BDP milletvekili Hasip Kaplan, "IMF’ye borcu kapattık, üstelik 5 milyar borç verdik, diye hava atan hükümet; kamu borcunun 103 milyar, dış borcun 337 milyar dolar olduğunu gizliyor" dedi. Verilere göre insani yaşam endeksi için en az çalışan ücretinin 2.340 TL olması gerektiğini belirten Kaplan, ayrıca, dolaylı vergiler ile tüketiciye krizin faturasının ödetildiğini kaydetti.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bütçe tartışmalarına ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. 

Bütçe hakkının madde 162'ye göre "anayasal bir hak" olduğuna dikkati çeken Kaplan, kamu kaynağının edinilmesi, kullanımı, harcanması ve meşruiyetinin parlementoların varlık nedeni olduğunu ifade etti.

"Vatandaşın hazineye koyduğu her kuruş verginin hesabını sormak, muhalefet olarak görevimizdir" diyen Kaplan, şöyle konuştu:

"Bütçe raporu mali yılbaşından 75 gün önce sunulmadı. Kesin hesap Mali yılın sonundan başlayarak 7 ayda nisan 2013'te sunulmadı. Sayıştay 2014 yılında sunduğu raporlarda 'inceleme yapamadım, rapor veremiyorum' dedi. Elimizde iki üç sayfalık matbu boş raporlar var. Sayıştay meclis adına değil, hükümet adına icraat yapan, aklayan bir kuruma dönüştü, artık bağımsız değil."

Örtülü ödeneğin rekor artışta olduğuna vurgu yapan Kaplan, 'yedek ödenek' adı altında Suriye sığınmacılar bahane edilerek denetlenmeyen kaynakların oluşturulduğunu belirtti.

"Savunma-Güvenlik-İstihbarat alanında yerindelik, düzenlilik, perforsman denetimleri Sayıştay kanunu ve gizli yönetmelikle kaldırıldı. MSB, MİT, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü bütçeleri konusunda; bütçede hiçbir veri yok.

Savunma Sanayi Müsteşarlığı, 3.5 milyara Çin’den füze alıyor, ABD’ye 3.5 milyar dolar Skorsky siparişi veriyor, bütçede yok. F-35 ler için ayrılan 15 milyar dolar ve ödeme planı süresi de yok. Toma’lar gazlar, hiçbirinin kaydı yok. belli değil."

'ZENGİNİ DAHA ZENGİN, FAKİRİ DAHA FAKİR YAPAN VERGİ ADALETSİZLİĞİ'

Kaplan, "olsa olsa otoriter rejimlerde korsan bütçe görüşmesi olabilir" diyerek, Anayasa ve iç tüzüğe aykırı olarak demokrasinin özü olan bütçe hakkının, meclis çoğunluğuna dayanılarak, aklanamayacağını, meşru gösterilemeceğini kaydetti.

Gideri 436 milyar, geliri 403 milyar olan bütçenin; kurumlar vergisinin sadece yüzde 31.1 milyar olduğu bilgisini veren Kaplan, dünyada en düşük kurumlar vergisinin yüzde 20 ile Türkiye'de olduğunu da ifade etti. 

Kaplan, "Dolaylı vergiler ile tüketiciye krizin faturasının ödetildiği" eleştirisini yaparak, şöyle devam etti: "Kredi kartları faizleri yüz milyarı aşarken, akaryakıt, doğal gaz, tütün, alkol ürünleri, telefon vergileri yüzde 70'lerde, ama pırlantaya ÖTV, KDV yok.

IMF’ye borcu kapattık, üstelik 5 milyar borç verdik, diye hava atan hükümet; kamu borcunun 103 milyar, dış borcun 337 milyar dolar olduğunu gizliyor. Cari açık yine artışta hedef 77 milyar. Zengini zengin fakiri daha fakir yapan vergi adaletsizliğin sınır tanımadığı, adil bölüşümün olmadığı bütçe görüşmelerine 4 kasımda komisyonda başlayacağız."

Türkiye'de açlık sınırının 1.101, yoksulluk sınırının 3.481 TL olduğunu hatırlatan Kaplan, buna karşılık asgari ücretin ise 803; en düşük memur maaşının da 1.887 TL olduğunu kaydetti. "Verilere göre insani yaşam endeksi için en az ücretin 2.340 TL olması gerekiyor" diyen Kaplan, "Bütçe’nin selameti, ülkemizin ekonomisinin geleceği, çözüm sürecinin sağlıklı yürümesine bağlıdır. Ne yazık ki 2013 yılı boyunca çatışmaların durması, bütçe üzerindeki olumlu etkilerine hiç değinilmemiştir" ifadelerini kullandı.

'AÇIĞI KAPATMAK İÇİN DOĞA KATLİAMI YAPILIYOR'

"GAP projesine işsizlik fonundan ayrılan 36 milyara rağmen sulama kanalları tamamlanmamış, 1 milyon 282 bin hektar sulanacak arazi, AKP öncesi yüzde 26 iken anca; yüzde 30 düzeyine çıkmış. Bu gidişle tamamlanması 90 yıl daha alacaktır. Bölge ekonomisi ve 5 milyon istihdam yaratması nedeniyle bütçede pay ayrılmaması düşündürücüdür.

Enerji dışa bağımlı ve 70 milyar dolar ithalat ayrılıyor, yanlış politikalar sonucu bütçe açığı kadar bir açık söz konusu. Bunu santraller ile kapama çabaları sonucu, çevre kirliliği, tarih, kültür, doğa katliamı sürüyor."

Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan 55.7 milyarlık bütçede seçmeli ana dilde derslerde, öğretmenlere pay ayrılmaması ve atamaların yapılmamasını 'vahim' bulan Kaplan, ayrıca, Diyanet'e bütçe artışları olurken, Alevi toplumunun ve azınlıkların dikkate alınmamasını "ayrımcılık" olarak tanımladı.

Kaplan, "Önümüzde üç seçim var ve paket açıklamalarına rağmen, BDP’ye yine hazine yardımı ayrılmadı. Bu adaletsiz, eşit olmayan duruma son verilmemiştir" dedi.