Medya Haber’de yayınlanan “Ülkeden” programından Esra Mikyaz’a konuşan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Besê Hozat “Bakure Kürdistan’da 2 yıldır korkunç bir soykırım siyaseti yürütüyor. Siyasi, kültürel, ekonomik, askeri her yer de yoğun bir biçim de çok pervasızca bir siyaset yürütüyor. Hiçbir savaş ahlakını tanımıyor, son derece alçakça, ahlaksızca bir savaş yürütüyor. Bundan dolayı da zaten savaş suçu işliyor” dedi.
‘ORTADOĞU 5 BİN YIL SONRA ÖZGÜRLÜK FİKİRLERİYLE BULUŞUYOR’
Ortadoğu’nun ilk toplumsallaşmanın ve ilk devlet sisteminin geliştiği yer olduğunu ve beş bin yıl sonra kadının yeniden özgürlük fikirleriyle buluştuğunu dile getiren Hozat, “Bunun esas mimarı ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır. Her yerde kadın özgürlüğü için direniyor, mücadele ediyor. Bunun öncülüğünü de Kürt kadını yapıyor. Tabi bu Önder Apo’nun emekleri, çabaları, mücadelesi sayesinde oldu. Önder Apo bu mücadelesi ve çabasıyla Kürt kadınını o derin kölelik uykusundan uyandırdı. Kürt kadınında büyük bir uyanış, diriliş ve direniş ortaya çıktı ve bölge kadını da bununla buluştu” dedi.
Kürt kadın özgürlük hareketinin verdiği onlarca yıllık mücadele sonucu bölge kadınıyla buluştuğunu da vurgulayan Hozat, Rojava devriminin rolüne ilişkin şunları söyledi:
“Bu devrim Suriye’de Arap kadınını da Asuri, Süryani, Türkmen kadınını da genel olarak Suriye’de yaşayan tüm farklı halklardan kadınları da çok ciddi etkiledi. Ve şimdi binlerce Arap kadını QSD saflarına katılıyor, YPJ-YPG saflarına katılıyor. Kürt kadınıyla birlikte erkek egemenliğinin en vahşi biçimi olan DAİŞ faşizmine karşı savaşıyor. Bu muazzam bir şeydir, muazzam bir gelişmedir.
Nasıl ki özgür kadının ilk çıktığı coğrafya Ortadoğu ise, devletçi uygarlıkla birlikte köle kadınında ilk ortaya çıktığı yer yine Ortadoğu ise şimdi yeniden kadın özgürleşmesinin yaşanacağı yer, toplumsal özgürleşmenin yaşanacağı yer de Ortadoğu olacak ve oluyor. Şu andaki gelişmelerde bunun ifadesidir. Bu anlamda şu da çok net bir biçimde ortaya çıkıyor; kadının bu büyük uyanışı ve gelişmesiyle birlikte, Ortadoğu demokratik devriminin öncülüğünü kesinlikle kadınlar yapacaktır. Kadında ki bu uyanış, gelişme Ortadoğu’yu demokratikleştirecek, Ortadoğu’nun demokratik devrimini sağlayacak. En büyük umut da fark da buradadır. Bu devrimin diğer devrimlerden temel farkı da budur. Demokratik karakteri de bu noktada saklıdır. Bu anlamda bölgede buna doğru gidiyor. Kimse bunun önünde duramaz.”
‘EN BÜYÜK İRADE İNSAN İRADERİSİR, BUNU DA EN İYİ ŞEKİLLE KULLANAN PKK GERİLLASIDIR’
AKP’nin bir özel savaş partisi ve iktidarı olduğunu dile getiren Hozat, “Türkiye’de iktidar tarihinde kendisini bu kadar özel savaşla ayakta tutan bir parti yoktur. Bu konuda AKP hem Türkiye siyaset tarihine hem de tüm siyasi iktidarlara örnektir. AKP çok yoğun bir özel savaş politikası yürütüyor. Bu söylemlerin hepsi de bir özel savaşın parçasıdır. Yıllardır, çöktürme planından bu yana bitti-bitecek gibi söylemlerini dile getiriyorlar. Aslında geldiği nokta da kendisi bitiyor, yaptığı bütün imha ve soykırım planlarının hepsi boşa çıkıyor, iflas ediyor. Rojava siyaseti öyle oldu, Suriye siyaseti iflas etti.
