Gerilla günlüklerinde 15 Şubat
15 Şubat komplosu, Botan gerillalarının günlüklerinde: “Önderliğimiz özgür olana kadar mücadelemizi yükselteceğiz. Komplocu güçleri kendi komplolarında boğacağız.”
15 Şubat komplosu, Botan gerillalarının günlüklerinde: “Önderliğimiz özgür olana kadar mücadelemizi yükselteceğiz. Komplocu güçleri kendi komplolarında boğacağız.”
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleşen 15 Şubat uluslararası komplosunun üzerinden 18 yıl geçti. Geçen 18 yıl içerisinde Öcalan, en ağır tecrit koşullarında Kürt sorunun barışçıl yöntemlerle çözme arayışına girdi. Öcalan’ın tüm bu barışçıl yöntemlerine karşı başta Türk devleti olmak üzere emperyalist güçler, Kürt halkına ve Kürt Özgürlük Hareketine yönelik imha saldırıları düzenledi. Bütün saldırılara karşı Öcalan’ın, Kürt halkının ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin büyük bir direniş ile cevap verdiğini belirten Botan gerillaları, yazdıkları günlüklerde Öcalan ve Kürt halkı özgürleşene kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtiyorlar.
Gerillaların 15 Şubat komplosuna ilişkin duygu ve düşüncelerini kaleme aldıkları günlüklerden bazı kesitleri derledik.
‘KUTSAL GÜNEŞİMİZ REBÊR APO’YA’
Asmin Roni: Geride bıraktığımız ateşten bir yıl! Yanı başımızda çekip giden yoldaşlarımızın, dağlara yeni adım atan umut dolu yoldaşlarımızın, hepimizin, hepimizin yüreği sizinle attı.
Bir yılı daha geride bırakıp, soğuk bir kışa kapı araladık. Yerin metrelerce altındayız. Mağara değil, bir yer altı kenti adeta! Katolar! Heybetli, yüce Katolar! “Karanlık Dağlar”dır, düşmanımız buranın derinliğine dalamaz, aydınlıktır bize Katolar. Dağlarımızın kucağında verdiğimiz bu savaşı, soluk soluğa şimdi bu yer altı şehrinde, nice yoldaşımızın anısı eşliğinde felsefenizle daha da güçlü vermeye çalışıyoruz.
Yine sözcüklerinizi okuyoruz. Yanı başımızda, gözlerinizde derin bir anlam ışıltısıyla bu cümleler sizin dudaklarınızdan dökülüyor sanki. Yerin metrelerce altında fikrinizle, ışığınızla aydınlanıyoruz. Yüreklerimizi, beyinlerimizi felsefenizde yıkıyoruz.
Başkanım! Dünyanın adeta sağırlaştığı, körleştiği ve iliklerinize kadar korktuğu fikrinizle; şimdi yetersiz yoldaşlığımızı, eksik verdiğimiz savaşımımızı sorguluyor, bir bahara daha hazırlanıyoruz. Her zaman yoldaşı olduğunuz biz kadınlar şimdi intikam ve öfke duygularıyla başlıyoruz her güne.
Baharı ve sizi düşünüyoruz. Belki Amed’de belki Cudi’de… Halkla birlikte, sizi ait olduğunuz topraklarda, ülkenizde düşlüyoruz. Bunun için çetin bir savaşa, yeni bir bahara, yeni bir yıla hazırlanıyoruz. Bu bahar namlularımız susmayacak, zaferi avuçlayıncaya kadar!
‘BOTAN’DA İLK 15 ŞUBAT GÜNÜ’
Gulan Çekdar: Kendisine insanım diyen herkes ve onuruyla yaşamayı esas almış her Kürt, nefes alıp verdiği sürece bu lanetli günü unutmamalıdır. Toplum tarihimizde 15 Şubat 1925’te başlayan Şeyh Sait isyanının vahşi yöntemlerle ezilmesiyle imha ve inkârın her geçen gün derinleşmiş, son olarak 15 Şubat 1999 uluslararası tezgâhlanan komployla en büyük felaket düzeyine tırmandırılmıştır. Önderlik esaret altına alınmıştır. Onun şahsında özgür ruh, özgür irade, özgür düşünce, özgür yaşam esaret altına alınmıştır.
