Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Genel Meclis Yürütme Kurulu, AKP iktidarının Batı Kürdistana yönelik müdahale tehditlerine tepki göstererek, Bu açıkça işgal olur, Kürt halkına düşmanlık olur dedi.
Türk hükümetinin müdahale tehditleri ve provokasyon girişimlerine tepki gösteren HDK Genel Meclis Yürütme Kurulu, Suriyenin Kürt illerinde halkın inisiyatifi ele geçirmesi üzerine Başbakan Tayyip Erdoðandan arka arkaya tehditkâr açıklamalar geliyor. Başbakan, Eyvallah demeyiz; müdahale ederiz, tampon bölge dâhil her şeyi düşünmekteyiz diyor. Ardından Suriye sınırında PKK kampları manşetleri atılıyor. Öyle anlaşılıyor ki, AKP iktidarı ve yandaşları Suriyedeki durumu bir provokasyona çevirmeye hevesleniyor diye belirtti.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Peki, Suriyeli Kürtler ne yaptı da, milliyetçi muhafazakâr iktidar çevreleri tahrik oldu? Onlar, çatışmasız bir şekilde kendi yönetimlerini kurmak için adım attılar. Bunu yaparken de Suriye veya Türkiye sınırları ile ilgili herhangi bir saldırgan niyetleri olmadıðını belirttiler. Kendi kendilerini yöneteceklerini, bunu da Suriyenin bütünlüðü içinde ve demokratik özerklik yoluyla yapmak istediklerini ilan ettiler.
"Oraya müdahale ederiz, orayı daðıtırız" diyen Başbakan her zamanki gibi çifte standart kullanıyor. Suriyenin, Irakın veya Gazzenin Sünni Araplarının çilesi söz konusu olduðunda gösterdiði duyarlılıðı, Kürtler söz konusu olduðunda göstermiyor. Hatta Kürt halkının haklarını alması için mücadele etmesine alerji duyuyor.
AKP Hükümeti ve devlet yetkilileri Suriye Kürtleri ile ilgili konuşurken, kendi ülkelerinde milyonlarca Kürdün yaşadıðını akıllarından çıkarıyorlar. Bu tutum Irak, Suriye ve Ýranda akrabaları olan insanlar için son derece incitici ve dışlayıcı bir yaklaşımdır. Bu tutum Türkiyede yaşayan milyonlarca Kürt insanının vicdanına indirilmiş bir darbedir. Açılmış olan bir yeni yaradır.
Suriye Kürdistanına yönelik bir müdahaleye karşıyız. Çünkü bu tutum savaşın derinleşmesi, insanların hayatlarını kaybetmesi anlamına gelecektir. Suriye Kürtlerinin kendi haklarına sahip çıkması ve kendilerini yönetmek istemeleri Türkiye için bir müdahale nedeni olamaz. Böyle bir tutum uluslararası hukuk açısından da kabul edilemez. Bu açıkça işgal olur, Kürt halkına düşmanlık olur.
Başbakana bir kez daha hatırlatıyoruz: Suriye Kürdistanına yönelik saldırgan ifadeleriniz Türkiyede yaşayan milyonlarca insanı yaralıyor. Sorumsuz davranışınız birlikte yaşamayı sabote ediyor. Tehditkâr açıklamalarınız milyonlarca insanın vicdanını sızlatıyor...
Irak Kürtleri nasıl Baðdatın vesayetini kabul etmedilerse, Suriye Kürtleri de Şamın vesayetini kabul etmeyeceklerdir. Demokratik, eşit haklara dayalı ve gönüllü birlik ancak bu ülkelerdeki Kürt toplumunun kendisini yönetmesiyle, kendi özerk yönetimlerine sahip olmasıyla saðlanabilir. Talep edilen de budur zaten.
Suriye Kürtleri düşmanımız deðildir, düşman haline de getirilmemelidir. Üstelik sadece Kürtler deðil, hangi etnik, inançsal-mezhepsel veya kültürel aidiyete sahip olursa olsun, Suriye'de yaşayan tüm halkların, kendi iradeleri ile yönetilmeye hakları vardır ve demokratik bir Suriye ancak böyle şekillenebilir. Suriyenin geleceðini bir başka ülke deðil, ancak orada yaşayan halklar belirleme hakkına sahiptir.