İşkence mağdurları tanıklıklarını anlattı
İşkence mağdurları tanıklıklarını anlattı
İşkence mağdurları tanıklıklarını anlattı
İşkenceci polis Sedat Selim Ay'ın ETHA'ya açtığı davanın 2. duruşması görüldü. Duruşmada işkence mağdurları tanıklıklarını anlattı.
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay'ın ETHA hakkında açtığı "iftira ve hakaret" davasının ikinci duruşması yapıldı.
Çağlayan Adliyesi'ndeki İstanbul 48. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Sedat Selim Ay katılmadı. Gezi davasından tutuklu bulunan ETHA Yazıişleri Müdürü Goncagül Telek de celp gönderilmediği için duruşmaya getirilmezken, taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmayı, ETHA çalışanlarının yanısıra Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu eski Başkanı Arne König, Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu izledi.
İŞKENCE RUTİN BİR ŞEY GİBİYDİ
Duruşmada ETHA avukatlarının talebi üzerine işkence mağdurları dinlendi. İlk olarak ifade veren Nuran Atmaca, 1996 yılında gözaltına alındığını, bir gece Bayrampaşa Karakolu'nda tutulduğunu ve burada darp edildiğini, küfür ve hakarete maruz kaldığını, ertesi gün ise "Seni öttüreceğiz" denilerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldüğünü belirtti. İfade alınan yerde "TİM3", "TİM5" gibi yazılar gördüğünü anlatan Atmaca, dayak ve küfürlerin burada da devam ettiğini söyledi. Çıplak aramaya maruz kaldığını, sonradan isminin Bayram Kartal olduğunu öğrendiği polis ve diğer pek çok polis tarafından yüzü duvara dönük bir şekilde darp edildiğini anlatan Atmaca, darp sırasında zaman zaman arkasını döndüğünde polislerin yüzünü gördüğünü, bunlar arasında Sedat Selim Ay'ın da olduğunu söyledi.
Kendisine yapılan işkencenin yanı sıra başka işkencelere de tanık olduğunu anlatan Atmaca, bir dolabın üzerinde bir bez ile sarılmış 5x10 kalası gördüğünü, bu odaya Senem Adalı'nın getirildiğini ve Senem'in çığlıklarını duyduğunu ifade etti. Atmaca, tuvalette ise parçalanmış ve üzerinde yoğun kan olan sütyen ve kadın külotları gördüğünü söyledi.
Atmaca, avukatların "polisler işkence yaparken amirlerinden çekinir gibi bir hali var mıydı" sorusuna "İşkence rutin, gayet normal bir şey gibiydi" yanıtını verdi. Nuran Atmaca, o dönemlerde Sedat Selim Ay ve Bayram Kartal'ın işkencelerinin her zaman anlatıldığını belirterek, korktuğu için şikayetçi olmadığını ifade etti.
Tanıkların ifadesi sırasında Sedat Selim Ay'ın avukatı Cemalettin Mutlu, yargılamanın dışına çıkıldığı yönünde itirazda bulundu ve SS Ay hakkında mahkumiyet kararı olmadığını söyledi. ETHA avukatları ise "işkenceci" ifadesinin iftira olup olmadığının ortaya çıkarılmaya, yani maddi gerçekliğe ulaşılmaya çalışıldığını söyledi. Mahkeme hakimi Mustafa Yılmaz, yasalardaki "ispat hakkı"nı hatırlatarak, tanıkların dinlenmeye devam edilmesine karar verdi.
ASİYE ZEYBEK TECAVÜZCÜYÜ TEŞHİS ETTİ
İkinci olarak dinlenen Mukaddes Erdoğdu Çelik, 21 Şubat 1997'de gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldüğünü, kayıt işlemlerinin ardından gözleri bağlanarak üst kata çıkarıldığını anlattı. Kalabalık büyük bir odaya götürüldüğünü düşündüğünü belirten Çelik, burada sandalye verilmemesi nedeniyle tartışma yaşandığını ve polislerin gözaltındakileri dövdüğünü söyledi. Daha sonra başka bir odaya götürüldüklerini, burada yüksek sesli radyo dinletildiğini, polislerin sürekli gelip birilerini sorguya götürdüğünü, önüne atılan bir genç kadını adeta can çekişir halde gördüğünü belirtti. Bu kadına daha sonra tuvalete gelip giderken yardım ettiğini kaydeden Çelik, kadının askıdan dolayı kollarını kullanamadığını anlattı. Çelik, toplam 14 gün gözaltında kaldığını, kendisinin sorguya alınmadığını fakat pek çok işkenceye tanık olduğunu belirtti. Asiye Güzel Zeybek'in aynı günlerde tecavüze maruz kaldığını, Zeybek'in tecavüz olayını kendisine anlattığını ifade eden Çelik, daha sonra açılan dava dosyasında, polis fezlekesinde Bayram Kartal ve onun yardımcısı olarak Sedat Selim Ay'ın imzasının olduğunu bildirdi. Mukaddes Erdoğdu Çelik, davanın duruşmasında Zeybek'in tecavüzcüyü gösterip "Bana tecavüz eden buydu" diyerek bayıldığını da hatırlattı.
