İsveç’te kadınlar hala yedek işgücü

İsveç’te kadınlar hala yedek işgücü

İsveç Devletinin resmi sitesine girdiğinizde karşınıza “Dünyanın en eşitlikçi ülkelerden birine hoş geldiniz” yazısıyla karşılaşırsınız. İsveç’e gazmeye gelenlere de ana-babalık izninin eşitçe bölüşüldüğü ve parlamentodaki milletvekillerinin % 45’inin kadınlardan oluştuğu anlatılır, kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı bir ülke profili çizilir.

İsveç’in en büyük, üyelerinin % 80’ini kadınların oluşturduğu Kommunal sendikası  ise farklı bir tablo çiziyor; kadınların erkeklere kıyasla daha az ücret aldığını, iş güvenceleri olmadığını ve hala yedek iş gücü olarak kullanıldıklarını söylüyor.

500 bin belediye emekçisini bünyesinde barındıran Kommunal sendikasının üç yılda bir yapılan kongresi dün  sabah Stockholm’de “Halk Evi” binasında başladı. 4 gün sürecek kongrede 188 delege, sendika şubelerinden gelen 336 öneriyi tartışarak karara bağlayacak.

Kommunal Başkanı Annelie Nordström kongreyi açış konuşmasında kavgayı kazanmaları için yeni biçimler, zamanın teknik ve taktiklerini uygulamak zorunda olduklarını belirttikten sonra “Kazanmak ve umutsuzluk ve çaresizliğe karşı karşı koyabilmek için bunu gerçekleştirmek zorundayız” dedi.

Sendikanın kongreye sunduğu raporda işkolunda çalışan ve dörte üçünü kadınların oluşturduğu 140 bin kişinin part-time ve  geçici işçi olarak çalıştırıldığı ve iş güvencesi olmadığı, ortalama maaşlarının ülke ortalamasının çok altında 9150 kron olduğu belirtiliyor.

Belediye sektöründe çalışan kadınların yarısının yarım gün çalıştıklarını, tam gün çalışmak için başvuruda bulunanların istemlerine olumsuz yanıt verildiğini ve kadınların hala yedek iş gücü olarak kullanıldığı ifade ediliyor.

KISINTILAR EN FAZLA KADINLARI ETKİLİYOR

Çocuk ve yaşlılar bakımında yapılan kısıntılardan da en fazla kadınların olumsuz etkilendiği belirtilen raporda son 30 yıl içinde her dört yaşlı bakımevinden birinin kapanmasından dolayı 30 bin yatak veya odanın ortadan kalktığına dikkat çekiliyor.

Çocukların anne ve babalarına bakmak zorunda kaldıkları eski sisteme dönülmeye başlandığı ve 360 bin kişinin hasta, yaşlı veya sakat olan akrabalarına bakmak zorunda kaldıkları belirtilen raporda 100 bin civarında kadının yakınlarına bakabilmek için işten ayrılmak veya çalıştığı saatleri düşürmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

Bu gelimelerin ne yaşlılar ne de çalışanlar tarafından sevinçle karşılanmadığı, bir çok yaşlının kendilerini çocuklarına yük olarak görmeye başladığı hatırlatıdıktan sonra yeni liberal politikalara son verilmesi, sağlık ve bakım sektörüne daha fazla kaynak ayrılması talep ediyor.

İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (LO) yayın organı “Arbetet” gazetesi de  kadın-erkek eşitsizliğini mercek altına aldı. Devlet İstatistik Enstitüsü (SCB) ve Hastalık Kasası’nın veri ve istatistliklarinden yararlanarak değişik alanlarda cinsler arasındaki eşitsizliğin nedenlerini ve boyutlarını inceledikten sonra eşitliğin ne zaman gerçekleşebileceğini hesapladı.

Ortaya çıkan sonuç kadınlar açısından hiç de iç açıcı değil. Çocuk bakımı ve ev işlerinde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ancak yüzyıllar sonra mümkün olabilecek. Ücretlerde eşitlik ise 68 yıl sonra gerçekleşecek.

İsveç’te çocukların hastalanmaları durumunda anne veya babanın izinli sayılması  uygulaması 1974 yılında başlatıldı. 1989 ila 2012 yıllarını kapsayan veriler kadınların % 70’i, erkeklerin ise % 30’unun evde kalıp çocuklara baktığını gösteriyor. 1989 yılından günümüze kadar hasta çocuklara bakan erkeklerin oranı sadece % 1,7 oranında arttı.

EVDE EŞİTLİK 150 YIL SONRA GERÇEKLEŞECEK

SCB’nin yayınladığı istatistiklar ayrıca, çocuklara bakmak amacıyla tam gün çalışmadan yarım gün çalışmaya geçenlerin % 90’ının kadınlar olduğunu gösteriyor. Uzmanlar aile içindeki eşitsizliğin iş piyasasını etkilediğini, çocuk bakımındaki rollerinden dolayı işverenlerin kadınların yerine erkekleri işe almayı tercih ettiklerini söylüyor. Kadınların evde kalmalarının iş yaşamında kariyer yapmalarının önünde engel oluşturduğu gibi ücretlerinin artmasını ve emekli oldukları zaman alacakları ücreti de olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor.

Ev işlerinin paylaşımında da belirgin bir eşitsizlik görülüyor. Kadınlar günde ortalama 4 saatlerini ev işleri için harcarlarken erkekler 2,5 saatlerini ev işlerine ayırıyor. İstatistikler son 10 yıl içinde erkeklerin günde 8 dakika daha fazla eve zaman ayırdıklarını gösteriyor. Bu ev işlerinde eşitliğin sağlanmasının ancak 150 yıl sonra mümkün olabileceği anlamına geliyor. Çocuk bakımında eşitlik ise ancak 200 yıl sonra sağlanabilecek.

Kadınlar erkeklerden % 14,1 oranında daha az ücret alıyor. Aradaki fark son bir yıl içinde sadece binde 2 oranında azaldı. Önlemlerin alınmaması durumunda kadınlar ancak 68 yıl sonra erkeklerle aynı ücreti alabilecek.