'Kadınları cinayetle suçlamasınlar’

'Kadınları cinayetle suçlamasınlar’

Başbakan Erdoðan'ın "Kürtaj cinayettir. Her kürtaj bir Uludere’dir” açıklamasına ve kürtajın yasaklanmak istemesine öfkesi artan kadınlar, kürtajın Roboski ile karşılaştırılamayacaðını vurguladı. AKP Hükümetinin elini kadınların bedeninden çekmesini söyleyen Gazeteci Aydoðan, “Kadınları cinayetle suçlamasınlar” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoðan'ın "Kürtaj cinayettir. Her kürtaj bir Uludere’dir“ çıkışıyla başlayan ve devlet yetkililerini ardarda yaptıðı açıklamalar yasa hazırlıðına dönüşürken kadınların öfkesi artıyor. AKP’nin 28 Mayıs günü yaptıðı MYK toplantısında kürtajın yasaklanması dahil pek çok görüş masaya yatırıldı. Hala 10 haftalık hamileliðe kadar yapılan kürtajda üst sınırın 4 haftaya çekilmesi ve 'anne ve bebeðin saðlıðını tehdit' kriterinin aranması öne çıkarken, son karar ise, Saðlık Bakanlıðı'nın uzmanlarla birlikte hazırlayacaðı raporun, 2 hafta sonraki Bakanlar Kurulu'nda ele alınmasıyla verilecek. Yasanın, Haziran ayında Meclis tatile girmeden çıkarılması öngörülüyor.

BAKAN AKDAÐ TECAVÜZE DAVETÝYE ÇIKARDI

Saðlık Bakanı Recep Akdað’ın, “Tecavüze uðrayan kadınlar, çocuðu doðursun devlet bakar” sözleri ise tecavüze davetiye çıkarır nitelikte. AKP Hükümeti’nin her fırsatta bedenleri üzerinde tahakküm kurmasına tepki gösteren kadınlar ise, kürtajın hak olduðunu ifade ederek Başbakan Erdoðan ve onun emir erleri olan devlet yetkililerinin kadınların bedenlerinden ellerini çekmesini istiyor.

YASAKLA MERDÝVEN ALTI KÜRTAJ ARTACAK

Gazeteci Gülistan Aydoðdu ANF’ye yaptıðı deðerlendirmede, AKP Hükümeti’nin kürtajla ilgili ardarda yaptıðı açıklamalarla bazı kadınları kendi istedikleri noktaya getirdiðine dikkat çekerek, bu kadınların “Bir cana kıyıyoruz, nasıl bir haktır bu” diye düşündüklerine işaret etti.

Kürtaj yerine başka yöntemlerin denenmesi yönündeki söylemlerin kendisini çok rahatsız ettiðini belirten Aydoðdu, kürtajın yasaklanmasına ilişkin tepkisini ise, “Canlılık falan söylemleri var, zaten 4 aydan sonra kürtaj yasak, yapılmıyor gibi görünse de bu yasakla beraber merdiven altı kürtaj yapılacaktır” şeklinde dile getirerek bunun tehlikeli bulduðunu söyledi.

Aydoðdu, “Kürtaj 70’li yıllarda yasaktı. Mesela annem, 4 çocuktan sonra 5’inci bir çocuða bakamayacaðı için kendi yöntemleri ile bebeði düşürmeye çalışmış. Ve tabi o arada iltihap kapmış her tarafı yara olmuştu, aylarca kanaması bitmemişti, sonra hastalandı ve ölümlerden döndü. Her zaman doðum kontrol yöntemleri çok güvenilir de olmayabiliyor. Farkında olmadan hamile kalabiliyorsun. Yani kürtaj yaptırmak için o kadar çok neden var ki. Şimdi diyorlar ki, hayır ‘kürtaj cinayettir’ ve bunu Roboski ile baðladıðında o zaman benim aklıma şu geliyor; Roboski bir cinayetse bunu kim işledi? Bunun hesabını versinler. Yani Başbakan Roboski’yi kürtajla karşılaştırıyorsa bunun bir cinayet olduðunu kabul ediyor demektir” diye konuştu.

‘KADINLARI CÝNAYETLE SUÇLAMASINLAR, ROBOSKݒNÝN HESABINI VERSÝNLER’

AKP Hükümeti’nin cinayeti toplumda bir duygu sömürü ve dini sömürü olarak da kullandıðına işaret eden Aydoðdu, “Yasal olarak kürtajın belli kuralları var zaten bu kurallar çerçevesinde yapılır. Kürtajın yasaklanması ile kadınların, kendi bedenleri üzerindeki denetimi yok olacak. Zaten şimdiye kadar yapılanlarda bu yöndedir. Kadının kendi bedenleri üzerindeki denetimi devlet ve erkeðe baðlamak üzerine kuruludur” dedi.

Aydoðdu, “Adamın, muhafazakârlaşmayı on yıldır ince ince işleyerek geldiði son nokta bu. Bundan sonra neler olacaðı beni gerçekten endişelendiriyor. Buna karşı uyanık olmak gerekiyor” diye ekledi.

AKP Hükümeti’ni önce Roboski’nin hesabını vermesi gerektiðini söyleyen Aydoðdu, Kadınları cinayetle suçlamasınlar” diye sözlerini tamamladı.

ARSLAN: KADINLAR ÜZERÝNDEN AYRIMCI POLÝTÝKA SÜRÜYOR!

ESP/Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Burcu Arslan ise, kadınların evde, sokakta, işyerlerinde taciz ve tecavüze maruz kaldıklarına dikkat çekerek, kadınların en yakınları tarafından katledildiklerinin de altını çizdi. Devletin bunlara çözüm bulmak yerine kadınlar üzerinden kinci, ayrımcı politikalarını söyleyen Arslan, Başbakan Erdoðan’ın "Kürtaj cinayettir. Her kürtaj bir Uludere’dir " sözlerinin de bunun bir göstergesi olduðunu ve Erdoðan’ın bu söyleminin kadınları harekete geçirdiðini belirtti.

Diðer devlet yetkililerin de yaptıðı açıklamalarla Erdoðan’ın söylemlerinin savunuculuðunu yaptıðını ifade eden Arslan şöyle konuştu: “Saðlık Bakanı Recep Akdað, ‘tecavüze uðrayan kadınlar, çocuðu doðursun devlet bakar’ diyerek devletin erkek egemen zihniyetini bir kez daha ortaya koydu. Tecavüzcüleri yasalarla korudukları gibi bir de tecavüz yoluyla doðacak bebeklere el attılar. Yeni gündeme getirdikleri yasa ile her alanda kadınların haklarını kısıtladıkları gibi bir de kendi tercihiyle bebek doðurup doðurmama haklarını da kısıtlıyor.”

Devletin, kadınların bedeni üzerinde tahakküm kurma yolunda ilerlediðine dikkat çeken Arslan, “Başbakan, kadınların bedeni üzerinden tahakküm kurmaya çalışacaðına bu ülkenin sorunlarına el atsın, kadın katliamlarının, taciz ve tecavüzün önüne geçsin, son versin. Yoksulluktan, açlıktan ölen çocukların, hak olan kürtajla karşılaştırdıðı Uludere’de katlettiði 34 canın hesabını versin” dedi.

Arslan son olarak, kadınların kürtaj hakkının engellenemeyeceðini ve mücadelelerine sonuna kadar devam edeceklerini kaydetti.

ANF NEW AGENCY