'Havalimanı inşaatına sıkıyönetim getirildi'

İş bırakan 3. Havalimanı işçilerinin gözaltına alınmasından sonra hukuksuzluk artarak devam ediyor. Şantiye adeta sıkıyönetim koşullarında zorla üretime başlatıldı…

Bir süredir sadece adının ne olacağı konusunda gündeme gelen 3. Havalimanı inşaatındaki işçiler, çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle önceki gün iş bıraktı. İş bırakan işçilerin talebi; haksız işten çıkarmalara son verilmesi, geçmişe yönelik maaşların ödenmesi, yatakhane ve yemekhane koşullarının düzeltilmesi üzerineydi. Ancak talepleri kabul edilmeyen çok sayıda işçi, 15 Eylül sabaha karşı, saat 4 sularında gözaltına alındı.

Direnişi ve gözaltıları Cuma gününden bu yana takip eden HDP İstanbul milletvekillerinden Züleyha Gülüm ve Dev Yapı- İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, avukatlara dahi bilgi verilmediğini ifade ederken; şu an inşaat sahasında baskıyla işçilerin yeniden işe zorlandığını ve neredeyse sıkıyönetim ilan edildiğini dile getiriyor.

AVUKATLARA DAHİ BİLGİ VERİLMİYOR

“Burada işçilerin insanca yaşamak ve çalışmak adına talepleri oldu, yasal olarak da zaten hakları olan taleplerdi. İşçiler sorunların çözümümü bekliyordu ama olmadı” diyen HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, hem kaymakamlıkla hem de işverenle görüşmeler yapıldığını ancak hiçbir sonuç alınamadığı dile getiriyor.

Gülüm, işçilerin istediklerinin zaten işverenin talep edilmeksizin yapması gereken şeyler olduğunu vurgularken buna rağmen yoğun bir 'güvenlik' önlemiyle yatakhanelere baskın yapıldığını ve işçilerin gözaltına alındığını anlatıyor: “Şu an sayıyı netleştirememekle birlikte 400-500 civarında işçi var gözaltında. Gözaltılar için karakollara geldik ama ne bizim ne de avukatların girmesine izin verilmediği gibi bilgi de alamıyoruz. Neyle suçlandıklarına dair hiçbir cevap yok. Dolayısıyla tümüyle hukuksuz bir süreç işliyor.” 

'DÜN DE BUGÜN DE İŞÇİLERİN YANINDAYIZ'

İnşaat sahasında ise sıkıyönetim havası var diyen HDP’li Gülüm, şöyle konuşuyor: “Yatakhaneler, koridorlar dâhil olmak üzere her yer askerler ve güvenlik güçleri tarafından kuşatılmış durumda, işçiler üzerinde yoğun bir baskı uygulanıyor. Burada yapılması gereken işçilerin haklı taleplerinin kabul edilmesidir. Burada en insani haklar söz konusu; ama devlet yetkilileri bu uygulamaları işçilerin lehine düzeltmeleri gerekirken tam tersine sermaye ve patronlar lehine bir de işçileri gözaltına alıyor. Bir kez daha sermayeden yana tutum alan bir iktidarla karşı karşıyayız. Zaten ücretler ödenmiyor ve yükümlülükler yerine getirilmiyorsa iş bırakmak da yasal bir haktır. Ama yasa tanımaz bir durum olduğu için işveren tarafından bu noktaya geldi olaylar. Biz işçilerin yanında olmaya devam edeceğiz, dün de buradaydık bugün de buradayız."

'ADETA 12 EYLÜL UYGULAMASI'

Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut yaşanan gece baskınını 12 Eylül uygulamalarına benzeterek şunları aktarıyor: “Gece bir askeri operasyonla 12 Eylül günlerini aratmayan tarzda, yatakhanelerin kapıları kırılarak direnişçi işçi arkadaşlarımız gözaltına alındı. Bunların arasında kardeş sendikamız İnşaat-İş’in yöneticileri de var. Yaklaşık 500 yakın kişi gözaltında.”

İçeride iş bırakacak işçilerin patron ve taşeron baskısıyla işe çıkartıldığını ifade eden Karabulut, şöyle dedi: “Bir sürü tehdide rağmen işçi arkadaşlarımız şunu diyor, ‘Gözaltındaki arkadaşlarımız serbest bırakılmazsa akşam eylemimiz devam edecek, bugün sahaya çıkmış olabiliriz ama direniş göstereceğiz.’ Biz de Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş olarak akşam saat 19’da gözaltılar serbest bırakılsın, işçilerin talepleri kabul edilsin diye Kadıköy’de diğer kitle örgütlerinin de desteğiyle bir açıklama yapacağız.”

Karabulut da HDP Milletvekili Züleyha Gülüm gibi karakollardaki hukuksuzluğu şu şekilde anlatıyor: “Karakollardan bilgi almak için biz de dolaşıyoruz ama şantiyelerdeki hukuksuzluk burada da devam ediyor, milletvekilleri yanaştırılmıyor, avukatlara bilgi verilmiyor. Gözaltılar bile işçi servisleriyle yaptılar, jandarma kendi araçlarını dahi kullanmamış. Patron ve hükümet istiyor kolluk güçleri de yapıyor.”

'BU DİRENİŞTE BİNLERCE YARALI ARKADAŞIMIZIN ÖFKESİ VAR'

Tüm yaşananlara rağmen bu direnişin zorla bitirilemeyeceğini ifade eden Özgür Karabulut, işçilerin yanında olacaklarını söylüyor: “Burada binlerce yaralı arkadaşımızın öfkesi var. Yakılarak katledilen arkadaşımız Mehmet Aytaç’ın öfkesi var. İş cinayetlerinde yaşamını yitiren ve kamuoyundan saklanan ölümler var. Bu öfke kolay kolay dinmez. 29 Ekim’e inşaatın tamamlanması için ciddi bir üretim baskısı yaşanıyordu. Bu üretim baskılarının sonucu da iş kazaları ve iş cinayetleri oluyor. En son 17 kişinin bir servise tıka basa doldurulmasıyla bir kaza atlatıldı burada. 17 kişi yaralandı ve bu, isyanın fitilini ateşleyen son şey oldu. Bize düşen de bu isyan ateşini büyütmek ve arkadaşlarımızın sesine ses olmak.”