Gazetecilere özgürlük için el ele omuz omuza
Dışarıdaki Gazeteciler, tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılması talebiyle Kadıköy'de el ele omuz omuza yürüdü.
Dışarıdaki Gazeteciler, tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılması talebiyle Kadıköy'de el ele omuz omuza yürüdü.
HDP ve CHP milletvekillerinin ön safhada yerini aldığı yürüyüşte, "Artık yeter soluk almak istiyoruz. Bu esarete, bu cehalete katlanmak zorunda değiliz" diyen gazeteciler, 31 Ekim Çağlayan 'da görülecek Cumhuriyet Gazetesi davasına katılma çağrısında bulundu.
Kadıköy'de bir araya gelen Dışarıdaki Gazeteciler grubu, 300 gündür özgürlüğünden alıkonulan gazeteci Ahmet Şık ve tutuklu meslektaşları için Mehmet Ayvalıtaş Parkı'ndan Boğa heykeline kitlesel yürüyüş gerçekleştirdi. HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, CHP Milletvekilleri Barış Yardakaş, Ali Şeker, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, Tiyatro Sanatçısı Gülriz Sururi'nin ön saflarda yerini aldığı yürüyüşte, "Gazetecilere özgürlük", "Muhalif avına tutuklamaya artık yeter", "Gazetecilik suç değildir", "Özgür basın özgür ülke" pankartları ile gazeteci Ahmet Şık'ın fotoğrafları taşındı.
El ele omuz omuza yürüyen gazeteciler hep bir ağızdan, “Susma haykır, özgür basın haktır”, "Özgür basın susturulamaz", "Hemen şimdi özgürlük", "Hemen şimdi adalet", “Ahmet çıkacak yine yazacak”, “İnan çıkacak yine yazacak”, “Murat çıkacak yine yazacak”, “Mahir çıkacak yine yazacak”, “Tunca çıkacak yine yazacak”, "İsminaz çıkacak yine yazacak", "Havva çıkacak yine yazacak" sloganlarını attı. Tutsak gazetecilerin özgür bırakılması talebiyle sık sık ellerini havaya kaldıran kitle, çevredeki insanlara, "Zorbalığa dur demek için gel" çağrısında bulundu.
KRAVATLI FARELERİN RAHATÇA KEMİREBİLMESİ
Altı Yol’a varan gazeteciler adına açıklamayı Gazeteci Gülşah Karadağ okudu. Bir kez daha özgürlük ve adalet için buluştuklarını, ele ele, omuz omuza yürüdüklerini vurgulayan Karadağ, "Hakikatin önüne gerilmiş olan perdeleri yırttıkları için hapse atılan gazeteci arkadaşlarımızı andık yüksek sesle, yine göğsümüz kabardı, varlıklarıyla gurur duyduk.
İyi ki buradayız ve iyi ki yan yanayız" diye konuştu. Onlarca gazeteci tutsak oldukça hiç kimsenin özgür olamayacağını hatırlatan Karadağ, gazetecilerin tutuklanma nedenlerinin muktedirin çevirdiği organize işleri gözden kaçırmak için olduğunu kaydetti. Karadağ, "Gazetecilerin tutsak edilmesi gerçeğin gizlenmesi ve yalanların ortaya çıkmaması içindir. Hakkın, hukukun, adaletin ayaklar altına alınıp çiğnenmesi içindir. İşkencelere yol vermek, evlatlarımızın neden katledildiklerini unutturmak, katillerden hesap sormamak içindir, katledilen kadınların çığlıklarının bastırılması; yolsuzlukların üstünü örtbas etmek içindir" dedi.
'DEMOKRASİ VE BARIŞ İÇİN EL ELE'
"Ama artık yeter ve hayır solu almak istiyoruz" diye haykıran Karadağ, bu esarete, bu cehalete katlanmak zorunda olmadıklarını vurguladı. Cumhuriyet Gazetesi ve Özgür Gündem davalarına dikkat çeken Karadağ şöyle konuştu: "Buraya nasıl el ele geldiysek, Çağlayan Adliyesi’ne de gidebilir, her sabah Silivri zindanında uyanmak zorunda bırakılan İnan Kızılkaya’nın, Kemal Sancılı’nın Ahmet Şık’ın, Akın Atalay’ın, Murat Sabuncu’nun, Emre İper’in ve onlarca tutuklu gazetecinin özgürlüklerinin iade edilmesi talebini avaz avaz haykırabiliriz."
Zorbalığa dur demek, demokrasi ve barış için el ele, omuz omuza durulması gerektiğine dikkat çeken Karadağ, "31 Ekim’de Çağlayan Adliyesi’ne" dayanışma çağrısında bulundu.
Açıklama sonrası gazeteciler birbirlerine sarılarak dayanışma mesajı verdi.