'Kafir Kürtlerin petrolünü istiyoruz'

'Kafir Kürtlerin petrolünü istiyoruz'

Rojava'da YPG ile savaşırken sağ yakalanıp tutuklanan DAİŞ emir ve üyeleri ile tutuklu bulundukları askeri cezaevinde görüştük. Kaçak yollarla Türkiye'ye petrol satıldığını ve ÖSO'ya gönderilen yardımların tamamına yakınının DAİŞ'in eline geçtiğini söyleyen çete üyeleri, "Türkiye'de bize yakın birçok kişi, grup, örgüt ve dernek var" dedi. 

Rojava'da yaşanan çatışmalarda yaralı ya da sağ ele geçirilen, intihar hazırlığında veya sabotaj eylemleri öncesinde yakalanan DAİŞ emir ve üyeleri Rojava'nın birçok bölgesinde oluşturulan ve sıkı bir şekilde korunan cezaevlerinde tutuluyor. Halen sorguları süren DAİŞ'liler ile kimsenin görüştürülmesine izin verilmiyor. Soruşturmaları biten ve tutuklananların aileleri ile görüşmelerine ise haftada bir izin veriliyor. Cezaevinde haftada bir gün sabah 09:00 ile öğleden sonra 14:00 saatleri arasında yapılan açık görüşte, DAİŞ'liler Arap bölgelerinden veya başka ülkeden gelen aileleri ile görüşebiliyor. Şu anda Rojava'da yaklaşık 400 DAİŞ'linin tutuklu olduğu tahmin ediliyor. Halen sorguları sürenlerle görüşme izni alamazken, cezaevine konulanlarla Rojava'daki bir askeri cezaevinde görüştük. 

HAFTADA 200 DOLAR GÖNDERİLİYOR

Cezaevi yetkilileri, ellerinde esir bulunan DAİŞ üyelerine savaş alanında olmadıkları için düşman değil, insan gözüyle baktıklarını; cezaevinde işkence ve kötü muamelenin olmadığını; cezaevi personeline çıkan yemeği tutuklulara da dağıttıklarını, bunu tutuklulara da başbaşa kaldığımızda sorabileceğimizi söyledi. Tutuklu olanların arasında Bir çok Arap ülkesinden Arapların yanısıra Kürt, Afgan, Türk ve Türkmenlerin de bulunduğunu, bunların değişik cezaevlerinde tutulduğunu kaydeden yetkililer, her militana haftalık aileleri tarafından 200 Dolar gönderildiğini ifade etti. 

KÜRTLER DEMOKRASİYE İNANDIĞI İÇİN!

Suriye'nin Cezaa bölgesinden olan 32 yaşındaki Samir Emin Maro, DAİŞ içinde 'emir' olarak adlandırılan çetebaşı düzeyinde görev alan ve bir çok çatışmaya giren bir kişi. Tilhemis'te YPG ile yaşanan çatışmada yakalandığını belirten Maro, Kürtlerin demokrasiyi savunduğunu, demokrasinin de 'İslam'a karşı bir rejim olduğu için ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Maro, "İslam devleti demokrasiye karşıdır. Demokrasi Allah'ın kanunlarına karşı olan bir sistem. Bundan dolayı ortadan kaldırılması gerekir. Kürtler demokrasiye inanıyor, onun için savaş açtık. İkincisi DAİŞ, Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Ürdün ve Lübnan'ı kapsayacak bir hilafet devleti kurmak istiyor. Şu an savaşımız daha çok Suriye, Irak ve Lübnan'da veriliyor. Ancak Kürtler önümüzde bir set oluşturmuş durumda" dedi. 

Hedeflerinde İsrail'in de olduğunu belirten çetebaşı Samir Emin Maro, Ortadoğu'da İsrail'i istemediklerini böyleyip ekledi: "Onları şu an kulak arkası etmişiz, unutmamışız. Filistin’i özgürleştirdikten sonra İsrail'e saldıracağız" dedi. 

'KÖTÜ MUAMELE OLSAYDI SÖYLERDİM'

Cezaevi yetkililerin kendilerine iyi davrandığını belirten DAİŞ'li Maro, "Herhangi bir kötü muameleye tabi tutulmadık. Olsaydı söylerdim. Sorgumuz bittikten sonra bizleri buraya getirdiler. Burada tutuklu olanların tamamına yakını Arap. Birçoğu çatışmalarda yakalanmış. Sabotaj eylemlerinde yakalanıp tutuklananlar da var aramızda. Haftada bir ailelerin ziyaret etmesine izin veriyorlar. Bugün ziyaret günüydü. Benim babam Cezaa bölgesinden gelmişti. Onunla görüştüm. Sorgumuz bitti, ama mahkememiz sürüyor. Bundan sonrasının ne olacağını bilmiyorum" şeklinde konuştu. 

