HDP PM toplantısının sonuç bildirgesi

HDP, PM toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, İmralı’daki tecridin savaşın derinleşmesi; bütün muhalif kesimlerin baskı cenderesine alınmasının da bir adımı olduğuna dikkat çekildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 29-30 Eylül'de yaptığı Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Toplantı, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren eski Milletvekili, Kürt Siyasetçi İbrahim Ayhan'a ithaf edildi.

Bildirgede, Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in hâlâ rehin tutulduğuna dikkat çekilerek, "Hakkari halkının iradesinin gasbına son verilmelidir" denildi.

'AF'

MHP'nin gündeme getirdiği 'af' tasarısına değinilen bildirgede, şöyle denildi:

"Tasarı bu haliyle organize suç örgütlerinin, uyuşturucu tacirlerinin, kamu malı gaspçılarının, rüşvetçilerin, irtikap ve zimmet suçu sahiplerinin ‘kader mahkumu’ sıfatıyla affedilmesini içermektedir. Cezaevlerinin dolup taşmasının iktidara bağlı ve taraflı yargı sisteminden kaynaklı olmasını dikkate almayan; köklü bir yargı reformunu içermeyen bir tartışma sorun çözücü değildir.

Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandıkları, hak mücadelesini sürdürdükleri ve iktidara muhalif oldukları için tamamen siyasi nedenlerle yargılanan ve cezaevlerinde tutulanların durumunu değerlendirmeyen bir ‘af tartışması’ yalan rüzgarının devamıdır."

İMRALI TECRİDİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük ağırlaştırılmış tecride vurgu yapılan bildirgede, şunlar kaydedildi:

"İmralı’da Sayın Öcalan’a yaklaşık 3,5 yıldır uygulanan tecrit tüm zamanların en ağır biçiminde sürdürülmektedir ve onun kırılamayan etkisine yönelik ağır bir saldırıdır. Tecride alınan aynı zamanda Kürt halkının iradesidir. İmralı’daki tecridin ağırlaştırılması, savaş ve çatışmanın derinleşmesinin; kadın, işçi, emekçi, aydın, öğrenci, gazeteci ve diğer bütün muhalif kesimlerin ardı ardına baskı cenderesine alınmasının da bir adımı olmuştur. Tecridin sonlandırılması doğrultusundaki demokrasi ve insan hakları mücadelemiz hukuki ve diplomatik alanlarda sürdürülecektir. Son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı karar, bu kurumun evrensel insan hakları ve hukuk mücadelesi açısından misyonunu ve oluşturduğu güven ilişkisini zedeleyen bir karar olmuştur."

SİYASİ VE EKONOMİK KRİZ

Bildirgede, ülkede siyasi, toplumsal ve ekonomik kriz yaşandığı vurgulanırken, bunun faturasının halka çıkarılmak istendiği belirtildi. Bildirgede, "AKP iktidarı, geniş halk kesimlerinin yoksulluğunu, işsizliğini, güvencesizliğini büyütmüş ve bugünkü kriz tablosunun ana hazırlayıcısı olmuştur. Son dönemde haklarını arayan, insanca çalışma ve yaşama taleplerini haykıran 3. Havalimanı işçilerine karşı sürdürülen baskı, zor ve tutuklama örnekleri de bu iktidarın işçi ve emekçilere karşı tutumunun açık göstergeleridir. Geniş halk kesimlerinin yoksullaşması, iktidar yandaşlarının zenginleşmesi ve kollanması uygulamalarına karşı mücadele edenlerin yanı başında, mücadeleyi sendika ve meslek örgütleri ile ortaklaştırma ve büyütme kararlılığımız sürecektir" mesajı verildi.

BELEDİYELERİN İŞGALİ VE YEREL SEÇİMLER

Belediyelerin işgal edilmesi ve yerel seçim gündemine işaret edilen bildirgede, şunlar kaydedildi:

