Habib: İşgale karşı demokratik çözüm projesini güçlendirelim
Demokratik Suriye Meclisi Yönetimi üyelerinden Habib, Türkiye’nin Cerablus ile sınırlı kalmak istemediğini söyleyerek, Türkiye'nin ilerlemesinin iç savaşı büyüteceğini belirtti.
Demokratik Suriye Meclisi Yönetimi üyelerinden Habib, Türkiye’nin Cerablus ile sınırlı kalmak istemediğini söyleyerek, Türkiye'nin ilerlemesinin iç savaşı büyüteceğini belirtti.
Habib, Suriyeli Arap halkına da "Bugün Suriye halkları olarak Kürtler öncülüğünde bir demokratik çözüm projesine sahibiz. Bu projeyi sahiplenmeli, güçlendirmeliyiz" çağrısında bulundu.
Demokratik Suriye Meclisi Yönetimi üyelerinden Hikmet Habib, Türkiye’nin Cerablus işgalini ve Suriye’de ilerlemek istemesi durumunda olası gelişmeleri değerlendirdi.
‘DAİŞ BUGÜN ÖSÖ ADIYLA CERABLUS’TA'
Türk devletinin her zaman Rojava ve Suriye topraklarını savunan QSD ve ona yardımcı olan güçlere saldırdığına dikkati çeken Habib, "Türkiye DAİŞ sayesinde Suriye’de var olabileceğini düşünüyordu. Ama DAİŞ’in kırılmasından sonra hırsla Cerablus’a girdi" dedi.
Habib, Türkiye’nin Cerablus’a girmesinin amacının DAİŞ’e karşı mücadele olmadığını ifade ederek şunları söyledi: “DAİŞ üyelerinin bir kısmı Rai şehrine çekildi. Orada sakallarını keserek yine Cerablus’a döndüler ve bu defa kendilerini Özgür Ordu gibi gösteriyorlar. Yani şu anda Cerablus’ta Türkiye’yle birlikte hareket eden çeteler aslında DAİŞ’tir.”
‘ÇIKARLARI İÇİN İŞGALİ ONAYLADILAR’
Türkiye'nin Cerablus’a girmeden önce birçok ülkeyle görüştüğünü ve bu görüşmeler sonucunda rejim, Rusya ve İran’la bir yakınlaşma yaşadığını ifade eden Habib, “MİT ve rejim istihbaratı arasında görüşmeler oldu. Türkiye’nin Cerablus'a girdiği ilk günlerde uluslararası alanda ciddi bir sessizlik vardı" ekledi.
Habib, Amerika’nın Türkiye’den ve Suriye savaşının uzamasından çıkarı olduğu için Cerablus işgalini onayladığını kaydederek, şöyle devam etti: "Ama son günlerde Türkiye’nin Cerablus’ta DAİŞ’e karşı değil de YPG’ye karşı savaşmasına karşı verdiği tepki ve çağrılarının nedeni Suriye halklarının Türkiye’nin Cerablus işgalini kabul etmemesidir. Suriye halkları Türkiye’nin Cerablus’u işgal etmesini kabul etmiyor ve artık özgürlüğünü istiyor.”
‘SURİYE’Yİ BİR FUTBOL SAHASI GİBİ GÖRÜYORLAR!'
Habib, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Suriye dışındaki bütün güçler Suriye’yi bir futbol sahası gibi ele alıyor. Herkes takımını oluşturuyor ve savaşa çıkıyor. DAİŞ de Türkiye’nin takımlarından biriydi. Ama yenildi.”
Merkeziyetçi ve diktatoryal Türk devleti DAİŞ’in yenilgisi ardından demokratik bir Suriye’nin kurulmasını hazmedemediği için saldırıya geçti. Türkiye Suriye’de de federal demokratik bir sistemin oluşmasını istemiyor. Böyle bir komşusunun olmasını hazmedemiyor. Bu sistemin Kuzey'i de etkileyeceğinden korkuyor. Zaten Kuzey Kürdistan’daki Kürtlere saldırıları da bunun örneğidir, diktatörlükte ısrarlı. Kendisi demokratik bir devlet olmadığı için komşusunun da demokratik bir devlet olmasını istemiyor.
‘TÜRKİYE KÜRTLERİ BİRBİRİYLE ÇATIŞTIRMAK İSTİYOR’
Türk devletinin Suriye’de Kürtleri çatıştırmayı planladığından kaygılıyım. Mesut Barzani’nin Türkiye’ye gittiği gün John Biden de oradaydı. Benim kaygım, Kürtler arasında bir savaş çıkarmaya dönük bir projenin olmasıdır. Ben Suriye’de yaşayan Arap halkınınn bir ferdi olarak bundan endişe duyuyorum. Çünkü biz Suriye halkları olarak Kürtler öncülüğünde Suriye’deki krize demokratik bir çözüm geliştirebilecek tek proje olan Demokratik Federalizm projesini yaşamsallaştırmaya çalışıyoruz..
