İsveçli yazarlardan Türkiye'deki tutuklu gazeteciler için gösteri
İsveç'te bir grup gazeteci ve yazar, Türkiye'deki meslektaşlarının uğradığı baskıları protesto etme amacıyla bir gösteri gerçekleştirdi.
İsveç'te bir grup gazeteci ve yazar, Türkiye'deki meslektaşlarının uğradığı baskıları protesto etme amacıyla bir gösteri gerçekleştirdi.
Aralarında İsveç Yazarlar Birliği, İsveç PEN Kulubü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’in de bulunduğu gazeteci ve yazar örgütleri, İsveç’in başkenti Stockholm’de Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğüne yönelik saldırıların son bulması, Aslı Erdoğan, Zana Kaya ve İnan Sarıkaya başta olmak üzere cezaevindeki tüm gazetecilerin serbest bırakılması talebiyle bir gösteri düzenledi.
Stockholm’deki Türkiye Büyükelçliği önünde gerçekleştirilen görsel ve yazılı medyanın yoğun ilgi gösterdiği gösteride konuşmalar yapan İsveç Yazarlar Birliği Başkanı Gunnar Ardelius, Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Yayıncılara Özgürlük Komitesi Başkanı ve PEN Uluslararası Sekreteri Ola Wallin, Sınır Tanımayan Gazeteciler Başkanı Jonathan Lundqvist, Journalisten Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Helena Giertta, Dagens Nyheter adlı günlük gazetenin Kultür Şefi Björn Wiman, Svart-Vitt Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kurdo Baksi, Gazeteci-Yazar Ragıp Zarakolu, Savenska Dagbladet Gazetesi Kültür Şefi Yardımcısı Anders Björkman ve aynı zamanda Türkiye’de İnsan Haklarını Destekleme Komitesi Başkanlığı görevi yürüten Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili Desiree Pethrus, 15 Temmmuz askeri darbe girişiminden sonra gazeteci, yazar ve aydınlar özerindeki baskıların arttığına, ülkedeki ifade özgürlüğü ve insan hakları ihlallerinin arttığına dikkat çektiler ve AKP ve Türk Hükümeti’ne girdiği yanlış yoldan geri dönmesi ve cezaevindeki tüm gazeteci ve aydınları serbest bırakması çağrıları yaptılar.
AVRUPA BİRLİĞİ TÜM DÜŞÜNCE SUÇLULARININ SERBEST BIRAKILMASI İÇİN HAREKETE GEÇMELİ
Gösterinin moderatörlüğünü yapan Svart-Vitt Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kurdo Baksi, İsveç’te yazar ve politikacıların Türkiye’deki yazar ve dayanışmaları için ifade ve basın özgürlüğünü savunma sorumluluklarının yanı sıra, İsveç vatandaşları olan Şahin Alpay ve Yavuz Baydar’a sahip çıkma yükümlülüklerinin olduğunu söyledi.
Türkiye’de hiç bir dönem bu kadar çok sayıda gazetecinin cezaevlerine konulduğunu hatırlamadığını söyleyen Baksi, Avrupa Birliği’ne tüm düşünce suçlularının serbest bırakılmaları için girişimde bulunması, İsveçli politikacılara da Türkiye’ye gitmeleri ve cezaevindeki gazetecilerle görüşmeleri çağrısı yaptı.
İsveç Yazarlar Birliği Başkanı Gunnar Ardelius, binlerce yazar ve gazeteciyi temsil eden örgütler olarak Türkiye’deki insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlallerini kınadıklarını ve tutuklu tüm gazeteci ve aydınların serbest bırakılmalarını talep ettiklerini söyledi.
15 Temmuz askeri darbe girişiminin ardından ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik baskı ve saldırıların arttığına, Özgür Gündem’in kapatıldığına ve aralarında Aslı Erdoğan, Zana Kaya ve İnan Sarıkaya’nın da bulunduğu 25 gazetecinin gözaltına alındığına dikkat çeken Ardelius,
Erdoğan’ın cezaevinden gönderidiği mektubu katılımcılarla paylaştı.
