir. Bizim 5 hakikatimizden biridir. Êzidîlerin yerine getirmeleri şart olan dini vecibeleri şahadet, namaz (ibadet), oruç, zekat ve hacdır. Şex hadi Laleş’e geldiği günden beri tavus dolaşıyor. Rojava’da, Kuzey’de, Güney’de dolaşıyor. Türkiye de tam 366 konak yeri var. Biz bu gün meleke tavusun Türkiye hatta Gürcistana kadar gitmesini istiyoruz.”
Köyün neredeyse tamamı oraya geldikten sonra Kavval Bekir meleke tavus ikonunun karşısına geçiyor. Êzidîler için kutsal sayılan ateşi yakacak. Meleke Tavusla aralarında yaklaşık 2 metre mesafe olacak şekilde yere oturuyor. Elinde buğday dolu bir tepsinin üzerinde yağ dolu bir çıra var. Çıranın fitillerini yakarken Şex Hadi’yi çağırıyor, o esnada arka tarafta duran ve töreni takip eden kadınlardan güçlü bir tilili sesi yükseliyor. 7 fitil yakıyor. Her yaktığı fitilde “senin çıran açık olsun, ocağın açık olsun” diyor. Kavval Bekir’in yaktığı çıra herkes adına yakılmış sayılıyor. Gece boyunca fitiller bitene kadar çıra sönmüyor.
Çıra tutuştuktan sonra Kavval Seyda duaya başlıyor. Herkes pür dikkat onu dinliyor. Dua çok şiirsel bir dille söyleniyor. İnsanlara kalplerini temiz tutmaları, dürüst ve doğru olmaları öğütleniyor.
Daha sonra ellerinde kaval ve deflerle kapı önüne çıktılar. Hep birlikte halaya durdular.
Êzidîler için mutlu bir gün. Kavvallar köyde, meleke tavus köylerinde. Çıralar yanıyor, ocaklarında dumanlar tütüyor. Bu coşkunun mimarı kavalların sayısının gittikçe azalması Êzidîliği nasıl etkileyecek, kafamızda bu soru işaretleriyle geceyi bitiriyoruz.