Irak’ın Şengal tuzağı-ANALİZ
Irak, Êzidîlerin Şengal üzerindeki özerk yönetimini kabul etmezse Êzidîler bu saldırılara karşı direnecektir.
Irak, Êzidîlerin Şengal üzerindeki özerk yönetimini kabul etmezse Êzidîler bu saldırılara karşı direnecektir.
Ortadoğu'da temel sorun demokratik zihniyetin olmamasıdır. Merkeziyetçi otoriter yönetim Ortadoğu'daki iktidarların temel karakteridir. Binlerce yıllık iktidar ve devletçi zihniyet bu yönetim anlayışını kökleştirmiştir, temel bir düşünce biçimi haline getirmiştir. Devletin ilk tarih sahnesine çıktığı Irak'ta bu anlayış daha köklüdür. Bir hastalık gibi kuşaktan kuşağa geçmiştir. Saddam bu yönetim anlayışı nedeniyle kendi sonunu hazırladığı gibi, Irak ve Ortadoğu'daki iktidarlar da bu yönetim anlayışını bırakmamaktadırlar.
Irak hükümeti, mevcut merkeziyetçi otoriter iktidar anlayışını 74 fermana uğrayan Şengal ve Êzidîxan’a da dayatmaktadır. Irak'ta yönetim zihniyetini değiştirecek ve demokratikleşme için önemli bir adım olacak Êzidîxan’ın özerkliğine de merkeziyetçi otoriter yönetim anlayışını dayatmaktadır. Şengal’de Êzidîler meclislerini kurarak, öz savunmalarını oluşturarak, yerel demokrasi olan özerkliklerini inşa etmektedirler. Ancak Irak DAİŞ Musul’dan çıkarıldıktan sonra DAİŞ’e karşı ilk direnen Şengal’i askeri olarak tehdit etmeye başlamıştır. Irak hükümeti herhalde mazlum olarak gördüğü Şengal Êzidîleri üzerinde gücünü denemek istemektedir. Nasıl güçlendiğini Êzidîler üzerinde göstermek istemektedir.
Irak, Êzidîlerin Şengal üzerindeki özerk yönetimini kabul etmezse Êzidîler bu saldırılara karşı direnecektir. Çünkü demokrasi ve özgürlük ancak direnilerek kazanılır. Direnmeden kim özgürlüğünü kazanmış ki! Şu anda güçlü konumda olan Şengal özerk yönetimi ve özek savunma güçleridir. Zayıf konumda olan ise Irak hükümeti ve askeri güçleridir. Güç esas olarak haklılıktır, meşruiyettir. Taleplerinde haklı olan Êzidîlerdir. Êzidîlere yönelik saldırı içinde olan Irak kaybetmeye mahkumdur. Şengal öz savunma güçleri ve özyönetim gücü direnirse kazanan Êzidîxan, kaybeden Irak güçleri olacaktır.
Güç kavramı günümüzde değişmiştir. Artık askeri güç, silah, araç-gereç güç anlamına gelmiyor. Günümüzde güç kavramını daha kapsamlı olarak ele almak gerekir. Êzidîler artık güç kavramına eski yüzyıllardaki gibi bakmamalıdırlar. Êzidîler 74 fermana uğradılar. DAİŞ’in Êzidîlere saldırması, Êzidîlerin varlığının ve konumunun dünya tarafından tanınmasını sağlamıştır. Özelikle 12 gerillanın Êzidîleri soykırımdan kurtaran direnişi dünyanın takdirini kazanmıştır. Bu direniş, DAİŞ’e karşı direnişte sembol olmuştur. Kobanê Direnişinin dünya halkları tarafından desteklemesi Şengal’de gösterilen direniş sonrası olmuştur. YPG’lilerin koridor açarak Êzidîleri kurtarması tüm dünyanın takdirini kazanmıştı.
