‘Hasta tutsaklar için bir an önce harekete geçilmeli’

‘Hasta tutsaklar için bir an önce harekete geçilmeli’

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, hasta tutsak ve mahkumların durumuna ilişkin mecliste bir basın açıklaması düzenledi. Devletin ihmali ve hükümetin duyarsızlığından ötürü bir mahkumun daha yaşamını yitirdiğini belirten Baluken, “Yüzde elli felçli, yüksek tansiyon hastası Gurgin Kurt ailesinin tüm başvurularına rağmen kendi ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamaz bir şekilde bırakılmaya devam edilmiş ve neticede geçirdiği beyin kanaması nedeniyle vefat etmiştir” dedi.

Uzun zamandır her fırsatta hasta tutsakların durumuna, cezaevlerinde devam eden işkence ve kötü muamelelere işaret etmeye, sorumluları bu konuda önlemler almaya davet ettiklerini de vurgulayan Baluken, “Sadece biz değil, duyarlı insan hakları savunucuları, demokrat kuruluşlar cezaevindeki ihmallerin ve ağır hasta mahkûmların sorunları hakkında sürekli bir mücadele geliştirmektedirler. Ancak ne yazık ki, bugün karşımızdaki tablo eskisinden daha vahim durumdadır. Hasta tutsakların durumu eskisinden daha vahim, sayıları daha fazla, cezaevindeki kötü muamele şikâyetleri ise almış başını gitmektedir. Şu anda Van F Tipi Cezaevi’nde bu kötü muamelelere karşı direniş gösteren 12 siyasi mahkûm 12 Mayıs’tan bu yana yani on bir gündür açlık grevi eylemindedir. Ayrıca belirtmek isteriz ki; pek çok cezaevinde de kötü muamele ve baskılardan ötürü mahkûmların açlık grevine girme ihtimali bulunmaktadır” diye devam etti.

Son zamanlarda hasta mahkumların yaşamını yitirdiği haberlerinin arttığına da dikkat çeken Baluken şunları vurguladı: ”Öncelikle Şehabettin Yüceel’in Adli Tıp Kurumunun ötekileştirici, düşman yaklaşımı sonrası yaşamını yitirmesi, sonra İrfan Eskibağ’ın cezaevinde yaşamını yitirmesi ve son olarak ise dün itibariyle Gurgin Kurt’ın yaşamını yitirmesi, hasta mahkûmların salıverilmesi konusunda bir dakika bile kaybedilmemesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. A. Samet Çelik, Taylan Çintay, Hasan Alkış adlı mahkûmlar başta olmak üzere yüzlerce mahkûmun ölüm haberini her an alabilecek raddedeyiz. 420 hasta mahkûmdan biri olan Şakran Cezevi’nde bulunan 33 yaşındaki Sevcan Atak ise doktorların tedavisi devam etmezse iki gözünü kaybedeceğini, rahim kanserinin gelişeceğini belirtmelerine rağmen tahliye edilmemektedir. Hasta mahkûmlara yönelik uygulamalar ve tahliye edilmelerine karşı duyarsızlık bir AKP politikasına dönüşmüş, fiili ölüm cezası uygulamaya konmuştur.

Türkiye’deki cezaevleri sorunu, hak ihlalleri ve hasta tutsaklar karşısında başta basın kuruluşları ve mensupları, siyasiler, sivil toplum kuruluşları olmak üzere tüm kesimlerin elini taşın altına koyması ve sorumluluk alması gerekmektedir. Bu sorumluluk, siyasi mülahazalardan öte insani yaklaşımın gerekliliğidir. Unutulmamalıdır ki, 130’u ağır olmak üzere 420’ye yakın hasta insanın kötü cezaevi koşullarında tutularak gözümüzün önünde ölüme sevk edilmektedir. Siyasi görüşleri, dilleri, kimlikleri ne olursa olsun hasta olmasına rağmen hapishanelerde tutulan bu insanların yerinde hepimiz olabilirdik. Hasta mahkûmların derhal serbest bırakılması ve tedavi görebilmelerinin sağlanması her şeyden önce bir ahlaki ve insani sorumluluğu bizlerin karşısına koymaktadır. Çünkü yaşam hakkı en kutsal insan hakkıdır.”

Cezaevlerinden her gün bir tabutun çıkmasının tahammül sınırlarını geçersiz kıldığını da vurgulayan Baluken, “Herkesi hükümetin, savcıların veya Adli Tıp Kurumu’nun hasta mahkûmları kaderine terk etmeye yönelik yaklaşımına karşı durmaya çağırıyoruz. Hasta tutsakların iyi bir tedavi alması ve ailelerinin yanında yaşamalarının sağlanmaları için gerekli tüm çabayı göstermeye devam edeceğimizi değerli kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.