Güldiken: Bir mahpusa bile virüs bulaşırsa suçlu devlettir

SES Amed Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, hapishanelerde virüs riski altındaki tutsaklara dikkat çekerek, "Virüsün onlara bulaşması demek, devletin suç işlediği anlamına gelir. Bir mahpusa virüsün bulaşmasını engellemek devletin en temel görevdir" dedi.

Çin'in Wuhan kentinden dünyaya yayılan koronavirüs (Covid-19) salgınından dolayı yaşamını yitirenlerin sayısı giderek artarken, Kürdistan ve Türkiye'de de vakalar hızla ilerliyor.

Türkiye'deki vakaların açıklandığı ilk günden beri sağlık ve hukuk örgütleri, hapishanelerdeki tutsakların derhal tahliye edilmelerini talep eden açıklamalar yapıyorlar. Özellikle yaşlı ve hasta tutsakların koşulsuz olarak tahliyelerinin gerçekleşmesi noktası da baskıcı olan sağlık örgütleri, bu konuda ilgili bakanlıkların ve devlet kurumlarının bir an önce harekete geçmelerini istiyorlar.

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, konuya ilişkin ANF'ye konuştu.

TÜRKİYE'DEKİ SAĞLIK SİSTEMİ BAŞVURULARI KALDIRABİLİR Mİ?

Güldiken, genel olarak toplumun söz konusu virüsü paniğe kapılmadan ama ciddiye alması gerektiğini belirterek, virüsün bulaşma etkilerine karşı alınacak olan önlemlere dair de uyarılar yaptı.

Virüsün bulaşmasının uzun süreye yayılması noktasında da yöntemlerin gelişmesi gerektiğine vurgu yapan Güldiken, aksi durumda sağlık sisteminin çökeceğini kaydetti.

Almanya'da bir hafta içerisinde bir milyon kişinin hastanelere başvuracağı öngörüsünün Türkiye'de yaşanması durumunda çok ciddi sorunların ortaya çıkacağını ifade eden Güldiken, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Almanya'da öngörülen tablo ortaya çıkarsa sağlık sisteminin nasıl çöktüğünü görürüz. Çünkü bir milyon başvurunun bir haftada hastanelere akın etmesi ile bunun 10 aya veya bir yıla yayılması arasında çok ciddi bir fark var. Bir anda bu kadar sayıyı kaldıramayan sağlık sisteminin çöküşü kaçınılmaz olur. Onun için de virüsün yayılma hızını düşürmek lazım. Zaten Türkiye'deki sağlık sistemini dünyanın en iyi sistemleri arasına alamayacağımıza göre, bu konuda tüm uyarılara uymalı ve aşamalı olarak hareket etmeliyiz."

'TUTSAKLAR DERHAL TAHLİYE EDİLMELİLER'

Hapishanelerdeki uzun süreli kalan tutsak ve mahpusların bağışıklık sistemlerin doğallığında zayıfladığına dikkat çeken Güldiken, "Dolayısıyla hangi suçtan olursa olsun cezaevlerinde kalanların en hassas şekilde korunmaları gerekiyor. Her ne kadar kanunen cezalandırılmış olsalar da, sağlık haklarından yararlanmak durumundalar. Virüsün onlara bulaşması demek, bir devletin suç işlediği anlamına gelir. Bir mahpusa virüsün bulaşmasını engellemek bir devletin en temel görevidir. O yüzden de öncelikli olarak hasta, kronik rahatsızlığı ve 60 yaş üstü olan tutsakların amasız, fakatsız ve mazeretsiz olarak tahliye edilmeleri gerekiyor. Yine çocuklarıyla birlikte cezaevinde kalan kadınlar öncelikli sıraya alınmaları gerekir. Şartlı tahliye, elektronik kelepçe ve benzeri yöntemler tartışılabilir ama bu mahpusların bir şekilde tahliyeleri derhal gerçekleşmeli. Bu ülke bir gecede onlarca kanun hükmünde kararname çıkarabilmiş 'beceriye' sahip iken, bu konuyu hemen gündemine alabilir" diye konuştu.

TUTSAKLARI KORUMANIN YOLLARI

Amed'de sağlık, hukuk örgütleri ve tutsak ailelerinin içinde olduğu bir platformun kurulduğunu söyleyen Güldiken, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Bu platformu biz kısmen bir kriz masasına dönüştürdük. Bu masada hızlıca verileri almaya çalışıyoruz. Hangi hastanede kaç vakanın olduğunu ve vakaların durumlarını takip etmeye çalışıyoruz. Yine hasta tutsakların da verilerini topluyoruz. Çünkü cezaevleri ile ilgili kaybedecek bir saniyemiz bile yok. Yine bu masada netleştirdiğimiz bir diğer husus ise, avukat arkadaşlarımız acil olmadıkça müvekkilleri ile görüşler yapmayacaklar. Yapılsa bile kapalı görüş olacak. Yine bu konuda alınması gereken önlemler ile ilgili hem bakanlıklardan gelen genelgeler hem de cumhurbaşkanı kararnamelerinin cezaevi idareleri tarafından dikkate alınarak, uygulanmasını umuyoruz."