Karataş: Kürtler iradesine sahip çıktı

EMEP MYK Üyesi Yusuf Karataş, "AKP, Türkiye metropollerini kaybedeceğini bilmesinden dolayı Kürt kentlerine yöneldi" dedi. Karataş, ciddi saldırı ve oyunlara rağmen Kürtlerin iradesine sahip çıktığını söyledi.

AKP-MHP gerici blokunun özellikle Türkiye metropollerini kaybetmesi, HDP'nin batıdaki seçim stratejisine bağlı olarak gelişti. Demokrasi güçlerinin İstanbul, Ankara, Antalya, Hatay, Mersin ve Adana gibi metropol kentlerin belediye yönetimini AKP-MHP blokundan alması, bu blokun yenilgisinin başlangıcı oldu. Yine Kürdistan'da Türk devletinin tüm askeri ve siyasi ablukalarına rağmen kayyum atanan birçok belediye geri alındı.

Emek Partisi (EMEP) Yürütme Kurulu Üyesi Yusuf Karataş, yerel seçim sonuçlarını ANF'ye değerlendirdi.

'HDP'NİN STRATEJİSİ TUTTU'

Metropollerdeki seçim sonuçlarının iki boyutla değerlendirilmesi gerektiğini belirten Karataş, HDP'nin batıdaki büyük şehirlerde AKP'ye kaybettirme stratejisinin tuttuğunu kaydetti. Diğer bir noktanın ise özellikle sanayi merkezlerinde işçilerin, okumuş kesimin ve kadınların yoğun olduğu yerlerde iktidarın gerileme sürecine girdiğini ifade eden Karataş, bu gerilemede ekonomik krizin hissedilmesinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. AKP'nin kendini başarılı olarak lanse etmesinin onların artık söyleyecek çok bir şeyinin kalmadığına delalet olduğunu söyleyen Karataş, "İnsanların günlük yaşam bakımından ciddi sıkıntıların yaşadığı bir durum söz konusuydu. Bu çok çevre tarafından ifade edildiği gibi AKP'ye bir ders verme gibi bir tutuma dönüştü. Dolayısıyla bu sonuçları böyle okumak mümkün" diye konuştu.

'KÜRT KENTLERİ ASKERİ KUŞATMADA'

AKP'nin 2016 yılındaki darbe girişimini, OHAL'e de dayanarak Kürt hareketini  tasfiye etme fırsatına çevirme isteği duyduğunu vurgulayan Karataş, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Özellikle HDP ve DBP'nin 102 belediyesinden 96'sına kayyum atanmıştı. Normal şartlarda bu belediyeler, bakanlık müfettişlerinin yaptıkları bir sürü şeye rağmen el koymak için bir dayanak bulamadıkları belediyelerdi. Ama o süreçte özellikle 'terör işbirliçiliği, destekçiliği' söylemleri üzerinden el konuldu. Yani Kürt kentlerinde uzun zamandır ciddi bir sessizlik ve baskı var. Kürt kentlerinin askeri anlamda kuşatılmış olması, her köşe başının karakol haline getirilmesi gibi bir tablo ile karşı karşıyayız. İktidar da bu baskı politikasının kazandırdığı göstermek için bazı dayanaklara ihtiyaç duydu. Özellikle bu şehir savaşları döneminde nüfusu azaltılmış ya da normal koşullarda nüfusu az olan ve asker-polis yığınağı dolayısıyla nüfus bileşiminin değiştirebildiği ve bu değişime bağlı olarak da seçimlerde kazanma ihtimali olan yerlerde özel bir strateji izlendi.

'KAYBEDEN BİR AKP GERÇEKLİĞİ VAR'

Buna aslında bir nüfus mühendisliği denilebilir. İktidar Kürt kentlerinde bir nüfus mühendisliği yaptı. Nerede ve hangi strateji, nasıl bir politika ile kazanabilirim diyerek bir yol izledi. Seçim sonuçlarına bakıyoruz, büyük kentleri kaybeden bir AKP gerçekliği var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Kürt kardeşlerime teşekkür ediyorum'  biçiminde bir başarı hikâyesine olan ihtiyacını bölgedeki kimi belediyelerin üzerine kurmaya çalışıyor. Dolayısıyla buralardaki kimi kentleri önemsediler. Bu politikanın diğer yüzü HDP'nin siyaset yapamaz hale getirilmesidir."

'HDP'YE SİYASET YAPTIRMAK İSTEMEDİLER'

HDP'nin normal seçim çalışmalarının bile 'terör faaliyetleri' olarak gösterilmesi, baskılar ve gözaltıların rutin hale geldiğinin altını çizen Karataş, şöyle devam etti:

"Siyaset yaptırılmayan bir gerçeklik söz konusudur. Ek olarak HDP ve AKP oylarının birbirlerine yakın olan kentlerde yaşatılan baskı politikaları, bazı kesimleri iktidara yaklaştırmak zorunda bırakmıştır. Yerel yönetimler konusunda nemalanmak isteyenleri iktidara yakınlaştırmış olabilir. Şunu da reddetmemek lazım; yerel yönetim deneyimi yeni bir deneyim değil. 1999 yılından bu yana var. Kürt hareketinin bir deneyimi var. Bu noktada çeşitli yerlerde ciddi eleştiriler vardı. 

Yanılmıyorsam HDP açıklamalarından birinde, öz eleştiri sürecinden geçeceği, böyle bir tutum alacağını söylüyor ki bu bir ihtiyaçtır."

'HALK İRADESİNE SAHİP ÇIKTI'

Seçim sonuçlarının Erdoğan'a başarı hikâyesi sunacak bir tablo olmadığına dikkat çeken Karataş, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "AKP, 3 büyük şehir başta olmak üzere Kürt hareketinin etkin olduğu yerlerde neyi iddia ediyordu, 'Örgüt halka baskı kuruyor. Bunlar belediyecilik yapmıyor' biçiminde bir iddia vardı. Bu iki iddiaya rağmen halk buralarda iradesine sahip çıktı. Eğer iktidar gerçekten bir sonuç çıkarmak istiyorsa bu kadar baskıya, engellemeye rağmen halk ciddi anlamda kendi ulusal demokratik talepleri etrafında kenetlendi. Artık Kürt sorununun çözüleceği bir zemin yaratmak için adım atmaktan bahsedilebilir. Bir sonuç çıkartılmak isteniyorsa buradan çıkar."