"Belediyelerimize kayyum atayarak halk iradesini yok saymaya ve kırmaya, halkın kazanımlarını ve değerlerini yok etmeye, kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmaya, belediyeleri birer iktidar simgesi binalar haline getirerek halktan koparmaya ve yeni rejimin uç beyliği haline getirmeye çalışan iktidara karşı gasp edilen belediyelerimizin tamamını yeniden kazanacağız ve her türlü zorbalığa bu sayıyı arttırarak cevap vereceğiz. Halkın iradesinin güçlü bir şekilde bir kez daha ortaya çıkmasının imkanlarını yaratacağız. Bu amaçla Kürt illerinde yapacağımız çalışmalarla güçlü bir ‘Kürt partileri ve STK’ları yerel ittifakı’ yaratmayı hedefleyeceğiz. Meselemiz sadece belediyeleri almak değil, aynı zamanda katılımcı bir demokrasi anlayışıyla yerel yönetimleri demokratikleştirmek, toplumsal olanı geliştirmektir. Belediye hizmetlerini en üst düzeyde sağlayan, yerel yönetimlerin demokratik yapısını güçlendiren bir anlayışı geçmiş tecrübelerimizi değerlendirerek ve eksiklerimizi gidererek gerçekleştireceğiz.

Öte yandan Türkiye’nin batısında, yerel yönetim seçimlerini aslına ve ruhuna uygun gerçek bir ittifak stratejisi ile ve AKP-MHP koalisyonunun karşısında halkın iradesini ve mücadelesini önceleyen tüm toplumsal kesimlerle birlikte karşılayacağız. İktidarın tüm saldırılarına yerel örgütlenmelerin güçlenmesini sağlayacak bir mücadele hattı ile cevap vereceğiz. Biliyoruz ki, yerel yönetimler demokratik ve özerk yapılarıyla toplumun en küçük birimine kadar demokrasiyi, söz ve karar hakkını, birlikte üretip eşit paylaşabilmeyi, toplum hayatını demokratikleştirmeyi ve eşit birlikte yaşamı güvenceye alacak bir içerikle örgütlenmenin zeminleridir. Bunlar aynı zamanda bir toplumsal değişim ve dönüşümün de gerçekleştirilebileceği örgütlenmelerdir.

Başlattığımız yerel yönetimler çalışmaları ve yerel seçim hazırlıklarını bulunduğumuz her yerelde hızla sürdürme konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu yerel seçimlerin AKP-MHP koalisyonunun geriletilmesi konusunda önemli bir vesile yaratmasını ve kurulacak bütün yerel işbirliklerinin ve ortaklıkların bu anlayışla ele alınması gerektiğini bir kez ifade ediyoruz."

SURİYE

AKP'nin, Suriye'de emperyal hayalleri olduğunu ve çeteleri açıktan veya dolaylı yollarla desteklediğini kaydeden HDP PM, "İktidar, bu tutumunu Kürt düşmanlığını odağında bulunduran bir yaklaşımla sürdürmektedir. İdlib konusundaki gelişmeler bir kez daha o bölgeyi terk eden çetelerin silahlarıyla mı silahsız mı gittiklerinin ve nereye yöneldiklerinin belli olmadığı bir süreç olarak gelişmektedir. Fırat’ın doğusuna yönelik tehditkar ve saldırgan ifadeler sarf edenlerin bu çeteleri yeni saldırgan emeller için kullanmak isteyecekleri açıktır" dedi.

Bildirgede, Türkiye kamuoyuna, kurumlara ve yine uluslararası kuruluşlara şu çağrı yapıldı: "Türkiye, yeni çatışmaların ve savaşların parçası olmamalıdır. Bizler bu konuda hem Suriye’de demokratik bir yeni rejimin oluşması hem de ülkemizde ve bölgede barışın tesis edilmesi için elimizden geleni yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."

'BU KARANLIK FIRTINA MUTLAKA AŞILACAK'

HDP PM toplantısının sonuç bildirgesinin sonunda da şunlar ifade edildi:

"HDP Parti Meclisi, öncelikle ülkeyi kurumsallaşan bir faşizm ile karşı karşıya bırakan gelişmelere son verebilecek imkanları açığa çıkarmak için tüm toplumsal muhalefet hareketlerinin ve demokrasi güçlerinin ortak bir zeminde buluşturulması ve ortaklaştırılması gerektiğini bilerek; kazandıklarımızı kaybetmemeye, yenilerini kazanmaya, dayanışmaya ve direnmeye dayalı mücadeleyi büyütmek için örgütlenmeye çağırıyor. Partimiz, mücadelesini bir yandan parlamentoda diğer yandan tüm alanlarda, hak ve hukuk mücadelelerinde, toplumsal muhalefetin bulunduğu her yaşam ve çalışma alanında kararlı bir şekilde sürdürecektir.

Biliyoruz ve inanıyoruz ki, halklarımız bu karanlık fırtınayı aşacak, bu gemi limana mutlaka varacaktır."