HDP'den Açlık Grevi raporu

HDP Merkezi Açlık Grevi Koordinasyonu, raporunu açıklayarak, ölümlerin sorumlusu olarak AKP'yi işaret etti ve derhal tecridin kaldırılması gerektiğini belirtti.

HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, açlık grevlerine ilişkin HDP Amed İl Örgütü binasında basın toplantısı düzenledi. 

'KRİTİK AŞAMA ÇOKTAN AŞILDI!'

Toplantıda konuşan Başaran, "Açlık grevinin etkileri her geçen gün derinleşmektedir. Uzmanların uyardığı kritik aşama çoktan aşıldı" uyarılarında bulundu.

Tutsak Engin Aktaş'ın durumuna dikkat çeken Başaran, "Aktaş, Menemen R Tipinde bugün açlık grevinin 133’üncü gününde. İki kolu yok, tek başına bir hücrede tutuluyor" dedi.

CPT'YE TEPKİ, KAMUOYUNA ÇAĞRI

Cezaevlerinde baskı ve şiddetin üst boyuta ulaştığını söyleyen Başaran, "CPT’nin bu sessizliği kabul edilemez" dedi.

Başaran, "Türkiye’nin içinde bulunduğu çatışma ortamı tecritten bağımsız değildir" derken, açlık grevindekileri daha güçlü sahiplenmeye çağırdı.

AÇLIK GREVİNDEKİLER

Toplantıda, HDP Merkezi Açlık Grevi Koordinasyonu'nun hazırladığı ara rapor açıklandı.

Raporda, açlık grevindekilere ilişkin şu bilgiler verildi:

"Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi talebiyle milletvekilimiz ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in 8 Kasım’da başlattığı açlık grevi 149. gününe; 21 Kasım’da Hewler’de Nasır Yağız’ın başlattığı açlık grevi 137. gününe girdi. Cezaevlerinde ilk grup siyasi tutsakların başlattığı açlık grevi 112. gününe girerken, 17 Aralık’ta aralarında önceki dönem milletvekilimiz Dilek Öcalan’ın da olduğu 14 siyasetçinin Strazburg’da ve İmam Şiş’in Galler’de sürdürdükleri açlık grevi 110. gününde. Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’ın açlık grevi ise 80. güne girmiş bulunuyor.

Toronto’da Yusuf İba ve Almanya’nın Duisburg kentinde bulunan Mele Mustafa Tuzak 81.  gününde, Maxmur Mülteci Kampı’nda İştar Meclisi üyesi Fadile Tok 76. gününde, Den Haag’dan Hasbi Çakıcı 75. gününde, Den Haag’dan Hüseyin Yıldız 73. gününde, Nürnberg’den Şiyar Xelil 68. gününde, Kassel’den Ömer Bağdur ve Cemal Kobanê 66. gününde, Viyana’dan Şivan Ağaoğlu ve Sultan Yiğit 63. gününde açlık grevi eylemine devam ediyor.

16 Aralık 2018’den bu yana 68 cezaevinde çeşitli tarihlerde açlık grevlerine başlayan tutsak sayısı 335 iken, 1 Mart 2019 tarihinden itibaren binlerce siyasi tutsak süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladığını duyurdu. Şu anda Türkiye’nin en az 92 cezaevinde binlerce siyasi tutsak, Sayın Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi için açlık grevi eylemi gerçekleştirmektedir.  

Erzincan T Tipi Cezaevi'nden tahliye olan Sedat Akın, Batman’daki evinde eyleminin 86 gününde. Bakırköy Cezaevi’nden 8 Mart’ta tahliye olan Gurbet Ektiren, Mardin Derik’teki evinden sürdürdüğü açlık grevinin 79. gününde bulunuyor. Tahliye olduktan sonra İstanbul’daki evinde açlık grevine devam eden Kırıklar Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra açlık grevine evinde devam eden Ferdi Karabay eylemlerinin 36. gününde. 

Amed il binamızda milletvekillerimizden Dersim Dağ 3 Mart’tan beri sürdürdüğü açlık grevinin 34. gününde, Tayip Temel ve Murat Sarısaç ise 8 Mart’tan itibaren başladıkları açlık grevi eyleminin 29. günündedir.

Ayrıca İran’da cezaevinde bulunan PJAK’lı 16 tutsak, bulundukları cezaevlerinde dönüşümlü açlık grevlerine başladıklarını duyurmuştur."

