İsviçreli heyet: 1 Kasım’da barış diyenlerin yanında olacağız
İsviçre’den bir heyet HDP ile dayanışmak ve 1 Kasım seçimlerine gözlemci olarak katılmak amacıyla Türkiye ve Kürdistan’a gidiyor.
İsviçre’den bir heyet HDP ile dayanışmak ve 1 Kasım seçimlerine gözlemci olarak katılmak amacıyla Türkiye ve Kürdistan’a gidiyor.
İsviçre’den bir heyet HDP ile dayanışmak ve 1 Kasım seçimlerine gözlemci olarak katılmak amacıyla Türkiye ve Kürdistan’a gidiyor. 1 Kasım seçimlerinin demokratik ve adil bir ortamda geçmesini hedefleyen heyet, Erdoğan’ın HDP şahsında Kürtlere ve demokrasi çevrelerine karşı geliştirdiği politikanın kabul edilemez olduğunu vurguladılar.
1 Kasım’da gerçekleşecek erken seçimleri öncesi birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İsviçre’de de demokratik çevrelerden oluşan gözlemci bir heyet, HDP ile dayanışmak ve seçimlerin demokratik ve adil bir şekilde geçmesi amacıyla Türkiye ve Kürdistan’a gidecek.
Gözlemci heyet arasında bulunan Yeşiller Bern Kanton Milletvekili Haşim Sancar, Geliştirme Projeleri Experti Nina Schneider ve Asistan Suzan Efelti, bir açıklama yaparak 1 Kasım seçimlerinde neden Türkiye ve Kürdistan olunması gerektiğini ifade ettiler.
‘AKP’NİN HUKUKSUZLUĞUNA KARŞI ORADA OLMALIYIZ’
Bir kesim Avrupa Parlamenterlerinin Erdoğan ile göçmen sorunu üzerine yaptıkları görüşmeyi eleştirerek açıklamalarına başlayan heyet, yapılan bu görüşmelerin tamamen devletlerin kendi çıkarlarını korumaktan ibaret olduğuna vurgu yaptılar. Avrupa’daki bir kısım parlamenterin bu tür girişimlerde bulunurken büyük bir kısmının da HDP ile dayanışmak amacıyla 1 Kasım’da Türkiye’ye gideceğinin ifade edildiği açıklamada, 1 Kasım’da AKP’nin geliştirebileceği hukuksuzluğun karşısında olunması gerektiğine vurgu yapıldı.
‘ANKARA KATLİAMININ HESABI VERİLSİN’
10 Ekim’de yaşanan Ankara katliamına değinilen açıklamada, AKP ve Erdoğan’ın bu katliamdan kaynaklı kendi sorumluluklarının da içeren ayrıntılı bir açıklama yapması ve HDP üzerinde uyguladığı baskıya son vermesi gerektiğine dikkat çekildi.
7 Haziran seçimlerinde HDP’nin elde ettiği başarından kaynaklı AKP ve Erdoğan’ın Türkiye’de geliştirmeye çalıştıkları politikanın kesintiye uğradığının belirtildiği açıklamada, HDP’nin elde ettiği başarı sayesinde Türkiye’de var olan tek kişilik yönetim sistemine büyük bir darbe vurulduğu ifade edildi.
‘AKP TOPYEKÜN SALDIRI İCERİSİNDE’
“HDP bir bütün olarak ülkede yaşayan bütün halklara özgürlük ve demokrasi vaat eden program ve tüzüğünde halkları esas alan bir yapıya sahip bu yönüyle ülkede bulunan diğer partilerden çok farklı” denilen açıklamada devam şunlara dikkat çekildi: “HDP halklara sunduğu demokrasi ve özgürlüklerden kaynaklı AKP’nin hedefine gelmiş durumda. AKP her türlü yola başvurarak HDP’nin 1 Kasım seçimlerinde başarılı olmasını engellemeye çalışıyor. 7 Haziran seçimlerin bu yana, Türkiye’deki politik hava oldukça kötüleşmiş durumda. Hükümet ve Erdoğan, PKK ile arasında yaptığı barış görüşmelerini tek taraflı olarak rafa kaldırarak DAİŞ’e adı altında PKK’ye karşı yurt içinde ve yurt dışında saldırıya geçmiş durumda. Bununla beraber geliştirdiği politika çerçevesinde ülkede düşünce özgürlüğünü hiçe sayarak, basına yönelik bir saldırı yürütüyor.”
‘AB BARIŞ İÇİN HARAKETE GEÇMELİ’
Erdoğan’ın ortaya koyduğu politikanın bugüne kadar gelişmeyen bir yapıda toplumu kutuplaştırmış olduğunun vurgulandığı açıklamada, Erdoğan’ın politikasının bedelini ülke halklarını çektiği belirtildi. Açıklamada “Avrupa Birliği (AB) ve İsviçre dış politikası, ilticacılar üzerine pazarlık yapma yerine Türkiye’den PKK ile barış görüşmelerinin tekrar başlatılması ve herkesin seçimlere katılabilmesi için güvenlikli ve demokratik bir seçimin yapılabilmesinin şartlarının oluşmasını istemesi gerekir. HDP şahsında Kürtler ve demokratik cevreler dışlanırsa ülkede bir diyalog ve barış ortamı sağlanamaz” denildi.
‘HDP İLE DAYANIŞMAK İÇİN ORADA OLACAĞIZ’
“Bizler 1 Kasım seçimlerinde HDP ile dayanışma içerisinde olduğumuzu göstermek ve seçimlerin demokratik ve adil ortamda geçmesi için Türkiye’de olacağız” denilen açıklamada, İsviçre’nin diplomatik ilişkiler aracılığıyla Türkiye’yi yeniden barış görüşmelerine zorlaması gerektiği tekrardan vurgulandı.