'URFA'DA TEDAVİ GÖRÜP GERİ DÖNDÜM'

Serekaniyê bölgesindeki bir çatışmada yaralı olarak yakalanan Kerim El Mıhlef, 20'li yaşlarda. Suriye'de iç savaş başlamasından sonra ÖSO içinde yer almış. Bir yıl önce ise ÖSO içinde yer alan bazı 'İslami' grupların DAİŞ'e katılmasına eşlik etmiş. Girê Sipî (Tel Ebyad), Serêkaniyê, Hesekê, Cezaa bölgesinde birçok çatışmaya katılmış. Karnından ve sağ kolundan iki kez yaralanmış. Tel Ebyad bölgesinde yaralandıktan sonra Akçakale sınır kapısından Urfa'ya hastaneye kaldırıldığını ve burada 2 ay tedavi gördükten sonra tekrar aynı yoldan Suriye'ye geçtiğini belirten Mıhlef, DAİŞ saflarında savaşmaya devam ettiğini söyledi. İçinde bulunduğu grubun birçok kişinin kafasını kestiğini, ancak kendisinin kesmediğini iddia eden Mıhlef, "Çatışmalarda ya da ele geçirdiğimiz bölgelerde yakalanan rejim askerleri ya da Şiiler vardı. Bunlar bize göre kafir ve ölümü hak ediyorlar. Allah da bunların öldürülmesini emrediyor. İçinde bulunduğum grup bıçakla ve satırla kafa kesti. Bunlar kameraya çekiliyordu. Ben kafa kesmedim ama bulunduğum grup kesiyordu" dedi. 

'BİZE KARŞI OLANLARIN TAMAMI KAFİR'

İslam adına yola çıktıklarını ve kendilerine karşı olanların tamamının kafir olduğunu savunan DAİŞ üyesi, hilafetin yeniden kurulacağından emin. Serêkaniyê'nin Merge bölgesinde çatışmalara katıldığını ve burada yakalandığını belirten Mıhlef, DAİŞ'in çatı olduğunu, onlara bağlı Suriye, Irak, Lübnan, Tunus, Ürdün, Libya gibi ülkelerde birçok örgüt ve grup bulunduğunu ve hepsinin de 'Halife Ebubekir El Bağdadi'ye biat ettiklerini anlattı..  

'KÜRT PETROLÜNÜ ELE GEÇİRMEK İSTİYORUZ'

Tutuklu DAİŞ'lilerden Abbad Maaruf da DAİŞ'e karşı olan herkesin kafir olduğuna inanıyor. Maaruf, "Kürt bölgesinde Rimelan, Çilaxa, Girkê Legê'de zengin petrol yatakları var. Buraları ele geçirmek istiyoruz. Hem bu bölge zengin hem de bunlar kafir. Onun için Kürtlere savaş açtık" dedi. 'İslam Devleti'nin tüm kurumları ile Suriye'de hakimiyet kurduğu yerlerde hayata geçirildiğini ve hedeflerinin Ortadoğu'yu kapsadığını belirten Maaruf,  "Türkiye'de bize yakın birçok kişi, grup, örgüt ve dernek var" diye konuştu. Maaruf, Türkiye'den birçok kişinin kendi saflarında savaştıklarını aktardı.

'TÜRKİYE'YE PETROL SATILIYOR'

DAİŞ'in Rakka başta olmak üzere birçok bölgeden petrolü tankerlerle Akçakale ve Kilis üzerinden Türkiye'ye sattığını ifade eden Maaruf, "Günde veya haftada ne kadar satıldığını bilmiyorum. Ancak ham petrolün buradan tankerlerle Tel Abyad-Azaz sınırlarına götürüldüğünü biliyorum. Buradan araçlarla ya da döşenen ilkel boru hatları ile petrol sevkiyatı yapılıyor. Hem petrol, hem mazot bu şekilde satılıyor" dedi. 

'YARDIMLARIN TAMAMI DAİŞ'E GELİYOR'

Suriye'de DAİŞ'ten ayrı olarak örgütlenen ve savaşan bütün 'İslami' grupların DAİŞ'e bağlı olduğunu, aynı merkezden yönetildiklerini ileri süren Maaruf, şunları söyledi: "Türkiye üzerinden gönderilen gıda, ilaç gibi insani yardım malzemelerinin tamamı DAİŞ'e geliyor. ÖSO içinde onlarca grup var ve birçoğu bize bağlı. Yardım bunlara hem Türkiye'den hem de insani yardım kuruluşlarından gönderiliyor. Bu yardımlar daha sonra onların üzerinden DAİŞ'e aktarılıyor. Bizim gıda, yiyecek, silah konusunda bir sıkıntımız yok. Birçok sınırdan bize silah ve cephane yardımı yapılıyor."