Kadın tutsaklar: Gün direniş ve mücadele günüdür

Kadın tutsaklar: Gün direniş ve mücadele günüdür

Bakırköy Kadın Cezaevi'ndeki tutsaklar ailelerine yazdıkları mektupta, açlık grevi direnişinin sahiplenilmesini isteyerek, "Gün direniş ve mücadele günüdür" dedi.

Bakırköy Cezaevi'ndeki tutsaklar 5 Ekim tarihinde ailelerine yazdıkları mektupta açlık grevi direnişlerinin sahiplenilmesini ve mücadelenin yükseltilmesini istedi. Bakırköy Cezaevi'ndeki evlatlarınız imzasıyla gönderilen mektupta, "Yıllardır kar demeden kış demeden bütün zorluklara göðüs gererek, her türlü fedakarlıðı yaparak, zindanlardaki evlatlarınızı sahiplendiniz, onurlu mücadelenizi sürdürdünüz. Bizler mücadeleye atılırken, özgürlük yollarına düşerken sizlerden güç aldık. Sömürgeci faşist devletin her türlü zulmüne birlikte direndik. Boyun eðmedik geriye düşmedik. Hiçbir işkence karşısında yılgınlıða kapılmadık. Bir tek gün olsun 'Ah' demedik" denildi.

‘ÖZGÜRLÜK HAREKETÝ AMANSIZ BÝR MÜCADELE VERÝYOR’

AKP hükümetinin zulüm politikalarını en fazla uygulayan iktidar olduðu belirtilen mektubun devamında şunlar kaydedildi: “Ýnandıðımız deðerler ve devraldıðımız direniş mirası bir meşale gibi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Kürt halkının özgürlük ve demokrasi davası dünyanın en haklı mirasıdır. Bu kadar büyük bir nüfusa sahip olduðumuz halde, dilimizin yasaklı olması, eðitim ve savunma hakkından mahrum edilmemiz, örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın gasp edilmesi Türkiye'nin bir ayıbıdır. Ayıptan öte inkardır, asimilasyondur, baskıdır. Yani faşizmdir. Faşizm tek tiptir. Ýnsanlar ve topluluklar arası farklılıklara tahammül yoktur. Çünkü çoðulculuk ve zenginlik doðasına aykırıdır. Varlıðı için büyük bir tehlikedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze halkımıza reva görülenler insanlıðın bittiði yerdir. Ölümler, sürgünler işkenceler, sanki bir kadermiş gibi bizlere dayatılmaktadır. Sayın Abdullah Öcalan liderliðindeki özgürlük hareketi Kürt halkının makus tarihini deðiştirmek için yıllardır amansız bir mücadele vermektedir. Halkımız onlarca yıldır, sokaklarda, meydanlarda, zindanlarda ölümüne bir direniş içerisindedir. Bu direniş her dönem baskı ve katliamla sindirilmeye çalışılmaktadır. Nitekim 10 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti zulüm politikalarını en fazla uygulayan iktidar pozisyonundadır. Sürekli bir oyalama, aldatmaca taktiði uygulayan AKP hükümeti halkımızı ve tüm demokratik güçleri ezmeye çalışarak iktidarını 2023 yılına kadar kalıcı hale getirmek istemektedir.

‘KANDIRILACAK BÝR KÜRT HALKI YOK ARTIK’

AKP hükümetinin karşısında kolaylıkla kandırılacak bir Kürt halkı yoktur. Sürekli aðız deðiştirerek çelişkiler yumaðı haline gelen Tayyip Erdoðan'ı topyekun direniş gücümüzle çözeceðiz. 12 Eylül tarihinde cezaevlerinde başlayan süresiz açlık grevine 24 Eylül'de Bakırköy Cezaevi'ndeki tutsaklar olarak dahil olduk. Bugün 10 arkadaşımız açlık grevinin 12. günündeler. Yarın sayımız daha da artacak. Kürt sorununun demokratik çözümü ve Sayın Öcalan'ın özgürlüðü için zindanlarda tek silahımız olan bedenlerimizi açlıða ve ölüme yatırıyoruz.

‘SÝZDEN TEK BÝR ÝSTEÐÝMÝZ VAR: DÝRENÝŞ SÜRECÝNÝ DAHA FAZLA SAHÝPLENÝN’

Ailelerimizden ve halkımızdan tek bir isteðimiz var: Bu direniş sürecini daha fazla sahiplenmenizi ve bizlerle beraber ortak bir ruh içerisinde mücadeleyi yükseltmenizi istiyoruz. Bundan sonraki günlerde kapalı ve açık görüşlere çıkmayacaðız. Ama sizler cezaevi önünden ayrılmamalı, taleplerimizin dili ve sesi olmalısınız. Bizler, sizlere, onurlu mücadelemize layık olmanın gayreti içerisindeyiz. Sizlerden de aynı örgütlü duruşu bekliyoruz. Gün evinde oturma günü deðildir! Gün direniş ve mücadele günüdür! Belki, ellerimiz kelepçeli, ayaklarımız prangalıdır ama zihnimiz özgür, iradeniz güçlüdür. Önderliðimizin ve halkımızın özgürlüðü yakındır! Sonuna kadar mücadele, sonuna kadar direniş.”