HDP'den 'Yahudi ulus devleti' tasarına tepki
HDP'den 'Yahudi ulus devleti' tasarına tepki
HDP'den 'Yahudi ulus devleti' tasarına tepki
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Gür, İsrail hükümetinin onayladığı yasa tasarısıyla ırkçı rejimi resmen ilan etmeye yöneldiğini ifade ederek, İsrail sınırları içinde, Müslümanların ve Hristiyanların ezilen inanç konumunun bu yasayla resmen ilan edildiğini kaydetti.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür, İsrail hükümetinin, İsrail devletini "Yahudi ulus devleti" diye tanımlayan yasa tasarısına ilişkin açıklama yaptı.
Gür, Başbakan Benjamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümetinin, onayladığı yasa tasarısı ile yüzde 21’i Müslüman Arap ve yüzde 5’i Hristiyan nüfus barındıran İsrail devletini “Yahudi ulus devleti” olarak tanımlayarak ırkçı rejimi resmen ilan etmeye yöneldiğini belirtti. Gür, bugüne kadar ırkçılığın üstünü örten kimi sınırlı ulusal hakların da Arap ve Dürzi halkların ellerinden alındığına ve böylelikle sadece Yahudi inancına sahip olan insanları “vatandaş” olarak kabul eden tekçi bir zihniyetin resmileştirilmiş olacağına vurgu yaptı.
'IRKÇILIK YAPILIYOR; YAHUDİ ŞERİATI HAYATA GEÇİRİLİYOR'
Netanyahu'nun yasayı açıklarken kullandığı, “İsrail Devleti, Yahudilerin ulus devletidir. Her vatandaş eşit haklara sahiptir ve bu konuda ısrar ediyoruz. Fakat sadece Yahudilerin bayrak, milli marş, her Yahudi için İsrail'e göç etme hakkı ve diğer semboller gibi ulusal hakları vardır” şeklindeki ifadeleri de eleştiren Gür, "Sadece Yahudilerin ulusal haklara sahip olduğu bir rejimde eşit vatandaşlıktan söz etmek demagojiden ibarettir. Bunun adı uluslararası evrensel hukukun da tanımlamalarına göre ırkçılıktır" diye ekledi.
Tasarının, Arapça'nın resmi dil statüsünün kaldırılmasını ve 'Halaha' olarak bilinen Yahudi dinsel yasa sisteminin kurumsallaşmasını içerdiğini belirtirken, bu tasarının sadece ırkçı değil, aynı zamanda kökten dinci olduğunu ifade eden Gür, üç semavi dinden insanların yaşadığı İsrail sınırları içinde, Müslümanların ve Hristiyanların ezilen inanç konumunun bu yasayla resmen ilan edildiğini ve İsrail'de Yahudi şeriatının hayata geçirildiğini kaydetti.
'ARAP HALKININ HUKUKEN YOK SAYILMASI'
Gür, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Netanyahu tasarıyı, 'İki halk için iki devlet'e hazırlık olarak duyurmuştur. Bunun pratik karşılığı, İsrail sınırlarında Arap halkının varlığının hukuken yok sayılmasıdır. Bu yasayla, '1948 Arapları' olarak bilinen 1 milyonu aşkın İsrail vatandaşı Müslüman Arap ve Hıristiyan resmen vatandaşlıktan çıkarılmış olacaktır. Bu, zaten fiilen ikinci sınıf vatandaş sayılan ve ağır baskılar altında yaşayan İsrailli Arapların daha fazla şiddetle karşı karşıya kalmasına sebep olacaktır. 1967 sınırlarının bile çok küçük bir kısmında resmen Filistin Devleti’nin oluşturulması halinde, İsrailli Arapların doğup büyüdükleri kentlerden bu bölgeye sürgüne gönderilmesinin zemini hazırlanıyor.
Tasarı, bir yanıyla da Doğu Kudüs'te başlayan intifada’nın İsrail Araplarının katılımıyla büyümesinden duyulan korkunun ifadesidir. Kudüs'te başlayan ve bütün Filistin'e yayılan halk direnişleri, üçüncü intifada’nın yakın olduğunu gösteriyor."
'FİLİSTİN'İN TANINMASINI ENGELLEMEK İÇİN...'
Netanyahu hükümetinin bu tasarıyı İsveç, İspanya, Fransa gibi batılı devletlerin Filistin'i tanımasını engellemek için çıkarttığına değinen Gür, Filistin halkının bağımsız devlet hakkının, İsrail vatandaşı Arapların tehcirle tehdit edilerek durdurulmaya çalışıldığına dikkat çekti. "Ancak, Filistin'in bağımsız devlet hakkı artık hiçbir zorbalıkla engellenemez. İsrail, 1950'lerde Güney Afrika'da kurulan ırkçı Apartheid rejimi gibi bir zorbalık rejimiyle bunun önüne geçmeye çalışırsa, tarihin tekerrür etmesi de kaçınılmaz olacaktır" diye devam eden Gür, anadillerin ve inançların reddine, inkârına ve asimilasyona dayanan hiçbir rejimin ayakta kalma şansı olmadığını ifade ederken, İsrail Meclisi’nde görüşülecek bu tasarıyı protesto ettiklerini bildirdi.
Knesset'i tasarıyı reddetmeye çağıran HDP'li Gür, "AKP iktidarının bu ırkçı tasarı karşısındaki sessizliğini de anlamlı buluyoruz" dedi.