Kader Ortakkaya’nın köyünde direniş devam ediyor

Kader Ortakkaya’nın köyünde direniş devam ediyor

Kader Ortakkaya’nın direndiği Miseynter köyünde direniş devam ediyor. Direnen kadınların ardından mücadele mirasını sahiplenmeye geldiklerini söyleyen sınır nöbetçisi kadınlar, köyde oluşturdukları Özgürlük Kürsüsü’yle yürüttükleri kadın tarihi ve cins bilinci konulu tartışmalarıyla kadın mücadelesinde yaşamını yitiren kadınların ardından bıraktığı direniş mirasını üstlendiklerini söylüyor.

Kader Ortakkaya’nın direndiği köy olarak bilinen Miseynter köyünde, Kobanê’de direnen YPG/YPJ savaşçılarına destek vermek amacıyla gerçekleşen nöbet eylemleri devam ediyor. Kobanê’ye geçmek üzere sınırda 6 Kasım’da Türk askeri tarafından katledilen Kader’in katledilmesinin hemen ardından sınır nöbetçisi kadınlar, tüm kadınların birer Kader olup sınıra akması yönünde çağrıda bulunmuştu. Yapılan çağrının ardından kadınların sınır hattına doğru gerçekleştirdiği katılımları devam ediyor. Kader’in ardından tüm sokaklara onun sözlerinin ve posterinin asıldığı köyde nöbetçiler, haftalık nöbet programları oluşturarak direnişlerinin daha güçlenmesi için çalışmalarda bulunuyor.

ÖZGÜRLÜK KÜRSÜSÜNDE ÖZGÜR TARTIŞMALAR

Köydeki direnen nöbetçiler olarak direniş boyutlarını panel, seminer ve kültür-sanat etkinlikleri ile zenginleştirdiklerini söyleyen direnişi ilk gününden bu yana Miseynter köyünde nöbette olan Yasemin Turgut, her akşam sınır nöbetçileri ve köy halkıyla beraber Özgürlük Kürsüsü başlıklı panel düzenlediklerini söyledi. Yasemin, Özgürlük Kürsüsü’nde belirli konu başlıklarını tartışmaya sunduklarını belirterek, “Kadın tarihi, dünya tarihi, Ortadoğu tarihi ve cins bilinci üzerine tartışma gerçekleştirip, savaş politikalarının yıllardan bu yana insanlar üzerinde yarattığı etkinin üzerine duruyoruz. Panelin hemen ardından katılımcıların sorularını alıyor ve bu sorular üzerine tekrar tartışma gerçekleştiriyoruz. Burada aynı yerde direnen ve çeşitli yerlerden gelen nöbetçiler var. Her kesin bilinç düzeyi aynı değil. Bu anlamda birbirimizden alacağımız çok şeyin olduğunu düşünüyorum. İki aydır buradayım ve burada öğrendiğim çok fazla bilginin ve yaşam deneyimi edindiğimi söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

‘KOBANÊ’DE EVLERİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ’

Kobanê direnişinin kadın öncülüğünde gerçekleştiği için özellikle kadınların sınır hattında ön saflarda yer aldığını dile getiren Yasemin, Kobanê ve sınır direnişinin aynı şekilde kadın öncülüğünde geliştiğini kaydetti.  Yasemin, Kader Ortakkaya katliamına işaret ederek, katliamın kadın bedeni üzerinde gerçekleşmesinin tesadüf olmadığının vurgusunu yaparak, Kader’in katledilmesiyle Kobanê’de direnen kadınlara dönük bir saldırı gerçekleştirilmek istendiğini belirtti.  Kobanê’nin kurtuluşunun ardından Kobanê’ye giderek, halk için çalışmalarına devam edeceğini söyleyen Yasemin, “Kobanê kurtulduğunda oraya gidip, yıkılan evlerin yeniden inşa edilmesine yardımcı olacağım. Buradaki sürdürdüğüm direnişten geri adım atmayacağım. Direnişimi tüm hayatıma yayacak ve devrim için çalışmalarımı sürdüreceğim” diye konuştu.

‘KADER’İN ARDINDAN MİRASI SAHİPLENMEYE GELDİM’

Kadınların çağrısıyla Tarsus’tan sınır hattına gelen İslim Kaya adlı sınır nöbetçisi, yaklaşan kış mevsimi nedeniyle Kobanê’de direnen savaşçıların daha zor şartlar altında direnmeye devam ettiğini ifade ederek, “Bu durumda yatağımda rahat bir şekilde yatamazdım. Orada savaşan çocuklar, kendi toprakları için direniyor. Yağmur çamur demeden, YPG/YPJ’liler savaşmaya devam ediyor. Onların bu duruşu tüm dünya tarafından büyük ilgi gördü. Bu direniş bizi böyle onurlandırırken, elimiz kolumuz bağlı bir şekilde durup ve hemen ardından bu onurlu mirasın üzerine konamayız. Herkes elinden geleni yapmalı. Buraya gelmek bir görevdir. Buraya gelin ve direnişçilere destek verin” dedi. İslim son olarak, çocuklarını Tarsus’ta bırakıp Kader’in direndiği köy olan Miseynter’de direniş mirasını sahiplendiğini söyledi.