Türkiye’nin Kürdü Kürtle çatıştırma projesinin başarıya ulaşmaması için yoğun çaba sarf edeceğiz. Ama bu çabamız onlardan korkmamızdan dolayı değildir. Bizim bir projemiz var ve halklarımız bu projeyi destekliyor. Suriye’nin geleceği bu projenin başarısındadır. Ama bu Kürtleri Kürtlere savaştırma projesi de tıpkı Suriye halklarını birbirleriyle çatıştırma projesi gibi Suriye’yi yıkımına götürür.”
‘TÜRKİYE SURİYE TOPRAKLARINDA İLERLEMEK İSTİYOR’
Amerika’nın çağrısıyla Türk devleti ve Cerablus Askeri Meclisi arasında şu an bir çatışmasızlık durumu oldu fakat Türkiye sadece Cerablus’a girmekle sınırlı kalmak istemiyor. İlerlemek hatta belki Rakka’ya kadar gitmek istiyor. Ama bunu başaramayacak. Çünkü halkımız kendi kendini yönetmek istiyor ve Türkiye’nin bu işgal planına direnecek ve onu engelleyecek. Biz de Türkiye’nin bu işgal planı karşısında duracağız ve uluslararası alanda da sürekli ona karşı mücadelemizi geliştireceğiz."
Habib, Türkiye’nin Suriye içinde ilerlemeye çalışması durumunda büyük bir iç savaş gelişebileceğine ve bu durumun Suriye’yi parçalayacağına dikkati çekerek, "Bu durum olasılık dışı değil. Çünkü Türkiye’nin bir diğer amacı da Suriye’deki iç savaşı da derinleştirmek. Biterse de yeniden başlatmak. Biz Suriye halkları olarak Türkiye’nin gerçeğini tanıyoruz. Cerablus’la pratik işgal faaaliyetine girişti ama ondan öncesinde de Suriye halkları olarak Türkiye’nin işgalci bir devlet olduğunu biliyorduk. Türkiye’nin planlarının başarıya ulaşmaması için çalışacağız" diye kaydetti.
‘BU ATEŞ EN FAZLA TÜRKİYE’Yİ YAKAR’
Türkiye’nin bu aşamada Suriye’deki savaşı derinleştirmesinin en fazla kendisine zarar vereceğini ifade eden Habib, şunları dile getirdi:
"Suriye’de gürleştireceği ateş en fazla kendisini yakacaktır. Ateş Türkiye içine de düşecektir. Aynı Amerika nasıl Sovyetler Birliği'ni zayıflatmak için Taliban’ı yarattı ve Taliban güçlenip sonra Amerika’ya saldırdıysa Türkiye için de aynı şey olacak.
Türkiye DAİŞ’i ve Suriye’deki birçok terörist gurubu yarattı ama bu gruplar Türkiye’ye de saldıracak. Ben Avrupa ve Rusya’nın Türkiye’deki mevcut rejimi yıkmak gibi bir planlarının olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa’nın radikal İslamcıları destekleyen ve buna göre giden tek ülkesi Türkiye.
‘BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRMELİYİZ’
Bugün Kürtleri, Arapları, Süryanileri ve Asurileriyle herkes demokratik federal sistem projesi etrafında Suriye yurtseverleri oldu."
Demokratik Suriye Meclisi Yönetimi üyelerinden Hikmet Habib, Suriyeli Arap halkına dönük şu çağrısıyla değerlendirmesini noktaladı:
"O kadar yıl ‘tek millet tek tek devlet’ söyleminden hiçbir fayda görmedik. Bugün Suriye halkları olarak Kürtler öncülüğünde bir demokratik çözüm projesine sahibiz. Bu proje demokratik ulus projesidir. Bu proje başaracaktır. Çünkü şovenizme ve egemenliğe dayanmıyor.
Bugün Kürtler sadece bir etnik yapıya dayalı bir proje üretmediler. Bu proje tüm Suriye halkları için üretildi. Kürt derken de Demokratik Özerk Yönetim ve Demokratik Federal Sistem bünyesinde yaşayan Kürtleri kastediyorum. Çünkü Kürtler içinde de halen KDP gibi şovenistlik yapanlar var. Biz de başta Araplar olmak üzere bu projeyi sahiplenip ülkemizi parçalamayı hedefleyen her türlü saldırıya karşı birliğimizi ve demokratik ortak yaşamımızı daha fazla güçlendirmeliyiz.”