Güney Rojava sınır kapısını açık tutmalı
Güney Rojava sınır kapısını açık tutmalı
Güney Rojava sınır kapısını açık tutmalı
Bileşenleri arasında DTK ve BDP’nin de bulunduğu Suriye Kürdistan’ı ile Dayanışma Platformu Güney Kürdistan hükümetine çağrıda bulunarak Rojava ile sınır kapısını açık tutmasını istedi. Platform aksi halde Kürt halkının birlik ve dayanışma duygusunun zedeleneceğini duyurdu.
Güney Kürdistan hükümetinin Rojava’yla sınır kapısını kapatmasına bir tepki de Suriye Kürdistan’ı ile Dayanışma Platformundan geldi. Demokratik Toplum Kongresi, Barış ve Demokrasi Partisi, KADEP, ÖSP, DDKD, Dicle-Fırat Diyalog Grubu ve Azadi İnisiyatifi tarafından oluşturulan platform Rojava Kürdistan’ı ile Güney Kürdistan arasındaki sınırın kapatılmamasını istedi.
CENEVRE SÜRECİNİ DESTEKLİYORUZ
Platform açıklamasında Rojava halkının ve onları temsil eden siyasi iradenin Suriye’deki iç savaşa taraf olmama siyasetinin yerinde olduğu belirtilerek “Suriye’deki soruna taraf olan uluslararası güçlerin uzlaşmaması nedeniyle iç savaş ve tahribat devam etmektedir. Suriye ve Rojava halkının kendi kendini yönetme isteği olarak belirgin hale gelen soruna diyalog yoluyla siyasi bir çözüm bulunması gerekir. Şiddet ve savaş seçeneği Suriye ve Kürdistan halkının yararına değildir” denildi.
Platform olarak Cenevre’de yapılması düşünülen diyalog sürecini desteklediklerinin ifade edildiği açıklamada Rojava’da Kürdistan’ı temsilen Desteya Bilind’ın sürece mutlaka dahil edilmesi gerektiği ifade edildi. Açıklamada devamla şöyle denildi: “Suriye Kürdistan’ı halkı ve siyasi temsilcileri, Rojava için siyasi statü içeren bir çözüm olmadan verilecek bir kararı asla kabul etmediklerini defalarca belirtmişlerdir. Kürdistan’ın Kuzeyindeki halk ve siyasi oluşumlar da Rojava halkının bu taleplerini desteklemektedir. Uluslararası güçler, Türkiye ve diğer bölge ülkeleri de Rojava halkının bu tabii ve meşru taleplerini nazara alarak Suriye için bir çözüm bulmalıdır. Rojava halkının rızası hilafına alınacak kararların halkımızı bağlamayacağı aşikârdır.
Bu nedenle Cenevre ve benzeri platformlarda Suriye muhalefetinin yanı sıra Rojava halkını temsilen “Desteya Bilind”ın muhatap alınması bir gerekliliktir. Rojava halkının kendi kendini yönetme ve kendini temsil etme yönünde bir irade beyanı vardır ve iradenin uluslar arası camia tarafından da görülmesi hukukun gereğidir.
Suriye muhalefetinin mevcut parçalı haliyle Suriye Kürdistan’ı (Rojava) halkını ve Suriye Kürtlerini rızaları hilafına temsil etmesi mümkün değildir.
Keza, Rojava’daki (Suriye Kürdistan’ı) tüm siyasi grupları dayanışma ve daha yakın işbirliğine, halkımızın da tek meşru muhatap olarak kabul ettiği “Kürd Yüksek Konseyi”ni (Desteya Bilind) daha da güçlendirmelerini, uluslar arası camiada tek siyasi muhatap olarak kabulü ile aralarındaki ihtilafları diyalog ve kardeşlik hukuku çerçevesinde çözüme kavuşturmalarını talep ediyoruz.”
GÜNEY KÜRDİSTAN SINIR KAPISINI AÇIK TUTMALI
Güney Kürdistan hükümetine Rojava ile sınır kapısını açık tutması çağrısının yapıldığı açıklamada şunlar belirtildi: “Keza, Federe Kürdistan Hükümeti ile Kürdistan’ın Kuzeyindeki siyasi oluşumların da Rojava’daki sorunlara karşı yapıcı bir dil ve fiiliyatla yaklaşmasını,Rojava’ya yardımların devam edebilmesi için sınır kapılarının açık tutulmasını talep ediyoruz. Siyasi anlaşmazlıklar sebebiyle Rojava halkının cezalandırılmamasını, bunun halkımızın birlik ve dayanışma duygusunu zedeleyeceğini de belirtmek istiyoruz.
Türkiye devleti ve hükümetinden de talebimiz; Suriye halkı nezdinde meşruiyeti olmayan grupların desteklenmemesi, meşru Suriye Muhalefeti ile Suriye Kürdistan’ı halkını temsilen “Kürt Yüksek Konseyi”nin muhatap alınmasını, Suriye Kürdistan’ına daha fazla insani yardım yapılmasını, Suriye’nin değişik yerlerinden Rojava’ya sığınmış olan muhacirlere daha fazla yardım yapılmasını için çağrıda bulunuyoruz.
Türkiye’deki “Barış Süreci”nin Suriye Kürdistan’ındaki soruna olumlu katkısının olacağını düşünüyor ve Suriye Kürtlerinin parçalı Suriye Muhalefetinin insafına terk edilmemesini, bizzat Türkiye tarafından tabi-insani ve siyasi haklarına kavuşmaları için siyasi ve diplomatik olarak desteklenmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Suriye Kürdistan’ı, Federe Kürdistan ve Türkiye Kürdistan’ının kaderi bir birinden bağımsız olarak düşünülemez. Federe Kürdistan ile iyi ilişkilere sahip bir Türkiye’nin, aynı duyarlılığı Türkiye Kürtleri ile Suriye Kürtlerine de göstermesi gerektiği hususu izaha muhtaç değildir. İddia edildiğinin aksine, böylesi bir duyarlılık bölge ülkeleri ve Suriye halkının aleyhine değil, lehine sonuç verecektir. Bugün göreceli olarak Suriye’deki en istikrarlı yer Rojava’dır. Haliyle buradaki istikrarın korunması, Suriye’deki sorunun çözümüne olumlu katkı yapacaktır.
Türkiye ve Kürdistan halkının menfaati, Suriye’deki savaşın Suriye içinde ve dışında yayılması değil, savaşın sona ermesindedir. Suriye, Kürdistan ve dünya kamuoyuna barış çağrımızı yineliyoruz.”