FEDAİ EYLEMCİLER

Raporda, fedai eylemcilere ilişkin de şu bilgiler verildi:

"Sayın Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla Mart ayı içerisinde cezaevlerinde Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Zehra Sağlam, Medya Çınar, Yonca Akici ve Siraç Yüksek isimli tutsaklarla birlikte Almanya’da da Uğur Şakar yaşamına son vermiştir.

Uğur Şakar: Almanya’nın Kriefeld şehrinde mahkeme önünde 20 Şubat 2019 tarihinde sabah saat 10.00 sularında Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle düzenlenen protesto gösterileri sırasında Şakar bedenini ateşe vermiştir. Hastaneye kaldırılan Şakar, 22 Mart 2019 tarihinde yaşamını yitirmiştir.

Zülküf Gezen: 30 yaşındaki Gezen, 17 Mart 2019 tarihinde Tekirdağ 2 Nolu Cezaevi’nde, Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son vermiş, cenazesi polis tarafından kaçırılarak gece Diyarbakır’a getirilmiş, cenazeye 1. Derece aile üyeleri dışında kimsenin katılmasına izin verilmeyerek gece zorla gömülmüştür.

Ayten Beçet: Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tecridi protesto etmek amacıyla 23 Mart 2019 tarihinde yaşamına son vermiş, cenazesi ailesine bilgi verilmeden Antep’e gönderilmiş, babası polis tarafından gece yarısı cezaevine götürülerek yalnızca 1. Derece aile bireylerinin katılımı ile Beçet’in cenazesi toprağa verilmiştir.

Zehra Sağlam: Sağlam tutulduğu Oltu Cezaevi’nde 24 Mart 2019 tarihinde tecridi protesto amacıyla yaşamına son vermiş, cenazesi ailesine haber verilmeden kaçırılarak ailesinin ikamet ettiği Varto’ya götürülmüş, dini vecibeleri yerine getirilmeden toprağa verilmiştir. Sağlam’ın köyüne tüm giriş ve çıkışlar 15 gün boyunca yasaklanarak insanların taziye ziyareti yapması dahi engellenmiştir. 

Medya Çınar: Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 25 Mart 2019 tarihinde tecridi protesto amacıyla yaşamına son vermiş, cenazesi kaçırılarak Mardin Kızıltepe’nin köyüne götürülmüş, kolluk güçleri, Çınar ailesi dışında cenazeye birilerinin katılması halinde cenazeyi teslim etmeyip kendilerinin gömeceğini söylemiştir. Çınar, dini vecibeleri yerine getirilmeden toprağa verilmiştir.

Yonca Akici: Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve 1 Mart tarihinden bu yana açlık grevinde olan Akıcı, 29 Mart 2019 tarihinde yaşamına verme eyleminin ardından kaldırıldığı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirmiştir. Akıcı’nın gece saat 03.00 sıralarında Ağrı Tutak’ın Burnubulak köyüne ulaşan cenazesi, ailesi ve yakınları tarafından jandarma ablukasında defnedileceği mezarlığa getirilmiştir. Ancak jandarmalar aile bireylerinden sadece bir kısmının mezarlığa girişine ve defin işlemlerine katılmasına izin vermiştir. 

Siraç Yüksek: Tutulduğu Osmaniye 2 Nolu Kapalı Cezaevi’nde 2 Nisan günü tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son vermiştir. Yüksek’in cenazesi, Mardin’in Nusaybin ilçesinde Moris Mezarlığı’na defnedilmiştir. Polisler, Yüksek’in aile üyeleri dışında kimsenin törene katılmasına izin vermemiştir."

Raporda, eylemcilerin ciddi sağlık sorunları yaşadığına da dikkat çekilerek, eylemci tutsakların da ciddi hak ihlali ve kötü muameleye uğradığı belirtildi.

'HER ÖLÜMÜN SORUMLUSU AKP!'

HDP'nin raporunun sonunda, ölümlerin sorumlusu olarak AKP iktidarı işaret edilerek, şöyle denildi:

"Bir kez daha belirtiyoruz ki yaşanacak her ölümün siyasi sorumlusu kesinlikle kendi yasalarını dahi ayakları altına alan AKP iktidarı olacaktır. Bu sorumluğun başka da bir adresi yoktur. İktidarı, daha geç olmadan tecrit başta olmak üzere bu politikalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. Başta Türkiye halkları olmak üzere tüm dünyada haktan, hukuktan ve insan yaşamından yana olanları da bu insanlık dışı uygulamalara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. "