Çelik, aynı tarihte gözaltına alınan Süleyman Yeter'in işkencecisi Ahmet Okuducu'yu da bugünkü duruşmada gördüğünü ve teşhis ettiğini belirterek, diğerlerini de görmesi durumunda teşhis edebileceğini ifade etti.
'SESİNDEN TANIDIM, SEDAT SELİM AY'DI'
ETHA editörü ve ANF muhabiri Arzu Demir de tanık olarak dinlendi. 6 Haziran 1996'da 15 kişiyle birlikte gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürdüklerini anlatan Demir, 13 gün gözaltında kaldığını belirterek, "Hasan Ocak'ın anması vardı. Oraya giderken gözaltına alındım. 3 gün uykusuz kaldım" dedi. Gözaltındayken gözlerinin kapatıldığını ve tekmelendiğini kaydeden Demir, "İtiraz ettiğimde de dövüyorlardı. Yanımda bir polis köpek sesi çıkararak havlıyordu" diye aktardı.
Demir, daha sonra idari bölümde bir odaya götürüldüğünü, burada sadece Sedat Selim Ay olduğunu ve Ay'ın kendisini "İşkenceye dayanır mısın" diyerek tehdit ettiğini, ardından uzun süre tokatladığını ve şişmiş haldeki yüzünün fotoğrafını çektiğini kaydetti. Daha sonra alt kata indirildiğini, burada elektrik işkencesine maruz kaldığını belirten Demir, "O odada üç kişi vardı, birisi koordine ediyordu. Koordine eden kişiyi sesinden tanıdım, Sedat Selim Ay'dı" dedi. Demir, Sedat Selim Ay hakkında yaptığı şikayetlerin dikkate alınmadığını da belirterek, "Kendisiyle yüzleşmek istiyorum" dedi. Bu yılın Haziran ayında ETHA baskını sırasında yine çıplak arama işkencesine maruz kaldığını da hatırlatan Demir, bunun sorumlusunun da TMŞ'nin başındaki Sedat Selim Ay olduğunu dile getirdi.
Daha sonra söz alan Sedat Selim Ay'ın avukatı Cemalettin Mutlu, Ay'ın terörle mücadelede görevli olduğunu, "terör örgütleri"nin TMŞ'yi yıldırmak için iftira attığını ileri sürdü. Mutlu, ayrıca Ay hakkında kesinleşmiş bir karar olmadığını ve AİHM'in lehlerinde karar verdiğini iddia etti.
Avukat Sezgin Uçar ise başka tanıkları da olduğunu belirterek, tutuklu bulunan Ali Haydar Saygılı ve Bayram Namaz'ın dinlenmesini istedi. Mahkeme hakimi, Saygılı ve Namaz'ın talimatla tanık olarak ifadelerinin alınmasına karar verdi.
Avukatların Sedat Selim Ay'ın sonraki duruşmada hazır edilmesi talebi üzerine, hakim Mustafa Yılmaz, "Müşteki Sedat Selim Ay...." dedikten sonra bir süre durdu, ardından "5 dakika ara" diyerek salondan çıktı. Aranın ardından hakim kararını açıklamadan önce söz alan SS Ay'ın avukatı Mutlu, MİT'in "Sedat Selim Ay'ın ölüm tehditleri aldığı, isminin "terör örgütleri" listesinde bulunduğu ve bu nedenle duruşmaya getirilmesinin hayati tehlike yaratacağı" yönünde uyarısı olduğunu ve adresinin de "mernis"de bulunmadığını söyledi.
Hakim, bunun üzerine Sedat Selim Ay'ın zorla getirilmesi talebini reddederek, duruşmayı 15 Ocak 2014 tarihine erteledi.