TÜRKİYE'DE İFADE VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ AĞIR BASKI ALTINDA
Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Yayıncılara Özgürlük Komitesi Başkanı ve PEN Uluslararası Sekreteri Ola Wallin, Türkiye’de ifade ve düşünce özgürlüğünün ağır saldırılar altında bulunduğunu ve Türk Hükümeti’nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra olağan üstü hal ilan ederek binlerce kişiyi tutukladığına dikkat çektikten sonra “Gazeteci, yazar ve aydınlar üzerinde baskı daha önce de vardı. Ama yeni tutuklama dalgasının, medya kuruluşlarını kapatmanın eşi ve benzeri yok. Gazeteci ve yazarlar tutuklandı. 130'dan fazla medya kuruluşu kapatıldı. Tutuklanan biri de yazar ve insan hakları savunucusu Aslı Erdoğan. 19 Ağustos günü kapatılan Özgür Gündem'in 25 gazetecisi ile birlikte tutuklandı.” şeklinde konuştu.
Wallin, Uluslararası Yayıncılar Birliği ve PEN olarak AKP ve Türk Hükümeti’ne ifade ve düşünce özgürlüğünü ortadan kaldıran yıkıcı politikadan vazgeçmesi ve Aslı Erdoğan, Zana Kaya ve İnan Sarıkaya başta olmak üzere tüm tutuklu gazeteci ve aydınların serbest bırakması çağrısı yaptıklarını söyledi.
BARIŞ GÖRÜŞMELERİNE YENİDEN BAŞLANMALI
Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili Desiree Pethrus, bundan bir kaç yıl önce Ahmet Şık gibi yazar ve gazetecileri Gülen Hareketi’ni eleştirdikleri için cezaevine atan Recep Tayyip Erdoğan’ın şimdi Gülen Hareketi’ne karşı mücadele ettiğini hatırlattıktan sonra, İsveç medyasında yer alan İsveçli politikacıların Türkiye’deki gelişmelere ilgisiz kaldıkları yorumlarına katılmadığını, Türkiye’de olanları pek çok kez parlamentonun gündemine taşıdıklarını söyledi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olabilmesi için ifade özgürlüğü ve insan haklarına saygı göstermesi gerektiğinin altını çizen Pethrus, “Buradaki herkes Türkiye’deki Kürtlerin durumunun çok ciddi olduğunu biliyor. Biz politikacılar terörizmi desteklemiyoruz ama Türkiye’deki şiddeti durdurulması için PKK ile barış görüşmelerine yeniden başlanmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE GAZETECİLER İÇİN DÜNYANIN EN BÜYÜK CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜ
Günlük yayınlanan Dagens Nyheter Gazetesi Kültür Şefi Björn Wiman, son tutuklamalardan sonra Türkiye'nin gazetecilerin için dünyanın en büyük cezaevine dönüştüğünü söylerken, Journalisten gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Helena Giertta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başarısız darbe girişimini kullanarak tüm eleştirel sesleri susturmaya çalıştığına dikkat çekti.
Türkiye'de sadece gazetecilerin değil, öğretmen, hakim ve memurların da tutuklandığına dikkat çeken Giertta, demokratik sistemin işlemesi için özgür basının belirleyici olduğunu, sadece gazetecilerin toplumda olanları kamuoyuna açıklama imkanları olduğunu ve bu yapıldığı takdirde toplumun gelişeceğini söyledi.
TÜRKİYE TEHLİKELİ BİR YOLDA İLERLİYOR
Son dönemlerde 106 gazetecinin tutuklandığını ve geçtiğimiz günlerde de Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat'ın 23 çalışanının gözaltına alındığını hatırlatan Giertta, Erdoğan'a “Bizi duy. Türkiye demokrasiden uzaklaşarak çok tehlikeli bir yolda ilerliyor. Şimdi bu gidişatı durdur. Biz asla gazetecilere yapılan saldırıları ve cezaevlerine atılmalarını kabul etmeyeceğiz” diyerek seslendi.
Svenska Dagbladet Gazetesi Kültür Şefi Yardımcısı Anders Björkman, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanan sığınmacılarla ilgili anlaşmadan sonra Avrupa’da politikacıların Türkiye’deki insan hakları ve ifade özgürlüğünü görmezden gelmelerini eleştirdi.
