Hasta tutsaklara 'çift kelepçe' işkencesi!

Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde uygulamaya konulan çift kelepçe dayatması yüzünden hasta tutsaklar tedavi olamıyor. 

Hak ihlallerinin, işkencelerin ve keyfi uygulamaların tavan yaptığı Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde hasta tutsakların tedavi haklarının çift kelepçe dayatmasıyla engellendiği ortaya çıktı. Mektup gönderen siyasi tutsak Mehmet Yücetepe, birkaç aydır hastaneye gittiklerinde  ikinci kelepçe dayatmasına tabi tutulduklarına dikkat çekti. Takılan kelepçenin dışında, ikinci bir kelepçeyle askere bağlanmalarının istendiğini duyuran Yücetepe, bu insanlık dışı uygulamayı kabul etmedikleri için tedavi edilmediklerine işaret etti. 

DOKTOR ‘YA KELEPÇE YA ÖLÜM’ DİYOR 

En son kan zehirlenmesinden ötürü ölüm riski olan ağır ve ileri derece alerjik hastası Ömer Lütfü Zeren’in bu dayatma nedeniyle tedavi olamadığını belirten Yücetepe, bu keyfi uygulamaya taraf olan Silivri Kampüs Hastanesi doktorunun Zeren’e, “Kelepçeyi kabul etmezsen öleceksin” dediğini aktardı. Yücetepe, “Kelepçe meselesini çözüp, hastayı tedavi etmesi gereken doktor, ‘ya kelepçe ya ölüm’ diyor. Bu nedenle tedavi olamayan başka arkadaşlarımız da var” diye yazdı. Çift kelepçe dayatması dışında, kelepçeli muayene sorununun da devam ettiğini belirten Yücetepe, "Bizi doktora kelepçeli çıkartıyorlar. Jandarma doktor söylerse çıkarırım, diyor. Doktor ise asker ne derse o olur, diyor. Danışıklı dövüş anlayacağınız. Oysa kelepçesiz muayene yasal bir haktır, asker de, doktor da suç işliyor" dedi.

Bu konuda çok sayıda suç duyurusunda bulunduklarını ama sonuç alamadıkları belirten Yücetepe, gelinen noktada, tedavi olamadıkları için  ağır hasta olan  tutsakların hastalıklarının ilerlediğine dikkat çekti. 

‘HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ!’

Yücetepe, ayrıca  sohbet hakkı engeli, kitap-yayın yasakları , havalandırmanın üstünün çift tel kafesle kapatılması, mektup sansürü, kamera ile gözetleme uygulamaları başta olmak üzere  pek çok haklarının  gasp edildiğini  de yazdı. Bu hak gasplarına karşı 1.5 yıldır direnişte olduklarını ve bu nedenle de   kendilerine yıllara varan disiplin cezaları verildiğini aktaran Yücetepe, mektubunu şu satırlarla sonlandırdı: "Ağır bedeller ödeyerek kazandığımız haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kazanımlarımızı ne pahasına olursa olsun korumak boynumuzun borcu."