JİTEM’ci Sevinç: Babaoğlu'nu kaçırdık, infaz ettik, cesedini de gömdük
JİTEM’ci Sevinç: Babaoğlu'nu kaçırdık, infaz ettik, cesedini de gömdük
JİTEM’ci Sevinç: Babaoğlu'nu kaçırdık, infaz ettik, cesedini de gömdük
Nazım Babaoğlu’nun katledilmesi üzerinden tam 19 yıl geçti. 2011 yılında Erzurum E Tipi Cezaevi’nden Aydın Sevinç isimli şahıs, JİTEM için çalıştığını ve JİTEM’in talimaı ile 1994 yılında Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu’nu katlettiklerini itiraf eden bir mektubu Urfa Barosu’na gönderdiği ortaya çıktı.
Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) ulaştığı mektupta, Sevinç, “1993 yılında 'Hırsızlık Çetesi' adı altında kendimizi tanıtarak JİTEM için çalışıyorduk. O dönemde JİTEM'in talimatıyla Urfa nüfusuna kayıtlı Nazım Babaoğlu isimli yurttaşı kaçırdık, infaz ettik, cesedini de gömdük" diye yazıyor.
Haber takibi için 12 Mart 1994 tarihinde Siverek'e gitmek için yola çıkan ve bir daha haber alınamayan Özgür Gündem Gazetesi Urfa Muhabiri Nazım Babaoğlu'nun kaybedilmesinin üzerinden 19 yıl geçti. Özgür Gündem gazetesi ve ailesi tarafından dönemin İçişleri Bakanlığı, OHAL Valisi ve Urfa Valisi'ne yapılan tüm başvurular sonuçsuz kalırken, Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevi'nin E 4 nolu koğuşunda kalan Aydın Sevinç adlı bir kişinin, Nazım Babaoğlu ile ilgili tüyler ürperten itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı. Sevinç'in olaydan dolayı vicdan azabı yaşadığını belirttiği ve cinayeti açıklayan bir mektubu, 29 Kasım 2011 tarihinde Urfa Barosu'na gönderdiği ortaya çıktı. Sevinç, mektubunda olay için avukat talebinde de bulunuyor. Mektubunda acil sevkinin de çıkacağını yazan Sevinç'in şu anda hangi cezaevinde olduğu ye da nerede olduğu konusunda ise bir bilgiye ulaşılamıyor.
TALİMAT JİTEM’DEN
Kendisinin de JİTEM için çalıştığını belirten Sevinç, mektubunda şöyle diyor: "1993 yılında 'Hırsızlık Çetesi' adı altında kendimizi tanıtarak JİTEM için çalışıyorduk. O dönemde JİTEM'in talimatıyla Urfa nüfusuna kayıtlı Nazım Babaoğlu isimli yurttaş kaçırıldı, infaz edildi, cesedi gömüldü. Her an öldürülmem söz konusudur. Bunun hakkında Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç durusunda bulundum. Fakat bu dosya Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı'nda olduğu yönünde tarafıma bilgi tebliğ edildi. Şu an vicdan azabı duymaktayım, tüm gerçekleri konuşmak istiyorum. Acil olarak tayin edeceğiniz bir avukatın bu davadan dolayı avukatlığımı yapmasını talep ederim."
Mektubun baroya ulaşması ardından Babaoğlu ailesi, mektubu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na götürerek soruşturma açılması talebinde bulunuyor. Savcılık mektubun aynısının kendilerinde de olduğunu ifade ederek, Erzurum ve Diyarbakır başsavcılıklarının ortak soruşturması kapsamında Aydın Sevinç adlı şahısla görüştüklerini söylüyor. Savcılık Babaoğlu ailesine, Aydın Sevinç adlı şahsın verdiği bilgiler doğrultusunda Urfa'daki bir mekanda çeşitli kazılar yapıldığını belirtiyo. Ancak kazılarda bir sonuç çıkmadığını ifade ediyor. Babaoğlu'nun abisi İrfan Babaoğlu'nun ailesinin verdiği bilgiye göre ise, Erzurum Savcılığı'nın kendilerine "Zaten Aydın Sevinç deliydi. Akli dengesi yerinde değildi psikopattı" şeklinde beyanda bulunduğunu kaydetti.
12 MART 1994’TE HABER TAKİBİ İÇİN GİTTİ, KATLEDİLDİ
12 Mart 1994'te Anadolu Ajansı Siverek muhabirinin "Biriniz mutlaka Siverek'e gelin, çok önemli bir haber var" telefonundan sonra Siverek'e doğru yola çıkan Özgür Gündem gazetesi Muhabiri Nazım Babaoğlu, 19 yıldır kayıp. Özgür Gündem Gazetesi ve ailesi tarafından dönemin İçişleri Bakanlığı, OHAL Valisi ve Urfa Valisi'ne yapılan tüm başvurular sonuçsuz kalırken, tüm resmi kurumlar Babaoğlu'nun akıbeti konusunda üç maymunları oynadı. Nazım Babaoğlu'nun kaybolduğu gün Aziz Taşkaya isimli kişi, kaybolan kardeşi Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini öğrenmek için dönemin DYP Urfa Milletvekili Sedat Bucak'ın evine yardım istemeye gittiğini ve Nazım Babaoğlu'nu orada gördüğünü söylemişti. Diyarbakır'da 2 yıl önce failli meçhul cinayetleri araştıran Özel Yetkili Savcı, Babaoğlu'nun dosyasını tekrar gündemine aldı. Özel yetkili savcı tarafından soruşturma henüz tamamlanmazken, soruşturma kapsamında görgü tanığı Aziz Taşkaya özel yetkili savcıya ifade vermişti. Savcının yaptığı soruşturma kapsamında hem aile hem de görgü tanıklarının ifadesi de alındı; ancak dava ile ilgili henüz bir sonuç çıkmış değil.