‘AKP, HİÇBİR SAVAŞ AHLAKINI TANIMIYOR’
Bakure Kürdistan’da 2 yıldır korkunç bir soykırım siyaseti yürütüyor. Siyasi, kültürel, ekonomik, askeri her yer de yoğun bir biçim de çok pervasızca bir siyaset yürütüyor. Hiçbir savaş ahlakını tanımıyor, son derece alçakça, ahlaksızca bir savaş yürütüyor. Bundan dolayı da zaten savaş suçu işliyor. Korkunç bir savaş suçu işliyor. Hepsi de yargılanmalık pratiklerdir, bunun hesabını verecekler. Erdoğan ve ekibi, bütün ırkçı kafalar bunun hesabını bu halka ve halklara verecekler” diye konuştu.
AKP’nin bu saldırılarıyla hiçbir sonuç alamadığını da belirten Hozat, şöyle konuştu: “Geçen sefer dediler, Nisan’da bitecek, Nisan bitti, yazda bitecek dediler, yaz bitti, sonbaharda bitecek dediler, sonbahar bitti kışa giriyoruz bu defa da kara kış olacak diyorlar sanıyorum kara kışta kendileri bitecek. Bu kış onların kara kışı olacak, kendileri bitecek. Mevcut durumda gidişat da ona doğru gidiyor, AKP son demlerini yaşıyor. Zaten bunun korkusu ve paniği var. Bu kadar zalimce ve alçakça soykırım siyasetini sürdürmelerinin nedeni ölüm korkusundandır. AKP ölüme yaklaştıkça, ölüm korkusunu gördükçe daha fazla zalimleşiyor, daha fazla faşistleşiyor, saldırganlaşıyor. Erdoğan’ın ruh hali tamamen böyledir. Ölümden kaçan, korkan ölümü derinden hisseden böyle hasta faşist bir adamın ruh halidir. Ekibin hepsi de öyledir. O Süleyman Soylu’da her yerde bağırıyor, çağırıyor, bu kadar bağırıp-çağırması ölümü derinden hissetmesidir. Sona doğru gidiyor.”
‘BU SAVAŞ AKP’NİN SONUNU GETİRECEKTİR’
Dünyanın en ileri tekniğinin gerillaya karşı kullanıldığını fakat buna karşıda gerillanın büyük bir kahramanlık sergilediğini söyleyen Hozat “Savaş kurallarını, ahlakını tanımadan bir savaş yürütüyorlar. Buna karşıda, en ileri tekniğe karşıda, kuraldışı bu korkunç savaşa karşıda gerillanın muhteşem bir direnişi var. Bu süreçte kahramanca çok büyük eylemsellikler gelişti, ben bu anlamda HPG-YJA-STAR’ın bu eylemlerini yürekten kutluyorum, selamlıyorum. Toplumu, herkesi derinden etkileyen fedaice eylemlerle büyük bir kahramanlık sergileniyor, büyük bir direniş sergileniyor, düşman fiziki gücüyle savaşmıyor bu çok açıktır, tamamen hava gücüyle savaşıyor. Dünyanın en ileri tekniğiyle savaşıyor. Ondan da sonuç almadığı ortadadır. İki yıldır ömür biçiyorlar, güya 2 haftada bitireceklerdi” dedi.
Hozat gerillanın gücü karşısında Türk devletinin sonuç alamayacağını belirterek kazananın ise Kürt halkı ve direnen halklar olacağını söyleyerek “Neredeyse 3 yıldır korkunç, dehşet bir savaş yürütüyor. Gerillaya karşı soykırım, yok etme savaşı yürütüyor, şimdiye kadar bir sonuç almış değiller, bundan sonrada alamayacaklar. En büyük güç, en büyük irade insan iradesidir, insan gücüdür. Bunu da en iyi şekilde PKK gerillası kullanıyor. Bu güç karşısında Türk devleti nasıl 45 yıldır dayanamıyorsa, hiçbir sonuç alamıyorsa bundan sonra da hiçbir sonuç alamayacaktır. Bu savaş AKP’nin kendi sonunu da getirecektir, bu açıktır. Kazanan Kürt halkı olacaktır, kazanan direnen halklar olacaktır” dedi.
