Hüseyin Morsümbül ve Fehmi Tosun’un akıbeti soruldu
Hüseyin Morsümbül ve Fehmi Tosun’un akıbeti soruldu
Hüseyin Morsümbül ve Fehmi Tosun’un akıbeti soruldu
Cumartesi Anneleri, 34 yıl önce Bingöl’de gözaltına alınarak, kaybedilen lise öğrencisi Hüseyin Morsümbül’ün akıbetini sordu. Cumartesi anneleri 496’ıncı kez eylemdeydi. Eylemde, tüm kayıp davalarında ağır insanlık suçu ithamlarına rağmen sanıların korunmaya devam ettiğine dikkat çekildi. İzmir’de de, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği eylemde, 1995 yılında İstanbul'da kaybedilen Fehmi Tosun'un akıbetini sordu.
İSTANBUL
Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının akıbetlerinin araştırılması ve faillerin bulunması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri adalet arayışlarının 496'ıncı haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede" yazılı pankart açan kayıp yakınları, ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ile kırmızı karanfiller taşıdı.
Cumartesi Anneleri'nin bu haftaki eyleminde, 34 yıl önce Bingöl'de gözaltına alınarak kaybedilen lise öğrencisi Hüseyin Morsümbül'ün akıbeti soruldu. Eylemde ilk olarak, sanatçı Nur Sürer Morsümbül'ün annesi Fatma Morsümbül'ün gönderdiği mektubunu okudu.
Mektupta, yıllardır Galatasaray Meydanı'nda geçmişte baskı ve zulümlere rağmen adalet arayışlarından vazgeçmediğini söyleyen anne Morsümbül, "Çünkü Galatasaray'a sahip çıkmak, Hüseyin'e sahip çıkmaktır" dedi. Morsümbül, Hüseyin Morsümbül'ün kardeşi Ekin Morsümbül'ün de devletin baskılarından dolayı PKK'ye katılarak mücadele ettiğini ve çıkan çatışmalarda yaşamını yitirdiğini söyledi.
Morsümbül, "2 yavrumu da bu kirli savaşta kaybeden bir anneyim ben. Diğer annelerin de bunu yaşamaması için barış istiyorum" diye belirtti. Mektubun okunmasının ardından, konuşma yapan Morsümbül'ün kardeşi Şahin Morsümbül de ağabeyinin kendisi 10 yaşındayken kaybedildiğini söyleyerek, adalet arayışını yineledi. Kardeş Morsümbül, "İnsanlar, adalet mücadelesi vermeseydi daha çok kayıplar olacaktı" dedi.
Konuşmaların ardından haftanın açıklamasını Sevda Arıcan okudu. 496 haftadır hükümetlerin kayıp ailelerinin adalet çağrısını boşlukta bıraktığına dikkat çeken Arıcan, "Tüm kayıp davalarında ağır insanlık suçu ithamlarına rağmen sanılar korunmaya devam ediyor. Bu topraklar, 'mezarsız ölüler ülkesi' olma utancından kurtulamıyor" diye konuştu. Arıcan, Hüseyin Morsümbül'ün 12 Eylül askeri darbesinden 6 gün sonra 18 Eylül 1980 akşamı ailesinin Bingöl'deki evinden Yüzbaşı Durmuş Kıvrak komutasındaki asker ve polisler tarafından gözaltına alınarak elleri ve gözü bağlı bir şekilde askeri araca bindirilip, Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı'na götürüldüğünü dile getirdi. Morsümbül'ü soran ailesine ise askerin "Taburdan kaçtı" yalanı ile cevap verildiğini belirten Arıcan, "Olaydan 5-6 gün sonra baba ve annesinin askeri savcılık tarafından ifadesi alındı. Ama Hüseyin'in kaybedilmesi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı, doya bile açılmadı. Hüseyin'den bir daha haber alınamadı" dedi. Morsümbül'ün gözaltında kaybedildikten yıllar sonra "askerliğini yapmadığı" gerekçesiyle vatandaşlıktan çıkarıldığını da ifade eden Arıcan, "Hüseyin Morsümbül'ün kaybedilmesinden doğrudan sorumlu tuttuğumuz Emekli Albay Durmuş Coşkun Kıvrak, Hüseyin'i işkence ile sorgulayan diğer askeri unsurların ve 12 Eylül cuntasının baş aktörü Kenan Evren'in yargılanmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla Konak eski Sümerbank önünde eylem düzenledi. Açıklama halkın yanı sıra HDP ve DBP üyeleri de katıldı.
"Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartın açıldığı eylemde, çeşitli tarihlerde kaybedilen yurttaşların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Eylemde konuşan İHD yöneticisi Mehmet Aker, 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul Avcılar'daki evinin önünde gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun'un akıbetini sordu. Tosun'un JİTEM üyeleri tarafından kaçırılarak infaz edildiğini ifade eden Aker, gözaltında kaybedilenlerin dosyalarının Ergenekon soruşturması kapsamına alınmasını istediklerini söyledi.
Açıklamanın ardında beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.