Arada yıllar geçse de bu uğursuz ve kara günü aynı ruh ve yürek burukluğuyla karşılıyor ve yaşıyoruz. Zaman ve mekânlar değişse de yaşanan duygu ve düşünceler hep aynıdır. Aynı olanın değişmesi için Önderliği aramızda görmemiz gerekmektedir. Bunun yolu güçlü bir mücadeleden geçer. Yetmez yoldaşlığımızın vebalini ancak böyle ödeyebiliriz.
Geçen yıl bu zamanlar Cilo’nun eşsiz ve geçit vermeyen dağlarının eteklerindeydik. Tıpkı bu yılda olduğu gibi Cilo’da da bir grup kadın arkadaşla bir aradaydık. Bu yıl Botan’da Katolarda, Türkçe adıyla “Testere Dağları”, olmak bile heyecan vericidir. Çekdarlardan, Şeriflerin, Aramların ve Jindaların kanlarıyla suladığı topraklarda yaşamak ve savaşmak benim için paha biçilmez bir değeri ifade eder.
’15 ŞUBAT’I DÜŞÜNMEK’
Tamara Warjin: Bugün sabah rojbaşla birlikte, hemen hepimiz okumaya veya yazmaya başladık. Her zamanki eğitim saatimizde okulda çözümleme izledik. Parti Önderliği, “yoğunluk derinleştirildikçe, mesafeler anlamını yitirir, aylar günler gibi gelir. Daha sonra başarı önünde engel teşkil eden tüm tutumlara karşı öfkem egemen; bu çok seçkin yaşamdır!” diyordu.
Bugün 15 Şubat! Kürtlerin deyimiyle, halk deyimiyle “Kara Gün”. Güneşimizin, Reber Apo’nun bedenen esir alındığı gün. Ve adeta tüm dünyanın birleşerek, Güneşimize el uzatmaya çalıştığı gün. Bu günün tarifini yapmaya ne kelimelerimiz ne de cümlelerimiz yetecektir.
Bugün Rebêr Apo’yu, Şeyh Said’i, Seyit Rıza’yı düşünürken bir daha tarihin Kürtler için kanlı sayfalarında dolaştım.
Yemedik, içmedik bugün. Gün boyu tüm arkadaşlar yazıp okuduk. 15 Şubat’ı düşünmek, onu anlamak, iliklerine kadar intikam ve öfke hisleriyle dolduruyor bizleri.
15 Şubat’ı düşünmek, yılların intikamını ve Güneşimiz Rebêr Apo’ya gerçek yoldaş olabilmenin, onun aydınlığına katılabilmenin derin özlemiyle düşünmek! Bizleri; Kürt kadın gerillasının beynini ve yüreğini…
‘FEDAİ BİR RUH İLE DİRENECEĞİZ’
Rojbin Mahir Derik: Önderliğimiz şahsınızda gerçekleşen komplo ile Kürt halkı, insanlık ve Hareketimiz yok edilmek istendi. Özgürlük tarihi er ya da geç bunun hesabını soracaktır.
Önderliğimiz komplocu güçlere karşı düşüncede ve yaşamda büyük bir direniş sergiledi. Ve onların merkezinde insanlık onurunu koruyarak, ahlaki toplum gerçekliğini ve hakikati tüm insanlığa gösterdi. Ve bu güçlerin gizli oyunlarını, kirli siyasetlerini ortaya çıkararak maskelerini düşürdü. Bu şekli ile komplocuların amaçlarını boşa çıkardı. Ve bu direnişin coşkusunu, heyecanını ve moralini Kürdistan Özgürlük Savaşçılarının yüreğine ekti. Ve bugün halkımız, bu direniş ruhu ile tüm dünyada meydanlara aktılar. 7’sinden 70’ine kadar herkes korkusuz ve öfkeli bir şekilde 15 Şubat komplosuna karşı mücadele etmektedir. Fedai bir ruh ile mücadele edip, serhildanlara kalkmaktadır.
Kürt Özgürlük Gerillaları ise gösterdiği direniş ile komployu boşa çıkarmaktadırlar. Ve Önderliğimizin özgürlüğü için her alanda mücadele yürütmektedirler. Bu mücadele önümüzdeki yılda büyük bir direnişe dönüşecektir. Ta ki Önderliğimiz, halkımız özgür olana dek mücadelemizi büyüteceğiz ve komplocu güçleri komplolarının içinde boğacağız.