'İmralı'daki tecride son verin'
ÖHD ve MHD, İmralı'da Öcalan'a uygulanan tecridin son bulmasını istedi, hükümeti, "demokratik barışın tesis edilebileceği demokratik hukuku uygulamaya" çağırdı.
ÖHD ve MHD, İmralı'da Öcalan'a uygulanan tecridin son bulmasını istedi, hükümeti, "demokratik barışın tesis edilebileceği demokratik hukuku uygulamaya" çağırdı.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana uygulanan avukat yasağına ilişkin açıklama yaptı.
Hükümet ve Adalet Bakanlığı'nın "söz konusu Kürtler ve İmralı olunca hukuksuzlukta hiçbir sınır tanımadığı"nı belirten ÖHD ve MHD, "Ancak Başbakan'ın son açıklamasından anlaşılıyor ki, İmralı üzerinde uygulanan ağır tecritle ifadesini bulan hukuksuzluğu Adalet Bakanlığı tek başına örtememektedir. Başbakan bizzat devreye girerek, hukuksuzluğu rutin bir uygulama olarak sunma gayretine girmektedir. İmralı'daki ağır tecrit ve İmralı rejiminin hukuk dışılığı bizzat siyasi iktidar tarafından sıradan bir uygulama haline getirilmiş ve böyle de gösterilmeye çalışılmıştır" dedi.
27 Temmmuz 2011 tarihinden bu yana avukatların her hafta görüşme talep ve başvurularına rağmen Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülmediğinin altı çizilen açıklamada, bu uygulamanın yasa ve anayasa ile AİHM Sözleşmesi ve içtihatlara aykırı olduğu belirtildi.
Son 45 gündür de İmralı Heyeti'nin adaya gidişinin engellendiğini kaydeden avukatlar, "Bu çizgi, İmralı'da standart bir devlet alışkanlığı olan tecrit ile cezalandırmanın sistematik olarak yeniden yaygınlaştırıldığını gösterir" dedi.
Hükümetin İmralı'da yeni tecrit uygulamalarını devreye koyacağının işaretlerini verdiğini kaydeden ÖHD ve MHD, "2005'de, 2011-2012'de İmralı'ya uygulanan tam izolasyonun yeni bir versiyonu olan bu tecridin hukuk, yasa, yargı ile açıklanacak hiç bir yanı bulunmamaktadır. Tamamıyla siyasi iktidarın baskıcı, hukuk dışı, barış karşıtı, Kürt sorununun demokratik çözümünü dışlayan bir tasarrufu olarak tebarüz etmektedir. Bu da hukukun çiğnenmesinin yanı sıra Kürt sorununun çözümü bakımından zaman kaybından başka bir şey değildir" diye belirtti.
Başbakan Davutoğlu'nun "Eğer silahsızlanmayla ilgili adım atılmayacaksa gitmelerine gerek yok" açıklamasını hatırlatan ÖHD ve MHD, açıklamasında şunları kaydetti: "Bir mahpusu cezaevinde dış sosyal yaşamdan kimseyle görüştürmeksizin izolasyonda tutmak işkence ve insanlık dışı muameledir. Bir mahpusu yıllarca avukatlarıyla görüşmekten men etmek savunma hakkı dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlalidir. Bir mahpusu canınız istediği sürece, aylarca, yıllarca ailesiyle görüştürmemek ailesiyle iletişim hakkının ihlalidir. Ve bu hakların hepsi Anayasa ve uluslararası sözleşmelerce koruma altına alınan temel hak ve özgürlüklerdir. Ve hiç bir temel hak ve özgürlük siyasi bir hesabın, beklentinin, taktiğin pazarlık nesnesi haline getirilemez.
Başbakan’ı ve Hükümetini, İmralı üzerinden geliştirilen tecrit politikalarına son vermeye çağırıyoruz. Hükümeti, Kürtlere her kızdığında ayaklar altına alabileceği bir hukuku değil, hınç dolu ve ilkel bir tecrit politikasını değil, demokratik barışın tesis edilebileceği, güvenceye alınabileceği bir demokratik hukuku uygulamaya çağırıyoruz."