HDP Ankara Bölge Toplantısı başladı

HDP’nin kongresi öncesinde düzenlediği bölge konferansları devam ediyor.

HDP Genel Merkezi’nde Ankara Bölge Konferansı düzenleniyor. Konferansta konuşan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP’nin herhangi bir organında görev yapacak kişinin etnik kimliğinin tartışılmasının HDP’nin kuruluş felsefesine aykırı söyledi.

HDP, 3. Olağan Büyük Kongresi öncesinde düzenlediği bölge konferansları kapsamında, HDP Genel Merkezi’nde Ankara Bölge Konferansı düzenledi. Ankara ve çevre illerden HDP il örgütlerinin katıldığı konferansta HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım konuştu. Yıldırım, “Radikal demokrasiyi, halkçılığı ve taban örgütlenmesini esas alan siyaset biçimi, kongre süreçlerini bir güne ya da birkaç saate sığdırmaz. Eleştirileri dikkate alır ve sadece isim belirleme değil, yeni dönem politikalarını belirlemek için konferanslar düzenler” diye konuştu.

Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: “11 Şubat’ta bir kongre yapıyor olmasak bile partimize yönelik geliştirilecek bütün itiraz ve eleştirilere açık olduğumuzu, bunlardan beslenen bir gelenekten geldiğimizi, eleştiriden rahatsız olmayacağımızı, bu kongreyi düzenlerken tartışılacak meselinin isimler üzerinden değil de gelecekteki politikayı belirlemeye ve daha güçlü bir toplumsal muhalefetin nasıl yükseltileceğine yoğunlaşırken, bizim açımızdan HDP’nin her hangi bir organına gelecek kişinin etnik kimliğinin ne olacağı tartışmak, bizi bu alana sıkıştırmak istenmesini kabul etmemiz mümkün değildir. (…) HDP’nin herhangi bir oranına gelecek kişinin Kürtlüğünü, Türklüğü tartışmak HDP’nin kuruluş ruhuna aykırıdır. HDP zaten buna karşı kurulmuş bir ruh ve felsefeye sahiptir. Ortadoğu’da son iki, üç yıldır kimliklerinden ötürü insanların boğazlaştığı bir coğrafya olurken, Sayın Öcalan’ın Demokratik Ulus olarak formüle ettiği paradigma sadece Kürt ulusu için değildir. Toplumsal bir yaşam önermesidir. HDP de bunun üzerine kurulmuştur. Her birimizin bulunduğu yerlerde ciddi çaba içine girerek kongreye giren süreçte tartışmaları bu minvalden çıkarmak gerekiyor. HDP’nin herhangi bir organına gelecek arkadaşın etnik kimliğini tartışmak ne HDP de ne de Kürdistan’a bir fayda getirmeyecektir…

Türkiye’de barışçıl politikaları esas alan, bütün hakları eşit gören, darbe anayasasını özlü şekilde değiştirmek isteyen, rant ve iktidar eksenli bir politik hat izlemeyen, cinsiyet eşitliğini ayrılmaz bir paradigma olarak gören, doğa üzerindeki talanı durdurmaya çalışan tek partidir HDP. Bütün bunlar HDP’nin affedilmez günahlarıdır.

Bizimle sandıkta baş edemeyenler, demokratik siyasette baş edemeyenler, en değerlilerimizi, 10 bin üzerinde yoldaşımızı tutuklama gibi ucuz bir yola başvurdular. Biz isterdik ki ahlaki yöntemlerle mücadele içine girsinler. Kürdistan’ın birçok yerini gezen bir arkadaşınız olarak söylüyorum; 1 Kasım sonrası hiçbir yerde karşımıza çıkan bir AKP’li görmedim. Karşımıza asker, polis, kaymakam, vali, hakim ve savcı çıktı bir tane AKP’li çıkmadı. İşte demokratik siyasete baş koymuş olanların siyasi soykırım politikalarına uğramasının temel sebebi budur. Bu darbe yasasının bir 68’inci maddesi bize siyaset yapma hakkı veriyor. Kim ki bunu engellerse anayasal suç işler. Bu hakim olur asker olur, vali olur kaymakam olur. Bizim gayri meşru bir tarafımız olmadığını bizden daha iyi biliyorlar. Ama HDP’nin paradigması onların korkulu rüyası oldu.”