İnsan Hakları Derneği ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) Amed şubeleri, Kürdistan kentlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Avrupa Konseyi ve hükümet dışı sivil kurumlara başvuruda bulundu. 
Başvurulara ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD Hukuk Komisyonu Üyesi Av. Muhterem Süren, 'sokağa çıkma yasağı' adı altındaki sıkıyönetim uygulamaları nedeniyle bu bölgelerde yaşayan halkın şiddete maruz kalıp, devlet tarafından göçe zorlandığını dile getirdi. Süren, kendilerinin de birçok kez kolluk güçlerinin zırhlı araçlarla yurttaşlara evlerini terk etmeleri yönünde anonslar yaptığına şahit olduklarını söyledi.

'SAVAŞ SUÇLARINA SESSİZ KALINIYOR'

Hükümet yetkililerinin, sivil toplum örgütleri ve bölgedeki hak savunucularının bölgede yaşanan hak ihlallerine söylediklerine kulaklarını tıkadığını belirten Süren, "Bizim açımızdan üzücü olan bir diğer nokta dünyanın da bu yaşananlara sessiz kalması. Uluslararası toplum da Kürdistan'da yaşanan savaş suçlarına tepkisiz kalıyor" diye konuştu. 
Süren, hükümetin "mastır planı" adı altında yürüttüğü savaşı çok boyutlu olarak derinleştiren projeleriyle Kürdistan'da işlediği insanlık suçunun üzerini örtmeye çalıştığını, ancak bu insanlık suçunun aklanmasına izin vermeyeceklerini ifade etti.

'AİHM SORUMLULUK ALMALI'

MHD Eş Başkanı Serhat Eren ise Kürdistan'da, hem Anayasa'da hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) güvence altına alınmış hakların tamamının ihlal edildiğini vurguladı. 
Eren, AİHM'e bu konuda çağrıda bulunarak, "Başta yaşam hakkı olmak üzere, seyahat özgürlüğü, mülkiyet hakkı, sağlık hakkına kadar bütün hakları ihlal ediyor. Yapılan bu ihlaller nedeniyle AİHM'i sorumluluk almaya davet ediyoruz" dedi.
MHD yöneticilerinden Zeynep Işık da, soykırım uygulamalarına bağlı olarak Cizre'ye bağlı Cudi Mahallesi'nde, bir binanın bodrum katında devlet tarafından ölüme terk edilen ve 4 gündür kendilerinden haber alınamayan yaralılarla ilgili yapılan tedbir başvurusunu reddeden Anayasa Mahkemesi kararını hatırlattı. Işık, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bu karar ile Terörle Mücadele (TEM) gibi çalıştığını açıkça gösterdiğini kaydetti.

KÜRDİSTAN'A DAVET

Avrupa Konseyi'ne yapılan başvuru metninde ise Konsey tarafından görevlendirilecek bir heyetin Kürdistan'a gelerek yerinde gözlem ve raporlama çalışması yapması talebinde bulunuldu.

TALEPLER 

Başvuruda bu talepler kaydedildi:
"Konseye bağlı faaliyet yürütüp Avrupa Birliği'nin müktesebatları ile uyumlu çalışma yürüteceği taahhüdünü veren Türkiye'nin milyonlarca insana karşı bir dramı yaşama geçirecek ölçüde keyfi askeri, idari ve siyasi uygulamalara girişmesi kabul edilebilir bir durum değil. Tüm bu yaşananların Konseyinizce takibi ise Avrupa Birliği'nin hedeflediği insan hakları eksenli bir yönetimsel form inşası idealinin zaruri sonucudur. Türkiye'de nelerin yaşandığının siyasal düzlemde Konseyinizce Türkiye Hükümet'inden sorulmasını ve bu hususa ilişkin açıklama istenmesini talep ediyoruz. Konsey tarafından görev ve yetkilendirilmiş bir heyetin Türkiye'ye gelerek yerinde gözlem, tespit ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporlama çalışması yapmasını talep ediyoruz."