Sahneledikleri oyunlarla devleti sert bir dille eleştiren Tiyatroj, sahnelediði “En büyük Türkiye” adlı oyunla katledilen çocukları anlatıyor. Pozantı Cezaevi’nde yaşanan vahşeti de sokaklara taşıyacaklarını belirten Tiyatroj ekibinden Aziz, “Biz geçmişte Pozantı’da bir çocuk oyunu oynamıştık. O gardiyanların çocuklarına çocuk oyunu oynayıp onları güldürmüş, eðlendirmiştik. Ama o çocukların babaları bizim çocuklarımıza tecavüz etti” dedi.
Sokak gösterileri olarak oyun sergileyen Tiyatroj ekibi, sahneledikleri oyunlarla Türkiye’de yaşanan sorunlara dikkat çekiyor. Ýşçi, kadın ve katliamlar gibi birçok konuya dikkat çekenTiyatroj, şimdilerde ise sahnelediði “En büyük Türkiye” adlı 20 dakikalık oyun ile Kürdistan’da devam eden savaşa ve 12 yaşındaki küçük bedenine 13 kurşun isabet ettirilerek katledilen Uður Kaymaz, havan mermisi ile katledilen 14 yaşındaki Ceylan Önkol, Roboskî’de TSK’ya ait F-16 uçakları ile yapılan bombalama sonucu katledilen 19 çocuk başta olmak üzere katledilen Kürt çocuklarını anlatıyor.
Sahneledikleri oyunlarla devleti sert bir dille eleştiren Tiyatroj, halkın ise yandaş medyanın anlatımlarından sıyrılarak bakışlarını Kürdistan’daki savaşa ve katledilen çocuklara çevirmeyi amaçlıyor.
Tiyatroj ekibinden Eren Aziz ANF’ye yaptıðı deðerlendirmede, sokak tiyatrosu yaptıkları ve özellikle “En büyük Türkiye” ya da “Pozantı” gibi gerçeklere ayna tutan oyunları sokakta sergilemeyi tercih ettiklerini belirtti.
Bu oyunların davetiye ile izlenecek oyunlar olmadıðına dikkat çeken Aziz, “Çünkü Kürdistan’da öldürülen çocukların, o taş atan çocukların sınıfsal mücadelesini anlatan bir oyun. Bunu sokakta sergilememizin amacı ise, bunu hiç bilmeyen ya da bunlara kapalı olan sadece medyadan gördüðü kadar takip etmeye çalışan ve her şeyi unutan insanların, o algılarını biraz deðiştirmek. Bakış açısını o savaşa biraz yöneltmek çünkü bu ülkede gerçekten bir savaş var. Bu ülkede çocuklar ölüyor. Ýlk söylemimiz tabi ki kadınlar ve çocuklar üzerinden. Çünkü erkeklere bir ….. olmuyor. Bu savaşta, en çok kadınlar ve çocuklar zarar görüyor” diyerek oyunun amacını açıkladı.
Tiyatroj ekibi olarak Türkiye’nin birçok yerinde oyunlar sahnelediklerini ifade eden Aziz, sokak tiyatrosunun da önemine dikkat çekti. “Ýnsanlar bir yere yetişirken ya da sokaktan geçerken durup izliyorlar. Sonrasında birçok insan sorgulayabiliyor, izledikleri bir haberi farklı düşünmeye başlıyorlar. Biz sadece tiyatro yapmıyoruz, insanlara soruyoruz da, konuşuyoruz da ve oyunlarımızın siyasi bir duruşu var. Çünkü biz şunu benimsiyoruz; tiyatro ya da sanat siyasi, politik bir amaç taşımıyorsa sanat deðil, öylesine yapılmış bir şeydir. Süstür. Bu nedenle biz oyunlarımızda sürekli siyasi bir şeyler katıyoruz. Kürdistan’daki savaşı, oradaki çocukları, oradaki sınıf mücadelesinin saçma sapan televizyon haberlerinden ibaret olmadıðını anlatmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
‘ÇOCUKLARINI EÐLENDÝRDÝÐÝMÝZ GARDÝYANLAR BÝZÝM ÇOCUKLARIMIZA TECAVÜZ ETTÝ’
Pozantı Cezaevi’nde tecavüze uðrayan çocukları konu alan “Pozantı” adlı bir oyunlarının olduðunu dile getiren Aziz, Pozantı’da ilişkin bir anısını ise şu şekilde özetliyor: “Biz geçmişte Pozantı’da bir çocuk oyunu oynamıştık. O gardiyanların çocuklarına çocuk oyunu oynayıp onları güldürmüş, eðlendirmiştik. Ama o çocukların babaları bizim çocuklarımıza tecavüz etti.”
Oyunlarını özellikle batıda sahnelediklerini belirten Aziz, bölgedeki çocukların zaten tüm bunları bire bir yaşadıklarını ifade ederek, “O çocuklar zaten yeterince acı çekmiş, çekiyor. Oraya sadece onları eðlendirmek için gidiyoruz. Oraya, canlı heykeller, kuklalar gibi renkli şeyler götürüyoruz” dedi.