‘AMAÇ TOPLUMU TAMAMEN SİNDİRİP TESLİM ALMAKTI’
Şu anda Kuzey Kürdistan’da AKP’nin yürüttüğü siyasi soykırım operasyonlarının HDP odaklı geliştirildiğine dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, şunları vurguladı: “Eşbaşkanları, meclis üyeleri, milletvekilleri içerdedir, dışarda olanları da zaten sürekli tutuklanıyor, gözaltına alınıyor, bırakılıyor. HDP’ye karşı sürekli bir sindirme, irade kırma, teslim alma siyaseti yürütülüyor. AKP-MHP faşist ittifakı HDP’ye karşı bu sindirme, korkutmayla teslim alma yapabilirse bazılarını HDP içinde örgütleyerek, kalan şeyleri de ele getirme gibi bir taktik yürüttü. Yani içten fethetme taktiğini de yürüttüler fakat sonuç alamadı. Şimdi HDP’nin bu mitingleri, eylemsellikleri, direnişi bunu çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. AKP-MHP faşist iktidarı teslim alma, tasfiye etme politikasında başarısız kaldı. HDP’yi istediği noktaya getiremedi, iradesini kıramadı ve teslim alamadı.”
HDP’nin tüm bu saldırılara rağmen çok onurlu bir duruşu ortaya koyduğunu ve bunun son derece önemli olduğunu belirten Hozat, “Bir başka parti olsaydı şimdi esamisi okunamazdı. Eğer bu saldırılar CHP’ye karşı yapılsaydı ya da herhangi bir partiye karşı yapılsaydı şimdi kesinlikle o partiden bahsedilemezdi. Buna karşı çok büyük bir irade ortaya koydular, bu önemlidir. Mitingleri de önemlidir. Ciddi bir katılım var, toplumda da tüm bu faşizme, soykırım saldırılarına rağmen ciddi bir direniş var, tepki var, öfke var. AKP-MHP faşist iktidarını ret etme var. Bu anlamda toplum üzerinde uyguladığı soykırım ve faşist uygulamalarda sonuç vermedi, bu durum bunu ortaya koyuyor. Bu hedefleri de boşa çıktı, amaç toplumu tamamen sindirip teslim almaktı, bunu başaramadılar, giderek toplum üzerindeki o korku da aşılıyor, bu önemlidir.
Tabi eylemleri geliştirmek lazım. Eylemleri geliştirmek yeter mi? Tabii ki yetersizdir. Toplum direnişe kalktıkça, mücadele ettikçe, kesinlikle AKP-MHP-Ergenekon faşist iktidarı da yıkılacaktır, bu güç karşısında ayakta kalma şansıda kalmayacaktır. Tabi demokratik siyasette bu anlamda büyük bir rol oynamalıdır, bir çaba var ama bunu daha da geliştirmek, güçlendirmek gerekiyor” dedi.
‘CHP’NİN KENDİ TABANIYLA HİÇBİR ALAKASI KALMAMIŞTIR’
CHP’nin ise bir devlet partisi olduğunu hatırlatan Hozat, CHP’den bir şey beklemenin çok akıl karı olmadığını belirtti.
“Baştan beri CHP, AKP’ye destek verdi. MHP’den ziyade aslında AKP’ye asıl desteği CHP verdi. Yani eğer AKP 15 yıldır iktidarda ise bu CHP’nin sayesindedir. MHP’den ziyade CHP’nin sayesindedir, halen AKP iktidarını sürdürüyorsa bu kesinlikle CHP sayesindedir. AKP ne zaman zora girdiyse, ciddi bir krizin içine girdiyse CHP, AKP’yi kurtardı. Eğer CHP’nin desteği olmasaydı bugün bu kadar milletvekili tutuklu olmayacaktı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına CHP de destek verdi. CHP destek vermeseydi bu kararlar alınamayacaktı. En son da teskereye destek verdiler, bu teskere kimin içindir? Bu teskere Kürt soykırımı içindir, yani CHP Kürt soykırım politikalarını destekliyor” diyen Hozat, CHP’nin inkar, imha, soykırım politikalarında, zihniyetinden kurtulmadığını dile getirdi.
CHP’nin milliyetçi bir parti olduğunu kaydeden Hozat, “Yani CHP tamamen kendi tabanında kopmuştur. AKP’nin kuyruğuna takılmıştır, AKP’nin bir parçası haline gelmiştir, AKP’nin kurtarıcısı, can simidi olmuştur. CHP’nin kendi tabanıyla hiçbir alakası kalmamıştır. CHP’nin ulus-devletçi tabanı dışında, alevi tabanıyla, sosyal demokrat tabanla, sola yakın tabanla hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Tamamen AKP’nin can simidi olmuştur, koltuk değneği olmuştur, bir parçası olmuştur. Zor süreçlerde, güç süreçlerde AKP’nin imdadına yetişen, AKP’yi boğulmaktan kurtaran, bir araca dönmüştür. CHP bu duruma gelmiştir, CHP bu biçimiyle zaten kendisini tasfiyeye doğru götürüyor, bu biçimiyle CHP’nin Türkiye siyasetinde fazla bir geleceği yoktur.”