Silivri'de Kürt gazetecilerin yargılandıðı davanın ikinci duruşmasının ilk günü sona erdi. 750 kişilik salonda iddianame; 3 hakim, bir savcı, bir katip ve 12 askere TRT'den gelen 2 spiker tarafından okundu. Kürtçeden Türkçeye çevrilen telefon görüşmelerinin "anlamsızlıðı" dikkat çekerken, iddianamenin okunması sırasında salonda bulunan askerler de uyudu.
Kürt gazetecilerin yargılandıðı davanın ikinci duruşmasının ilk gününde, boş salona iddianame okunurken, askerlerin duruşma boyunca uyuduðu görüldü. 750 kişilik salonda 800 sayfalık iddianamenin 182 sayfası; 3 hakim, bir savcı, bir katip ve 12 askere TRT'den gelen 2 spiker tarafından okundu. Kürtçe konuşmaya izin verilmeyen duruşmada, iddianamede Kürtçeden Türkçeye çevrilen telefon görüşmeleri okundu. Gazeteci Ertuş Bozkurt ile ilgili kısımda Bozkurt'un Roj Tv haber bültenlerine baðlanırken aktardıðı haberler okundu. Kürtçe yapılan görüşmelerin Türkçeye çevrilmiş kısımlarında cümlelerin anlamsızlıðı ve cümle sonlarındaki "Anlaşılmıyor...", "Tespit edilmedi..." gibi kısımlar dikkat çekti.
Ýddianamede, Kürtçede "sayın" anlamına gelen "birêz" kelimesi "kardeş" diye çevrilirken, "Yürüyüşte uçuçu. Biz söyledik", "Duvar çalışma. Belki destek. Böylelikle gelip okudular. Onlar mermilerden katılımcı oldu", "Bu eylem aslında... girdi odaya. Epeyce başını göndermişler çalışmaya. Bu sefer kutlama. Yaz gibi bir kısmında bahar gibi vardı", "Bu Ertuş teşekkür ediyorum", "Kürt günlerden Pazar günü", "Cenaze kadınların şarkıları askerlerin büyükleriyle saklandı", "Diyarbakır'a geleştiler", "Diyarbakır evlerini felsefesi fazlasıyla", "Erdoðan da giden parti prestiji" gibi anlaşılmayan cümleler dikkat çekti. Ýddianamenin 182 sayfası okunurken, duruşma yarın 09.30'a ertelendi.
Öte yandan, Kandıra ve Silivri cezaevleri arasında gerekli yazışmalar yapılmadıðı için tutuklu gazeteciler tekrar Kandıra Cezaevi'ne gönderildi. Tutuklu gazeteciler yarın yeniden ring araçlarıyla Silivri'ye getirilecek. Kadın gazeteciler ise Silivri Cezaevi'ne götürüldü.