“Dünyanın en büyük cezaevine nerede?” sorusunu sorduktan sonra konuşmaya başlayan Sınır Tanımayan Gazeteciler Başkanı Jonathan Lundqvist, “Türkiye’de Çin ve İran’dakilerden daha fazla gazeteci cezaevlerinde. Gazeteciler Türkiye’de casus, terörist ve vatan hainleri olmakla suçlanıyor. Dünyanın pek çok yerinde özgür gazeteciliğin yasaklanması için bu ve benzeri termonolojilerin kullandığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
VATANDAŞLARIN ÖZGÜRCE DÜŞÜNMELERİ ENGELLENMEK İSTENİYOR
Türkiye’de pek çok gazetecinin yanı sıra Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Sorumlusu Erol Önderoğlu’nun da Özgür Gündem gazetesiyle dayanıştığı için tutuklandığına ve yargılandığına dikkat çeken Lundqvist, “Gazetecilere yönelik bu cadı avı ve baskılar tesadüf değil. Tüm bunlar diğer gazetecileri korkutmak ve kendi kendilerini sansür etmelerini sağlamak amacıyla yapılıyor. Erdoğan kaygıları yaygınlaştırarak bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu ciddi bir biçimde basın ve ifade özgürlüğünün sınırlanmasına neden olduğu gibi vatandaşların özgür düşünmelerini engellemeyi amaçlıyor. Oto sansürün sonuçları oldukça yıkıcı. Demokratik ülkelerde gazeteciler tutuklanamaz. Demokratik ülkeler yazarları susturamaz. Hiciv yazanlar baskıya uğrayamaz.” Şeklinde konuştu.
CEZAEVLERİNDEKİ YAZAR VE GAZETECİLER DERHAL SERBEST BIRAKILMALI
Demokratik ülkelerde gazeteci ve yazarların demokrasinin gerçek teminatları olduğunu söyleyen Lundqvist, Avrupa Birliği’ne Türkiye ile eşit bir taraf olarak görüşme yapmama, Türkiye’ye de cezaevinde bulunan yazar ve gazetecileri derhal serbest bırakması çağrısında bulundu.
15 Temmuz darbe girişimini kullanan Erdoğan’ın demokrasiyi ortadan kaldırdığını söyleyen Lundqvist, “Ben, siz, AB, İsveç devleti ve Nato’nun Türkiye’ye ifade ve basın özgürlüğüne saygı göstermesi için baskı yapmamız gerekir. Hiç kimse bunu yapmakta tereddüt etmemeli” şeklinde konuştu.
Evrensel ve Özgür Gündem gazetelerinin köşe yazarı Ragıp Zarakolu, 15 Temmuz askeri darbesinden sonra Türkiye’de ifade ve basına yönelik baskı ve saldırıları katılımcılarla paylaştıktan sonra cezaevlerinde tutulan gazetecilerin bazılarının adlarını söyledi ve cezaevlerinde tutulan tüm yaxzar ve gazetecilerin serbest bırakılmalarını istedi.
Konuşmaların ardından İsveç Yazarlar Birliği Başkanı Gunnar Ardelius, gösteriyi örgütleyen gazeteci ve yazar örgütlerinin imzasını taşıyan mektubu büyükelçilik görevlilerine verdi.
GAZETECİLARİN CEZAEVLERİNDE TUTULMALARI KABUL EDİLEMEZ
Mektupta uzun yıllar İsveç’te yaşayan akademisyen ve gazeteci Şahin Alpay, Yazar Aslı Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu yüze yakın gazetecinin cezaevlerinde tutulmasının kabul edilemeyeceği belirtildikten sonra örgütlerin talepleri şu şekilde sıralanıyor:
“İfade özgürlüğünü kullandığı için cezaevlerinde tutulan tüm gazeteci ve yazarlar serbest bırakılmalı.”
“Ülkede medya ve ifade özgürlüğü kısıtlanmak yerine güçlendirilmel.”
“Cezaevindeki utsaklara insan haklarını gözeten ve uluslararası sözleşmelerde belirtilen kurallar uygulanmalı.”
Azınlıkların hakları güçlendirilmeli ve ayrımcılığa karşı güçlü önlemler alınmalı.”