DAİŞ’in Êzidîlere saldırısı dünyanın nefretini kazanmıştır. Êzidîlerin özgür ve demokratik yaşama hakkı olduğu tüm dünyanın isteği haline gelmiştir. Bu açıdan Irak'ın Şengal’e saldırısı, DAİŞ’in Êzidîlere saldırısı gibi dünya halkları tarafından kabul görülmez. Çıkacak çatışmalardan dünya halklarının desteği Êzidîlerin öz savunma güçlerinden yana olacaktır. Eğer Êzidîlerin öz savunma gücü direnirse Irak daha baştan kaybedeceği savaşa girmiş olacaktır. Bu açıdan Şengal Êzidî güçleri Irak’ın tehdit ve şantajlarına boyun eğmeyecektir. Irak, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgeleri almanın güç gösterileriyle Şengal’i tehdit ederek sonuç almak istemektedir. Ancak bu defa sert duvara çarpacağı kesindir.
Irak adım adım Şengal’de öz savunma güçlerini ve özerk yönetimi kuşatmak istiyor. Şengal’le Rojava arasındaki sınırı tümden kontrol ederek Êzidîxan’ın Rojava ile ilişkisini kesmek, sonra da üzerine gidip boğmak istiyor. Bu açıdan Şengal Êzidî güçleri bu oyuna ve kurnazlığa izin vermeyecektir. Çünkü Irak'ın amacı sınırı tutmak değildir, Êzidîxan’ı boğmaktır.
Êzidîxan’ın özerk yönetimi ve öz savunma güçleri Şengal’in demokratik özerkliğini kabul ederseniz, öz savunma güçlerini kabul ederseniz o zaman sınırlara gelmeniz sorun olmaz diyor. Ancak Irak girme dayatmasında bulunuyor. Bu yaklaşım Şengal’de çatışma demektir. Irak, DAİŞ’e karşı direnerek kendi topraklarını savunan Êzidîlere yeni bir DAİŞ saldırısı yapmak istiyor. DAİŞ’in yerine geçmek de Irak'a hayır getirmeyecektir.
Şengal’e saldırı sadece Êzidîlere saldırı değildir; tüm Kürtlere saldırıdır. Bu saldırı Şengal’le sınırlı kalmaz, Irak'ın tüm sınırlarına yayılabilir. Irak'ın Şengal’e saldırması demek, Kürt Özgürlük Hareketi'ne saldırması demektir. Herhalde Irak Şengal’de tehdit ve şantaj yaparken bunu da düşünüyordur. Tüm Kürtler Kürtlerin en mazlum parçası olan Êzidîlere saldırıyı kabul etmez. Bu bir vicdan, ahlak ve onur sorunu olarak görülür ve direnilir.
Irak Şengal’e saldırırsa kendi eliyle sorun yaratmış olur. Herhalde Irak yönetimi bu kadar akılsız ve apolitik olamaz. Irak Şengal’e saldırarak güç gösterisi yapmak istiyorsa bu da bir iktidar ve egemenlik kompleksidir. Birçok iktidar bu egemenlik kompleksi nedeniyle kaybetmiştir. Egemenlik kompleksi bir hastalıktır. Bu komplekse kapılanlar çoğu zaman bu kompleksin kurbanı olurlar. Bu kompleksin esiri olarak kaybederler. Irak, Abadi hükümetinin Şengal'de otoriterliğinin gösterisini yapmak istemesi de buna benzemektedir.
Irak iktidarı Kerkük’e girdikten sonra kendisini kaybetmiş görünüyor. Ya da bazıları Abadi’nin koltuğuna veriyorlar. Abadi’yi Êzidîlere kışkırtan ilk şüpheli kuşkusuz Türkiye’dir. Türkiye uzun süredir Abadi’yi Şengal’e karşı kışkırtmaktadır. Türkiye önceleri KDP'yi kışkırtıyordu, 3 Ağustos 2014’te de DAİŞ’i kışkırtmıştı. Diğer bir şüpheli ise İran olabilir. İran’da Rojava Devrimini zayıflatmak için böyle bir kışkırtma yapabilir. Kim kışkırtırsa kışkırtırsın Êzidîler herhangi bir saldırıya karşı direnirler. Bu tehditler karşısında siyasi düşüncesi ne olursa olsun Êzidîlerin tümünün birleşmesi gerekir. Meclis içinde tümü birleşir ve tüm Êzidî askeri güçleri de bir çatı altında toplanırsa hiçbir güç Êzidîlere saldırmaya cesaret edemez.