HDP'li vekillerden HES ve barajlara karşı açıklama

HDP Amed milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Ziya Pir, Edip Berk ve İmam Taşçıer Meclis'te Amed'in Silvan ilçesinde yapılmak istenen baraj ve HES’lere ilişkin basın açıklaması düzenledi.

HDP'li Amed milletvekilleri, Silvan'da planlanan baraj ve HES'lere karşı yaptıkları açıklamada, "Gözlerini derelerimize, nehirlerimize, su kaynaklarımıza diken şirketler daha fazla zenginleşmek ve iktidarlar da bu HES'lerle yaşadığımız topraklarda iktidarlarını pekiştirmek istemektedir" dedi.

HDP Amed milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Ziya Pir, Edip Berk ve İmam Taşçıer Meclis'te Amed'in Silvan ilçesinde yapılmak istenen baraj ve HES’lere ilişkin basın açıklaması düzenledi.

'KÖYLER BOŞALTILACAK, CANLILAR SULAR ALTINDA KALACAK'

Hidroelektrik santrallerin yapımına hızlı bir şekilde devam edildiğine dikkat çekilen açıklamada, HES’lerin resmi yapım nedeninin elektrik üretimi olarak ifade edilse de, Türkiye’de yapımı devam eden tüm HES’lerin inşaatı tamamlandığında bile elde edilecek elektrik miktarının tüm Türkiye’deki elektrik üretiminin yüzde 7’si kadar olduğu vurgulandı. HES’lerle amaçlananın yalnızca elektrik üretimi olmadığına dikkat çekilen açıklamada, "Gözlerini derelerimize, nehirlerimize, su kaynaklarımıza diken şirketler daha fazla zenginleşmek ve iktidarlar da bu HES'lerle yaşadığımız topraklarda iktidarlarını pekiştirmek istemektedir.  Akarsular üzerinde yapılan baraj ve santrallerle iktidarlar sadece insanlara zarar vermekle kalmamakta, aynı zamanda doğanın su hakkını da gasp etmektedir. GAP kapsamında Atatürk Barajı'ndan sonra en büyük sulama kapasitesine sahip barajı olacağı iddia edilen Silvan Barajı tamamlandığında, bölge ekonomisine büyük katkıda bulunacağı, 318 bin kişilik istihdam yaratarak bölgede yaşanan işsizlik problemini çözeceği gibi söylemlerle yapılan doğa katliamının üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Baraj projesi ile birlikte iddia edildiği gibi Dicle'nin bereketi Silvan’a (Farqin) akmayacak, aksine Farqin'i boğacaktır. Kulp’a bağlı 52 köyün 19'u sular altında kalacak, köyler boşaltılacak, bölgedeki endemik bitki türleri ve canlılar sular altında kalacaktır" diye kaydedildi.

Elektrik üretiminin sağlanması gibi nedenlere dayandırılarak gerçekleştirilen Silvan HES Projesinin, verimli arazileri sulamak ve enerji santrali kurmak amacıyla yapıldığı iddia edilirken, barajın inşa edildiği mevkiye karakol, kalekol, sutaşıma tünelleri ve yol yapılarak ortaya atılan iddia ile çeliştiğine; gerçekte barajın kaya gazı çıkarılmasında gerekli suyu karşılamak amacıyla inşa edildiği ortaya çıktığına değinilerek, şöyle devam edildi:

'İNSANSIZLAŞTIRMA PROJESİ'

"Kaya gazının çıkarılması işlemlerinde derin kuyular açılarak, bu kuyulardan çıkarılacak 18 milyon metreküp su ile birlikte 580 çeşit kimyasal maddenin karıştırılıp yer altına indirilmesi sonucu yer altı ve yer üstü sularını zehirlemekte; bu işlemler aynı zamanda toprağı işlevsiz hale getirmektedir. Kaya gazı sondajından çıkan zehirli sular tarlalara dökülmekte ve toprağı kurutmaktadır. Bu nedenlerden dolayı kaya gazının çıktığı alanlarda tarım ve hayvancılık kesinlikle yapılamamaktadır. Ayrıca kaya gazı çıkarılma aşamasında yerin binlerce metre aşağısına inildiği için deprem riski oldukça fazla artmaktadır. Kısaca kaya gazının çıkarıldığı alanlar, çevresindeki tüm yaşamı bitirmektedir. Üstelik söz konusu mevkide sadece kaya gazı rezervinin olduğu ama bunun potansiyele dönüştürülüp dönüştürülmeyeceği bile belirsizdir. Tüm bu şartlar insanların tüm geçim olanaklarını ellerinden alarak insanları göçe zorlamaktadır. Yani bir anlamda barajın yapıldığı alanların insansızlaştırılması ve tarihinin yok edilmesi projesi devrededir. 

Yapılan veya yapımı istenen bu barajlar, termik santraller köylüyü ve doğalında köylünün geçim kaynağı olan tarım, hayvancılık gibi geçim kapısını tamamen tahribata uğratarak halkımıza çok ağır faturalar çıkarmaktadır. Ayrıca, küresel ısınmanın da büyük etkeni olan termik santraller, HES’ler, inşaat barajları insanı ve doğayı tahrip eden niteliklere sahiptirler."

TALEPLER

Toplumsal yapı ve eko-sistem üzerinde tahrip edici etkisi olan nükleer enerji, termik enerji ve HES projeleri ile benzeri uygulamaların yerine, yenilenebilir alternatif enerji kaynağı arayışına gidilmesini isteyen HDP'li milletvekilleri, "Doğa ve çevre dostu güneş enerjisi, rüzgâr ve jeotermal enerji türleriyle ilgili somut çalışmalar veya projeler hayata geçirilmeli ve kullanımlarını teşvik edecek politikalar geliştirilmelidir. Amaçları ne olursa olsun yapılan tüm HES projeleri biran önce durdurulmalı, şimdiye kadar inşaatı devam eden projelerin çevreye verdiği tüm zararlar giderilmelidir" dedi.