Katliamda sorumluluğu olan kamu görevlileri hâlâ korunuyor
Ankara katliamı avukatlarından Eylem Sarıoğlu aradan geçen iki yıla ve ortaya konulan onca kanıta rağmen katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmadığını ifade etti.
Ankara katliamı avukatlarından Eylem Sarıoğlu aradan geçen iki yıla ve ortaya konulan onca kanıta rağmen katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmadığını ifade etti.
Ankara’da yaşanan 10 Ekim katliamının üzerinden tam 2 yıl geçti. IŞİD’in canlı bomba saldırısında 102 kişi hayatını kaybederken onlarca insan da sakat kaldı.
Yapılan soruşturmanın sonucunda saldırıyı IŞİD üyesi Yunus Emre Alagöz ile Suriye uyruklu bir teröristin gerçekleştirdiği tespit edildi. Yunus Emre Alagöz, Ankara katliamından 3 ay önce Suruç’ta 34 kişinin öldüğü saldırıyı gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün ağabeyiydi. 2013 yılında Adıyaman’da bazı aileler çocuklarının IŞİD’e katıldığını emniyete bildirmiş bunun üzerine Alagöz kardeşlerin de olduğu bir ekip teknik takibe alınmıştı. 2015 Mart’ında, yani saldırıdan sadece 7 ay önce teknik takipteki Alagöz kardeşlerin konuşmaları ise veda niteliğindeydi, bir nevi eylem hazırlığı sinyalleri veriyordu. Yine 10 Ekim’den 22 gün önce IŞİD’in büyük eylemler yapacağı emniyetin raporlarında mevcuttu. Tüm bunlara rağmen ‘Barış Mitingi’ne giden 102 kişi katledildi. Katliam davasında ortaya çıkan son görüntülerde ise saldırganların ellerini kollarını sallayarak alana girdiği görülüyordu...
10 Ekim Katliamı davasının 5’inci duruşması 24-25 Eylül’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 10 Ekim avukatlarından Eylem Sarıoğlu bu iki yılda yaşananları ve yargılama sürecini ANF’ye anlattı.
SORUŞTURMA GİZLENDİ VE ETKİN YÜRÜTÜLMEDİ
Sarıoğlu ilk günden bu yana “Bu katliamı yapan, sorumluluğu olan herkes hesap verene kadar mücadelemize devam edeceğiz” diyerek yola çıktıklarını ifade edip, başından beri gerçek adaletin sağlanması için atılması gereken tüm adımlar için yoğun bir çaba gösterdiklerini söyledi.
Yargılama sürecini anlatan Avukat Sarıoğlu, 10 Ekim’den 9 ay sonra önlerine bir iddianame konulduğunu ve bununla emniyetin katliamı güya aydınlattığını iddia ettiğini belirtti: “Katliam sonrasında yargının yaptığı ilk iş dosya ile ilgili gizlilik kararı alınması oldu ve bu süreçte biz mağdur vekillerinin dosyaya ulaşması engellendi. İddianamenin kabulü ve dosya üzerindeki gizlilik kararının kalkması süresi zarfında aslında çok da etkin bir soruşturma yürütülmediğini maalesef görmüş olduk.”
KAMU GÖREVLİLERİ DE YARGILANMALI
Davanın başından beri önlerine konulan sanıklar ve onların fiilleri ile sınırlı bir yargılamayı kabul etmediklerini söyleyen Eylem Sarıoğlu, özellikle kamu görevlileri yönünden yargılamanın genişletilmesi için ısrarla talep bildirdiklerini ifade etti “Kamu sorumluluğu açısından 10 Ekim Katliamı öncesi, katliam günü ve sonrası olmak üzere kamu görevlilerinin sorumluluğunu üç ayrı süreç olarak ele almak gerekiyor. Katliam öncesi IŞİD’in Antep’te bu kadar rahat örgütlenmesinin, yuvalanmasının ve bu büyük katliamı böyle kolay bir şekilde gerçekleştirmesinin koşulları yaratıldı, olanakları sağlandı.”
“Katliam günü Ankara Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü gerekli önlemleri almadı bununla birlikte canlı bombaların kendilerini patlatması sonrasında yaşananlar da bu sorumluluğu fazlasıyla doğurluyor” diyen Avukat Sarıoğlu, 10 Ekim günü kitlenin üzerine akrep sürülüp, biber gazı sıkılmasını ve yaralılara yardım etmeye çalışanlara saldırılmasını bu sorumluluğa örnek gösterdi.
AMBULANSLAR 1 KM ÖTEDE BEKLEMİŞ
Benzeri bir şekilde sağlık görevlilerinin de yaralılara müdahale etmediğini özellikle son duruşmalarda bunu mahkemeye sunduklarını söyleyen Eylem Sarıoğlu şöyle konuştu: “Aynı zamanda yaralılara sağlık görevlilerin müdahale etmemesi gibi acı bir durum ile karşı karşıyayız. Özellikle son grup duruşmalarda bunu GPS raporları ile birlikte mahkemeye açıkladık. Her ne kadar İl Sağlık Müdürlüğü raporunda patlama sonrasında 51 ambulansın gönderildiği, 17’sinin ilk 5 dakika içerisinde olay yerine gitti söylense de Sağlık Bakanlığı önünde bulunan ve mitingle ilgili görevlendirildiği belirtilen ambulans yerinden hiç ayrılmamış. Patlama sonrasında 11 ambulans hiç hasta almamış, sadece 9 ambulans yarım saat sonra olay yerine gelmiş. Ne yazık ki ambulansların çok büyük bir bölümü 1 kilometre ötede beklemiş.”
SAVCILIK SORUŞTURMAYA İZİN VERMEDİ
Avukat Sarıoğlu hem bu veriler hem de mahkemeye sunulan son kanıtlarla birlikte Emniyet ve sağlıkçıların görevlerini yapmadıklarının kanıtlandığını ama buna rağmen, bu kamu görevlilerinin yargılamasının söz konusu olamadığını da sözlerine ekledi. Katliam günü sorumluluğu olanların korunduğunu ifade eden Sarıoğlu “Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada Valilik, 10 Ekim gününe dair kamusal sorumluluğu olanlar hakkında soruşturma izni vermemişti. Ancak dava sürecinde dinlenen müştekilerin beyanları üzerine mahkemeye yeniden suç duyurusunda bulunulmasına karşın savcılık tarafından emniyet mensupları hakkında bir işlem yapılmadı, sağlık personeli için ise soruşturma izni verilmedi” dedi.